son dünya kupasına katılmayı son anda kaçırmış, bir sürü futbolcusu ingiltere gibi üst düzey bir ligde oynamakta olan izlanda" ya kötü oynayıp, amatörce hatalar yaparak yenildiğimiz maç.
rakip çoğu kişinin iddia ettiğinin aksine güçsüz değildi. milli takımımız da organize ve dikkatli olamadı, sonuçta yenildik. eğer teknik sorumlularımız ve futbolcularımız oturup hatalarını iyi değerlendirir, ders alırsa hala şansımız var. daha her şey bitmedi.
bu izlanda'yı zamanında da itfaiyeciler, kasaplar, belediye işçileri, amatör futbolcular diye küçümseyip inönü'de ecel terleri döküp zar zor 1-1 berabere kalabilmiştik. diyeceğim o ki bizim memleketteki bu her alandaki göt kalkıklığının neye güvenilerek bu kadar yukarlarda olması da irdelenmesi gereken ciddi bir meseledir.
2016 Avrupa Şampiyonası grup maçlarına Türkiye izlandaya karşı aldığı 3-0 gibi şok bir yenilgiyle başladı. Bu tablo bize yabancı değil çünkü gerek Guus Hiddink gerek Abdullah Avcı, gerekse milli takımdan yollanmadan önceki Fatih Terim örneklerinde olduğu gibi milli takımın başına her geçen yeni teknik direktörün Türkiye'yi deneme tahtası yapılmasına izin verilmesi bir hayli can sıkan durumdu. Bu yenilgiyi sıradan bir yenilgiden ayıran husus Amerika hazırlık kampından son hazırlık karşılaşması olan Danimarka maçına kadar Türkiyenin sık sık sistem değiştirmesi, milli takımın başına geçen her teknik direktörün kendi sistemini uygulatmaya çalışması verilen kalıcı hasarın görülememesi sonucunda ortaya çıkarttığı acı veren bir yenilgidir.
----RESiM----
Maça Türkiye maç öncesi analizde belirttiğim üzere Mehmet Topal DOS(defansif orta saha) olarak başlayacağı ve sistemin 4-3-3 olacağı yönündeydi. Keza bu sistemi Fenerbahçeden bildiğimiz üzere hücumda Caner ve Gökhan Ofansif Bek olmalarından dolayı orta sahaya kayıyor, Mehmet Topal 2 stoper arasına girerek kontra ataklara veya ara toplarına karşı süpürücü rolde oynuyordu. Bir anlamda hücumda 3-4-3 dönüşümlü 4-3-3 de dememiz hiçbir farklılık yaratmaz.
FAKAT;
Milli takıma dönecek olursak izlanda maçında yukarda da görüldüğü üzere SET oyununda klasik 3-4-3 sistemini hiçbir sebep yokken denemek manasızdı. Çünkü rakip takım izlanda korkusuz bir şekilde 4-4-2 ile sahaya çıktı ve çoğu atağında 2 forvetleri, 3 defansımızla karşı karşıla kaldı. Asıl oynatılmak istenen ise Ersan Gülüm sol stoper, Ömer Toprak sağ stoper iken Mehmet Topalın aralarına girerek 3-4-3 sisteminde takımı SET ataklarına karşı korumak veya aralara atılan toplarda uzun ayaklarının ve yüksek toplarda ise boyunun avantajıyla ekstra bir kanat gücünü Gökhan ve Canerin defans alanlarını hücuma yöneltmeleri amacıyla takıma sağlayabilmekti. Şüphesiz rakip takımın analiz edilmediğinin belirtisi olan bu durum gereksizdi; çünkü rakip takım sol ayaklı sol kanat, sağ ayaklı sağ kanat oyuncusu kullanan klasik 4-4-2 prensibiyle sahaya çıkan, topu kanatlardan getiren ve 3lü defansımızı kurbanlık koyun gibi yakalayan bir takım karşımızdaydı.
Hem Fenerbahçenin 2 yıldır kullandığı sistemde hem Fatih Terimin sisteminde DOS oynayan Mehmet Topal kilit oyuncu rolündedir. Maç öncesinde haber sitelerine servis edilen 3-4-3 sistemi esasen 4-3-3 sisteminin hücumcu tabiridir. Fakat Fatih Terimin ünlü kibiriyle 3-4-3ü 3 çakılı stoperle oynamayı tercih etti ve yenilgide suçsuz, sistemi çözmeye çalışan milli takım oyuncuları kurbanlık koyun gibi sahada yenilmeye oynuyordu. Türkiyede Fenerbahçenin Aykut Kocaman ve sonrası ismail Kartal ile oynadığı Mehmet Topallı sistem bundan farklıdır çünkü Fatih Terimin sisteminde uygulanan kısmında Mehmet Topalın çakılı şekilde stoperler arasında oynatılması tam anlamıyla iNTiHARdı.
Maçın ilk 10 dakikasında Türkiye Fatih Terimin sistemini çözmeye çalışırken sanki buz patenini yeni öğrenen insanlar gibi yavaş hareket ediyor, futbolcular görev verilen bölgelerini terketmemek için ekstra çaba sarfeden Ersan Mehmet Topal Ömer stoperlerimizin önünde Emre ve Selçuk inanın topu rüzgara karşı çevirememesi maçın zor geçeceğinin ilk işaretiydi.
Rakip tabiri caize çatır çatır top oynarken Türkiye defansa çekildiğinde sistemini 5-4-1 şeklinde uyguluyordu. Burak Yılmazın ilerde tek başına top tutabilen bir oyuncu olmaması, Arda Turanın sol kanatta durmaktan ziyade sık sık serbest oyuncu gibi oynaması Mehmet Topalın defans arasında kaybolup gitmesi takıma disiplinden uzak, hata yapmaktan korkan sinik bir takım görüntüsü veriyordu.
izlanda ise doğru futbol oynuyordu. 4-4-2de temel kıstas solda sol ayaklı, sağda ise sağ ayaklı kanat oyuncularla rakibi kanattan ortalarla saf dışı bırakmaktır. Sol açıkta Emil Hallferdsson bindirmeleri 13. dakikada ilk meyvesini veriyordu ve açtığı ortaya çift forvetin sağındaki Bödvarssonnun kafa vuruşunda top direkten döndü. ilk golün geleceği kanat ataklarıyla beraber korner vuruşlarında da Onur Kıvrakın boyunun kısa kalması rüzgarı arkasına alan izlandanın iştahını kabartıyordu ve ilk gol de 17. dakikada ilk topu direkten dönen Bödvarsson ile köşe vuruşundan geldi. Tabi Fatih Terim 3lü defans kurgularken rakibin çift forvet çıkabileceğini hesaba katmamış olacak ki top oynamaktan çok top oynayanları izleyen bir milli takım vardı.
Dakikalar 27i gösterdiğinde milli takımın ilk ciddi atağı Selçuk inan ile ceza yayı çevresinden şutuyla az farkla auta çıktı. Bu dakikadan itibaren izlandanın sol açık oyuncusu Hallferdsson bindirmelerine devam ederken, Gökhan Gönül ile Caner haklı olarak defans 3lüyse biz niye yardıma gidiyoruz der gibi izlanda kanatlardan bindirirken onlar peşinlerinden koşuyorlardı. Milli takımın ilk korneri de 33. dakikada geldi bu bile sistemin işlerliğini kaybettiğini gösteren bir diğer veri. Dakikalar ilerledikçe milli takım oyuncuları sisteme boyun eğiyor ve sadece top oynamak için sahadalar izlenimi veriyordu. ilk yarının sonlarına doğru Arda Turanın çaprazdan vuruşu rakip takımın kalecisinin çelmesiyle kornere giderken dakikalar 43ü gösteriyordu ve ilk yarıyı milli takım 1-0 geride kapattı.
ikinci yarı başladığında ilk yarının bahanesi olan rüzgarı arkasına alan milli takımın ilk cılız atağı sol çaprazdan Caner Erkin ile geldi. 58. Dakikada ise Ömer Toprakın kırmızı kart görmesiyle takımın tamamen gardı düştü. Defansın bu kadar dengesiz olmasının sebebi tamamen 2li stoper oynamaya alışmış olan hem Ömerin hem de Ersanın aralarında Mehmet Topalı stoper olarak görmeleri pozisyon kaygılarına yol açıyordu. Daha sonra 4-4-1e dönen milli takım Burak Yılmaz ile 69. Dakikada 3 metreden golü de kaçırınca tamamen rakibine teslim oldu ve Fatih Terimin oyun oynar gibi sistemle oynaması 8 maçta bir sistem oturtamaması pahalıya patladı, hakkedilen güzel bir yenilgi alındı. Temennimiz maçlara daha fazla tecrübe edinme gözüyle bakılmaması ve takımın ideal sisteminde oynatılmasıdır.
izlanda 3:0 Türkiye
Stat: Laugardalsvöllur
Hakemler: Ivan Bebek, Tomislav Petrovic, Miro Grgic (Hırvatistan)
izlanda zannedildiği kadar dandik bir takım değildir, zaten adamların en kariyerli futbolcusu olan gudjohnsen in seviyesinde bir kariyeri olan herhangi bir futbolcumuz yok tarihimizde. ancak türk milli takımı doğru kadro seçimiyle bu izlandanın anasını avradını bir güzel şey ederdi çok afedersiniz öhhmm, Fizik gücü yüksek takıma karşı 3 stoperle oynarsan, ortasahadaki oyuncularından biri selçuk inansa forvetinde de tek özelliği arapasa kaçmak olan burak yılmaz oynuyorsa kusura bakma ama bu adamlar sana 3 de atar 5 de atar çünkü sen kendi kendini kitlemişsin zaten. adamların yapacağı şeyler 3 aşağı 5 yukarı belli sen bunlara karşı 3 stoperle oynarsan bunlar ortasahadan öyle bir yardırarak gelir ki dün gece gördüğümüz üzere aklını alırlar adamın.
futbolcuların değil fatih terim'in kaybettiği maçtır.
türkiye'de futbol ve sporun geneliyle ilgili çok sıkıntı var ama bu maçta bunların hemen hiçbirisinin yansıması yok. burda teknik yönetim zaafiyeti var.
buyrun en baştan kısa kısa izah edeyim:
-geçtiğimiz 3 ayda 5-6 hazırlık maçı yaptık. hazırlık maçı yaptığımız takımlar arasında kosova, irlanda gibi dünya futbolunda hiçbir yeri olmayan takımlar varken, en güçlüleri danimarka'ydı. biz bu hazırlık maçını 2 ay evvel değil, 1 hafta önce yapmayı tercih ettik. o maçta herkes avrupa şampiyonası finali gibi saldırdı, semih'i kaybettik. teknik ekip planlama hatasıdır bu.
-takım bu hazırlık sürecinde bir kere bile üçlü defansla oynamamışken, üçlü defans oynayacak profil veya oyuncu kalitesi de yokken 2 gün içinde böyle bir taktiği benimsemeye çalıştık. imkansızdı, tamamen teknik direktör hatası.
-takımın fiziken ve manen disiplin eksiği var. en ufak bir çalışma yapıldığı şüpheli. takımın fizik durumu ortada. manevi durumuysa ömer'in görmekten korkmadığı lakayıt sarı karttan belli.
-takım motive edilmemiş, tam tersine gerilmiş. gerilen ve agite olmaya uygun oyuncuların bir kısmı -emre, selçuk gibi- tutuklaşmış, ötekilerse -gökhan gönül, ömer toprak gibi- gamsızlaşmış ve sorumsuzlaşmıştır. bu sadece görülen kartlardan değil, topu kullanma tercihlerinden de bellidir.
-kadro baştan aşağı yanlışlarla dolu ve komik. bence fatih terim siyasi irade ve mevcut sistemin etkisiyle oyuncu izlememiş. en herkesin memnun olacağı kadroyu çıkartmış veya takıma çağırmış. teknik açıdan gökhan, caner ve burak'tan başka hiçbir tutar yanı yok. 6 aydır kamp yapan takımın en ufak bir karakteri, ekolü yok.
hiçbir şey aklına gelmiyorsa klasik 4-4-2 çık, deplasman takımı gibi oyna ama yenilmeye gelmiş gibi değil oyun disiplinine bağlı oyna.. böyle olmazdı zaten.
o bilaller, tarıklar, uğur demiroklar, aytaçlar, cenk tosunlar, alperler nerde? bundan kötü mü oynayacaklardı bu adamlar?
milli takımın sahibi selçuk mu? emre mi? göksel gümüşdağ mı? kabine mi? bunları biri çıkıp açıklamalı halka izlanda'dan üç yiyorsak.
kıssadan hisse: fatih terim'in hocalık kariyerinden öte fatih terim'liğinin bitmeye başladığını, kendisinden ödün vere vere kendisine benzemediğini gördüğümüz maç.
dün gece futbol adına hiçbirşey göremedim, ömer üründül gibi bloklar arası kopukluk tabirini kullanmak istemiyorum ama, kopukluğu geçtim hiçbirşey yoktu sahada, eskiden moldova, belarus, estonya gibi takımlara da yenildik, eyvallah, bunların hepsi tamam da, maçtan sonra sosyal medyada yapılan acımasızca eleştiriler koyuyo bana en çok. iki reaksiyon alıcam diye bir maçla koskoca milli takımını satanlarla dolu etraf, olum biz değilmiyiz lan dünya ve avrupa üçüncüsü olan, çek cumhuriyeti maçında mucize dönüşü gerçekleştiren, hırvatistan'ı semih ile yıkan. tarihimizde hiç mi kötü dönemlerimiz olmadı, bu da onlardan biri işte, eleştiri yapılır tamam da b.kunu da çıkarmayın anasını satayım, önümüzde çok maç var, çek cumhuriyetini evimizde yenersek yeniden başlar herşey bizim için, selçuk, burak, ömer, olcan, ersan gibi futbolcuların silkelenmesi de lazım tabi bunun için, defansa semih ile, orta sahaya hakan çalhanoğlu ile, iyi bir arda ile, artık on birde oynaması gereken mevlüt ile, formda caner ve gökhan ile, biyonik adam mehmet topal ile çok daha iyi olabiliriz, yarısı sakat olan takım avrupa üçüncüsü oldu 2008'de, şu s.kimsonik yorumlarınızı yapmadan önce iyi düşünüp güvenin şu takıma.
hala o futbolcu bu futbolcu diye sayıklıyorsunuz.
volkan diyenler hırvat maçlarında yediklerini hatırlıyor musunuz ya da dünya kupası eleme grubunda yediklerini. tolga da farklı mı goller yedi. sen maç boyu rakibin ceza sahasına 2 kez topla girmişsin. pozisyon diye arda'nın ceza sahası dışından çektiği şutu yazıyorlar. adamlar bildiklerini oynadılar. senin defansının bir sistemi yok. arkadaşlar salla pati oynuyor. kafa golünü bomboş atıyor 3. gol ise tam komedi defans oyunucumuz refakat ediyor. selçuk akıl almaz derecede formsuz. sneijder'e bağlayanlara kanıp burak'a ve o'na akıl almaz bir zam yapıldı. oysa selçuk zaten bitmeye başlamıştı. neden çalışsın ki? garanti kontratlar, yabancı sınırı gel keyfim gel. trabzon gibi istanbul'a göre gece hayatının sönük olduğu bir şehirden de kaçtı. istanbul da tut tutabilirsen.
bunu bile galatasaray'a bağlayan mallar var. ulan caner cska'da oynarken kaç kez çağrıldı?
yabancı sınırlaması denilen saçmalığın sonuçlarını göstermiştir bu maç. milli takımda oynayan bu adamlar herhangi bir forma kaybetme riski olmaksızın milyon milyon euro götüren adamlar. neden? çünkü siktiğimin 5+3'ü yüzünden tek özelliği çok da hata yapmamak olan türk oyuncular el üstünde tutulmaya başlanıyor.
fatih terim de ayrı bir kafa zaten. yahu adamın futbol bilgisini eleştirmeye hiç birimizin çapı yetmez tamam allah aşkına ilk 11'de oynayan oyuncuların hangisi daha önce 3'lü defans sisteminde oynamış oyuncular. gelecek milli takımın sistemini oluşturuyor desen, o da yok çünkü iki maç sonra vazgeçecek bu sistemden.
burak yılmaz'a da ayrı bi parantez açmak istiyorum ve anında kapatıyorum ne desem gg olacak çünkü. ayrıca şu selçuk inan denen ruhsuz heriften de kurtulmamız lazım artık. galatasaray veya milli takıma ya da oynadığı herhangi bir takıma ne katıyor bu adam gerçekten biri açıklarsa sevinirim. savunma yapıyo desen yok, hücumda etkili desen değil. nedir bu adamın olayı allah aşkına.
selçuk burak olcan bunlar galatasaray futbolcusu olmaktan başka bir nitelik göstermediler ki o yüzden kadrodalardı. fetonun emre aşkı da ayrı bir dünya... öyle salak dizildik ki adamlar zat-ı şahanemizi siktiler. bugün izlanda takımını ptt 1. lige koy üst lige çıkamaz. ayrıca bu kadar genç 16 da kaliteli topçu olacak ken sen ne sikime emre selçuk gibi umursamaz piçleri oynatırsın. ulan burak ne burak? pektemek beşiktaş ta değilde galatasarayda oynasaydı o burak denen göt forma yüzü göremezdi milli takımda. alper potuk nerde hakan çalhanoğlu,salih uçan nerde ki gidip emreyi oynatırsın. aklım almıyor.
Tolga Zengin'in, Olcay Şahan'ın çağrılmadığı veya çağrılıp oynatılmadığı maçta Olcan gibi bir halı saha topçusunun ve Onur Kıvrak'ın oynatılmasının sonucudur.
Çok formda Mustafa Pektemek'in torpilli Burak oynasın diye uzun süre kenarda bekletilmesidir.
ama sadece bunların sonucu değildir.
Esas problem sistemseldir. Altyapıların çalışmaması, futbol dünyamızın ahlaksızlığa batmış olmasıdır esas neden!
Bu kadar bozuk bir yapıdan zaten ne beklenebilir ki?
Fatih Terim hemen gençleştirmeye gitmelidir.
Son olarak, herkes Avusturya milli takımı topçusu Veli Kavlak'ı aşağılamayı marifet bilir ama Selçuk inan neyi ondan iyi yapmaktadır?
Bana sorarsanız hiç bir şeyi!
evet, Tekniği çok daha iyi olabilir ama hep kenar pası atıp durdu. defansta ise Veli çok da iyidir. sözde-Maestromuz eğer Avusturya'nin kazma DMC'sinden kötüyse, izlanda'dan 3 yemek normal sonuçtur.