daha dün 30 ağustostu. bugün 9 eylül. sen hiçbir şey yapmadın. ben hala aynı yerdeyim. hiçbir şey değişmedi. tek bir şey bile değişmedi. ama vakti zamanında harekete geçenler şu göz açıp kapamak kadar kısa sürelerde bir vatan bir şehir kurtardı.
bizde eylem eksik.
bu adamları, özellikle mustafa kemal'i düşündükçe kudreti ve azmi altında eziliyorum. bu kadar büyük bir ''babaya'' sahip oluşumuz mu bizi pasifize eden yoksa. lacanla oturup konuşmak isterdim.
büyüdüğüm, hayatı öğrendiğim şehrin kurtuluş yıldönümü kutlu olsun.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1900173/+
Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verilen bu hürriyet savaşının sonuna doğru zaferin 9 eylülün izmir'inde yunan ordusunu tepelelediğimiz kutlu bir gündür.
izmir'in dağlarında yeniden çiçekler açılmasına, bozulmuş düşmanların yel gibi kaçmasına öncülük eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarına minnetle...
"26-27 ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın karahisar’ın güneyinde 50 ve doğusunda 20-30 kilometre uzunluğundaki müstahkem cephelerini düşürdük. yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 ağustosa kadar aslıhanlar yöresinde kuşattık.30 ağustosta yaptığımız savaş sonunda düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık. düşman ordusunun başkomutanlığını yapan general trikopis de esirler arasına girdi.
demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş günde alınmış oldu. 31 ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle izmir’e doğru yol alırken diğer birlikleriyle de düşmanın eskişehir’in kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı.
doğrudan doğruya bana gönderilen bir telsiz telgrafta da izmir’deki itilaf devletleri konsoloslarına benimle görüşmelerde bulunma yetkisinin verildiği bildirilerek, onlarla hangi gün ve nerede buluşabileceğim soruluyordu. buna verdiğim cevapta da 9 eylül 1922′de kemalpaşa’da görüşebileceğimizi bildirmiştim. gerçekten de söz verdiğim gün, ben kemalpaşa’da bulundum. fakat görüşme isteyenler orada değildi. çünkü ordularımız, izmir rıhtımında ilk verdiğim hedefe, akdeniz’e ulaşmış bulunuyorlardı.
saygıdeğer efendiler,
afyonkarahisar-dumlupınar meydan muharebesini ve ondan sonra düşman ordusunu tamamıyla yok eden veya esir eden ve kılıç artıklarını akdeniz’e, marmara’ya döken harekatımızı açıklayıcı ve vasıflandırıcı söz söylemeyi gereksiz sayarım.
her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekat türk ordusunun, türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir.
bu eser, türk milletinin hürriyet ve istiklâl düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir. bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur.”
türk milletinin uyanış ve yükseliş sürecinde atatürk'ün vaad ettiği ilk hedefini gerçekleştirdiği gündür.
uluslararası maçlarda takımlarımızın durumunu bilirsiniz.
çoğu zaman bir kaç cesaret kırıcı atakla karşılaşırsak hele de gol yersek oyuncularımız kolayca demoralize olur; maçın kaderini değiştirecek bir atılım yapmaya mecalleri kalmaz ve yeniliriz.
bu karakterde bir milletiz.
1919'da padişahın damadı sevr anlaşmasını imzalayıp ülkenin anahtarını düşmanlara verdiğinde tam anlamıyla yeniktik. bir futbol maçında seckin oyuncularının bile yenilgiyi bu kadar çabuk kabul ettiği bir millet tam bir hezimete direnip anadolu'yu neredeyse ankara'ya kadar istila eden ingiliz desteğiyle her türlü silah, techizat ve kaynağa sahip 400 bin kişilik işgalci yunan ordusunu nasıl yendi?
cevap atatürk'ün dehası ve türk milletinin ona olan koşulsuz inancı ve bağlılığıdır.
atatürk'ün yönettiği ordumuz yüz binlerce işgalci yunanı önüne katıp süre süre izmir'e kadar takip edip deniz yoluyla defolup gitmelerini sağlamıştır.
bu olay da çok doğru bir şekilde denize dökmek olarak tabir edilir.
başta mustafa kemal atatürk'e borçlu olduğumuz bu kurtuluş günü ulus bilincine sahip herkese kutlu olsun.
vatan hainlerini üzen kurtuluştur. zamanında bunların dedelerine yapıldığı gibi 3-5 tanesini yağmurdan sonra asıvereceksin kurusunlar diye bir yerlere bak diğerleri nasıl bir anda milliyetçi vatansever oluveriyorlar.
bu ülke bu vatan hainlerinden çektiğini ne ermeniden çekti ne yunandan ne ingilizden. onlar en azından piçliklerini açıktan yapıyorlar. bu şerefsizler gibi türkiye cumhuriyeti kimliği taşıyıp içten içe şerefsizlik yapmıyorlar.
yunanlılarla birlikte, arapçılar da denize dökülseydi iyiydi dediğimiz hadisedir. hiç olmazsa bugün esenlik ve kardeşlik içinde, ulus bilinciyle yaşar bu densizlerin arap hayatını bize pompalamak istemelerine katlanmazdık...
ingiliz istihbaratı'nın "Türkler burayı 1 yılda geçemez " raporuna karşın Türk ordusu Yunanlar'ı 26 ağustos-30 ağustos arasında 4 günde darmaduman etmiştir. Muharebe kazanıldıktan 9 gün sonraysa izmir'e ulaşmıştır. Yani Atatürk önderliğindeki türk ordusu imkansızı başarmış ve 1 yılda geçilemez denilen yeri 13 günde geçmiştir.
Tabi bu kurtuluş hareketinde can acıtan bazı noktalar da yok değil. Yunan birlikleri hızla geri çekilirken çıktıkları her şehri ateşe vermişlerdir. Türk ordusu kurtardığı her şehirde Türkler'e yapılmış katliamlarla karşılaşmıştır.