tek kelimeyle yine ebemi s*kmiş deplasman/maç. Her yıl olduğu gibi öncelik o rezil stadyum. ulan binlerce insan var ve topu topuna iki kapı o da doğru düzgün çalışmıyor.* Her yıl olduğu gibi yine gaziantep seyircisinin şehir girişinde, sokak aralarında ellerinde taşlar ile pusuya yatarak misafir takım otobüslerini taşlaması.* aşağı inmeye kalktığın zaman kaçmaları. her zaman ki ibnelikleri. stadyuma 2 saat önceden girmeye çalışmak. hoş yine "beyler pankart asılacak" kargaşası ile hızlı hızlı sıra beklemeden girmeye çalışıyoruz çünkü harbiden 2 tane pankart asılacaktı. her neyse biraz kalabalıkta olunca çok fazla sıra beklemeden girdik içeri. antep belki antep olalı ilk defa bu kadar çok galatasaray taraftarı'nı görmüştür. adım atacak yer yok ağzına kadar doluydu. ancak kavgalar bir türlü dinmedi. maçtan önce gaziantepspor seyircilerinin, bir kaç temsilciliğe saldırması, otobüs taşlamaya çalışması devamında sahaya atlamalar, güvenliklerden dayak yemeleri falan tam bitti derken bu defa galatasaray tribünü karıştı. üst taraf birbirine girdi, tayfa atladı. sonra tayfa ile başkaları. o kargaşa içerisinde pankartları asmaya çalışmak.(sete asılan alpaslan dikmen pankartı ve kale arkasına aslan özledik seni düştük yollara pankartı) zaten her şeyin en kötüsü olan "sıcaklık" faktöründen bahsetmiyorum bile. maça gelince; iyi başladık, güzel goller attık, ligin ilk maçıydı ve üç puan kazandık. zor bir deplasman, eksiklere ve bu kadar sıcağa rağmen kazanılarak bitmiştir.
gaziantepspor açısından bakacak olursak; hocanın sol ve sağ bek tercihlerinin neticeyi etkilediği söylenebilir. olcan adın'dan sol, mehmet yozgatlı'dan sağ bek olamaz, ilk golde ikisi de hatalıydı. geçen yılın gediklileri ivan de souza ve erkan sekman neden yoktu bilemiyorum. kaleci murat şahin ve serdar kurtuluş'un gelmesi takım savunmasını iyi seviyeye getirecektir. gene de bir sol bek alınmalı.
ayrıca 0-2'lik skor dezavantajına rağmen takımın toparlanması ümit vericiydi. neticede galatasaray çok hükmetmediği bir maçı aldı, gaziantepspor ise gelecek için ümit verdi.
özellikle yeni transfer julio cesar çok can yakacağa benzer.
federasyonun "bile bile lades" dediği maçtır. Daha yakın zamanda manisaspor'lu meduna'nın saha ortasında geçirdiği talihsiz olay hafızalardayken, hangi akıl ve mantığa dayanarak ağustos sıcağında, antep'teki maçı saat 19:30'da oynatırsın arkadaş? Bu maçı , bu şartlarda olmasına rağmen 19:30'da oynatıyorsun, Sivas gibi zaten Allah'ın iyi günü serin olan yerdeki maçı 9'dan sonra oynatıyorsun? Nasıl bir kurumsal mantık bu, sorarım ahaliye! Keita kurtulamasaydı ne olacaktı, lütfen birisi bana bunu söylesin? Bu adamlar milyon euroluk adamlar, haydi onu da geç herşeyden önce "insan"lar! Kusura bakmayın ama Türk futbolunu yönetseniz de bunu yapmaya hakkınız yok!
Bu sitemimizi de yaptıktan sonra gelelim maça : Öncelikle çok tempolu ve hızlı bir maç olduğunu söylememiz gerekiyor sanırım. Her iki takımın da orta sahası -özellikle defansif ortasaha mevkileri- çok çabuk geçildi, bu geçişlerde uzun topların kullanılması da maçı daha çekişmeli bir hale getirdi. Top bir o, bir diğer kaledeydi. Tabata ve milan Baros gibi hepimizin imza atmasını beklediğimiz isimler -tabata'nın penaltıdan attığı gol dışında pek etkinliğini göremedik- etkisizdi. Şu açık görünen bir realite ki gaziantepspor zaman içinde, fizik gücü çok yüksek ve her an diri bir takım haline gelmiş. Kontratağa da çok çabuk çıkabiliyorlar, zaman zaman defanstan attıkları uzun ve isabetli paslarla oyun kurmayı deniyorlar ve bu maçta bunu çok gördük. Fakat Galatasaray'ın bir artısı -kısmen de olsa- bu yıl ileri çıkışlarda, orta sahanın geçen yıla oranla daha çabuk dönebilmesi ve bu yüzden Gaziantepspor yakaladığı kontraların çoğunu hızlı değerlendiremedi ve oyun galatasaray ceza alanına girmeden sete döndü. Buna rağmen bu yıl gaziantepspor'un çıkış yapacağını düşünüyorum. Dört büyüklerle oynayacakları maçlar -özellikle kendi sahalarındaki maçlar- oldukça çekişmeli ve zor geçecek, bu kesin.
Galatasaray'ımıza gelirsek . Yüz kere söylüyoruz, bin kere söylüyoruz ama nedendir anlamam. Emre Güngör (hatta Emre aşık bile yeğlenebilir rahatlıkla) varken Gökhan Zan , uğur Uçar varken de Sabri neden bu takımın kadrosunda ısrarla oynattırılır anlayamıyorum. Avrupa maçına saklama olayı da olamaz, Talinn maçı 20 ağustos'ta, kaldı ki yedeklerle çıksan yine o maçı alırsın. Frank Rijkaard'ın takıma sistem oturtmaya başladığı ve bunun her geçen zaman biraz daha oturduğunu görebiliyoruz, ayağa pas yapan, hızlı oynamaya çalışan bir takım istiyor ama sabri ve gökhan zan tercihlerini, bu mantalite kapsamında birisi bana lütfen açıklasın. Alternatif de varken, neden bu konuda ısrarcı davranıyor çözebilmiş değilim. Gökhan Zan tercihi yine kendini belli etti. Pres yapmaksızın, adamı bekleyerek defans yapma anlayışı, gelen rakip oyuncuya neredeyse refakat etmesi, arkasına adam kaçırması vs. bir sürü göze batan hatasıyla devam ediyor bu adam. Sabri yine bizi çıldırtan top kayıplarına devam etti. bir oyuncunun attığı taç bile isabetli olmuyorsa ben daha ne diyeyim? Bu tercihlerden dolayı, özellikle Gökhan Zan tercihi, savunmamız, hızlı ve fizik gücü sağlam olan gaziantepspor hücum hattı karşısında zor anlar yaşamaktan kurtulamadı ve defanstan oyun kurmakta zorlandı.
Ayhan akman vasatın üstüne çıkamadı. Arda Turan'a söyleyecek söz bulamıyorum, mevkisi değiştirildi, 10 numara yerine getirildi, orada bile klasını konuşturmakta zorluk çekmiyor. Bugün de bir gol attı ve Nonda'ya mükemmel bir asist yaptı. Bu adam gerçekten kaptanlığı hak ediyor. Milan Baros yalnızları ve güçsüzleri oynadı bu akşam. Yerine tekniği nispeten daha az olsa da Shabani Nonda gibi fizik gücü ve kalıbı milan baros'a göre daha iyi olan bir hücum adamı girince farkı hemen gol sonucuyla gördük. Mustafa Sarp'a ayrı bir parantez açmak gerekiyor sanırım. çok ortalarda gözükmese de bu adam bence takımımıza çok çabuk uyum sağladı. Tabii ki bir Mehmet Topal, (iyileşirse, ki ümidi kesmem yakındır) tobias linderoth bu adamın yerini alabilir. Fakat ara ara gol yollarına çok iyi sızan bir ön libero mustafa sarp bana aklırsa ve defanstan geri dönen toplarda da şut özelliğini kullanabiliyor, tıpkı mehmet topal gibi. Bu artı bir özelliktir. Nitekim Bugün o da golünü attı.
Bütün bunların toplamında, daha ligin ilk haftasında, 45 derece sıcakta, antep gibi bir deplasmandan, 3 puan ile dönülmesi büyük bir kazançtır. Sistemin zamanla yerine daha da iyi oturacağını düşünmekle beraber, bu takıma olabildiğince çabuk bir zamanda elano blumer'in ve linderoth olmasa bile en azından mehmet topal'ın katılması gerekmektedir. Bunun yanı sıra olmaz olmaz şart, gökhan zan'ın yerine emre güngör'ün, sabri'nin yerine de uğur'un oynatılması zaruriliğidir.
Cimbom'umuz iyi başladı, darısı haftaya ve Avrupa Ligi gruplarına inşallah! *
total futbol yolu zor bir yoldur. sistemi oturtana kadar çok puan kaybedersiniz, çok gol yersiniz.. defansta bol bol açıklar verirsiniz. rakipleriniz karşısında madara bile olabilirsiniz.
galatasaray bu maçla, total futbol yolunda çok kıymetli bir üç puan almıştır. hatta ekstra bile denebilir.
ama bu maçla birlikte şunu da görmüş olduk ki, servet-gökhan-sabri üçlüsünün pas futbolunu öğrenebilmeleri, cesaret toplayıp riskli yerlerde bile pas yapabilmeleri, deveyle hendek hikayesine taş çıkartacak cinstendir. bunlara ayhan ve mustafa sarp'ı da ekleyebiliriz..
çünkü bu saydığım isimler maç boyunca topu şişirdiler, şişirdiler, şişirdiler.. üstelik kulübede rijkaard olmasına rağmen..
neyse rijkaard bu acemilere mutlaka önlem alacak ve onlara futbolu öğretecektir. futbolun, defanstan kullanılan bir tacı, illa rakip sahadaki arkadaşına yetiştirmesi gibi bir şartı olmadığını sabri'ye, bir defansın tek görevinin rakibine omuz atmak ve topu taca atmak olmadığını servet'e, pozisyon alabilme yetisini gökhan zan'a, ani ataklarda topun geriye değil ilerideki oyuncuya en kısa sürede aktarılması gerektiğini ayhan'a.... öğretecektir illa.. onlara galatasaray'ın futbolcuları olduğunu anımsatacak ve top istemekten korkmamaları gerektiklerini de ek ders ücreti almadan öğreteceğini zannediyorum..
penaltı pozisyonunda sabri sarıoğlu'nun hareketinin faul olduğunu düşünmüyorum. bu benim düşüncem, şimdi kalkıp futbol oyun kurallarından bahsetmeyeceğim. onu hakem abiler yapsın. ben sabri'ye gösterilen tepkiye hayret ediyorum. zira orada penaltı varsa bile yapılması gereken bi penaltı idi.
Gereksiz yere sabriye yüklenilen maç. Arkadaşlar iyi misiniz siz? Adam bugün gayet iyi oynadı,aşırı mücadele etti.Antep in devamlı sol kanattan gelmesine rağmen yorulmadı ,direndi.yaptığı penaltı! ise onun suçu muydu? bek bir adam göbekteki bir adamla hava topuna çıkyor.ilerdekiler geriye gelmiyor suç sabride oluyor. Ben sabriyi beğenmeyenlerin futbol anlayışına edeyim.
galatasarayın çokta zorlanmadan kazandığı maç. takımın tam hazır olmayışı takımı etkiledi ancak hazır hale gelecek ve eksikleri kapanacak galatasarayı izlemek çok büyük keyif olacak.
artık galatasaray saldım çayıra mevlam kayıra oynamıyor... bir kalıba girdi gibi sanki inşallah hep böyle devam eder.. taktik olsun yeter ki bir taktik!!
sabri yine kalitesini konuşturmuş ve bu takımdaki en zayıf halka olduğunu belli etmiştir. nereden torpillidir de rijkaard bile vazgeçemiyor bu adamdan hala anlamış değilim. halbuki netanya maçı göstermişti ki uğur oynarken sağ taraftan hiç pozisyon bulamıyorlar. hem bol pozisyon da bulduk, uğur'un ofansif yetersizliği de sırıtmadı. hala neden sabri sağ bekte çözebilmiş değilim. spiker bile farketti gaziantep'in sürekli sabri'nin kanadından geldiğini.
ayhan son dakikalar hariç her zamanki geri dönüşlerini yaptı. linderoth bu takıma şart bu çok açık artık.
baros anlamadığım şekilde her topu aldığında yere düştü. tamam antep'in savunması çok sert oynadı şudur budur ama bu kadar da zayıf değildir heralde fiziği.
genel olaraksa gayet güzel maçtı. hiç değilse artık ne taktikte oynadığı belirli olan bir takım var sahada. bir de sadece ben mi böyle düşünüyorum bilmiyorum ama çok gariptir: galatasarayımın kadrosu rijkaard için yetersiz sanki. ilk defa bir teknik direktör için böyle bi düşünce içinde buldum kendimi. garip.
yanlış anlaşılmalar olabilir editi: penaltı kesinlikle sabri'nin suçu değildi, zira penaltı değildi. ancak sabri bulunduğu kanattan çok atak gelmesine karşın yorulmadı derseniz orada dur derim çünkü o atakların sebebi sabri'nin defansif yetersizliğidir. arkasında boş alan bırakarak ortaya doğru geçmesidir. tamam bu yaptığı sayesinde penaltı olmasa golü engellemiş olacaktı ama maçta 1 pozisyon engelleyeceğim diye 5 pozisyon vermek mantıksızdır.
kader keita'nın 39. dakikada dilini yuttuğu anda allah'ın yardımıyla hemen fark edilmesi sayesinde kurtulduğu ve maça devam ettiği maçtır. böylece allah2ın hakkını da allah'a vermiş olduk. amin.
oyuncu değişikliği sırasında arda nın sahayı bünyamin gezer in istediği taraftan terketmediği için sarı kart gördüğü karşılaşma. sarı kart doğrudur değildir oraya girmiyorum, zira bir bilgim yok.
besiktastan sonra galatasarayida hazir olmadigini gösteren mac.
Ayriyetten ardanin karakterini oyundan cikarken tekrardan bize gösterdigi mac olmustur.
