Topu yere düşürmek yasaktı bizde, biz havadan oynuyorduk. Kaleden ilk çıkan anne; son çıkan baba oluyordu. Acayip lan... Top oynadığımız boş arsalara hep bina diktiler, çocukluğumuzun üstüne beton döktüler. Lanet olsun.
basketbol versiyonunu da oynamış nesildir. 3 saniye koridoru denilen alan etrafında dizilen oyuncular, ortada duran ve ribound alıp topu diğerlerine atmakla yükümlü olan "ebe"yi 9 aylığa tamamlamaya çalışır. en son sıradaki oyuncu basketi kaçırırsa, yeni ebe kendisi olur.
biz tek vuruş oynardık. top nereye giderse gitsin tek vuruşla pas verir ya da gol atmaya çalışırdık.
apış arası 3, kafa ve topuk 2 puanlaması esastı.
garaj kapılarını kale edinirdik kendimize, sabahtan akşama kadar oynardık.
vay be ne günlerdi. şimdiki nesil? kafayı gömüyor tablete, sosyallik yok, arkadaşlık yok, spor yok. sonra bu çocuk niye gülle gibi oldu diye sorarsınız.
9 çok çabuk bitiyordu. biz de 31 aylık yapmıştık onu. sonra onun da yetmemeye başladığını hatırlıyorum. tüm gün top oynuyoruz sonuçta. biz de sınırsız aylık yapmıştık arkadaşlarlan. hey gidi.
Gevşeğin biri iyi top sektirirdi bi kafa yapar beş kere de sektirir sonra da abanırdı topa. O gevşeği hiç unutamam. 9 aylık oynamış efsanevi nesil içinde yer almaktan mutluluk duyuyorum.