9 aralık 1998 athletic bilbao galatasaray maçı

entry7 galeri1
    1.
  1. derinden üzen maçtı. Pozisyonda fatih akyel'in hatası olsa da önceki maçlarındaki olağanüstü performanslarından dolayı çok kızamamıştık.
    1 ...
  2. 2.
  3. hatırlanan tek şeyin yedek forvet burak akdiş'in son anlarda kaçırdığı mutlak gol olan şampiyonlar ligi karşılaşması.
    3 ...
  4. 3.
  5. Juventus maçında gördügü sarı kart nedeniyle cezalı duruma düşen Hakan Sükür'ün forma giyemedigi mac olmustur. Hakanın yoklugunda forma şansı bulan Burak, ceza sahasında kaleyle burun buruneyken kendisine gelen kafa topunu kale yerine auta atınca tarihi bir fırsat kaçmıştı. Oldukca talihsiz bir karsılaşma olmustur Galatasaray icin, beraberlik bile Galatasaray icin yeterli olacaktı üst tura cikmak icin. bir de kücük not hatirlatma babindan. o yillarda sampiyonlar liginde sadece grup liderleri bir üst tura cikabiliyordu. Galatasaray, averajla Juventusun ardindan ikinci sirada yer alarak grup maclarini tamamlamistir.

    söz konusu sezonla ilgili daha fazla bilgi icin:
    http://www.uefa.com/compe...round=1211/group=972.html
    3 ...
  6. 4.
  7. athletic bilbao efsanelerinden o dönem ispanya'nın vazgeçilmezlerinden julen guerrero 'nun ne kadar da tehlikeli olabileceğini gördüğümüz maçtır. adam doksan dakika hiçbir şey yapmadan sahda dolaştıktan sonra fatih'in göğsüyle önüne bıraktığı topu düzgün bir vuruşla ağlara göndermiştir. o dönem sadece grup birincilerinin ikinci tura çıktığı sistemde gs bu maçın yüzünden juventusun ardından ikinci sırada tamamlayıp kupaya veda etmiştir.

    bu arada o dönemlerdeki korkulu rüyamız urs meier bu maçta da bizlere saçbaş yoldurtmuştur.
    4 ...
  8. 5.
  9. Çok üzülmüştüm bu maça. Ah ulan beraberlik yetiyordu be! iki Hakanda aptalca kart görmüştü Juve maçında.Eğer onlar olsaydı Filip sol yerine ortada, Fatih defansın ortası yerine sağında oynayacak, sağ bek oynayan Ümit orta sahanın ortasında,Hakan Ünsal solda, H.Şükür ise ileri uçta oynayacak, Burak ve Fatihin aptalca hataları olmayacaktı.işin trajik tarafı o sezonda devler liginde 1.ciler direk ,2.lerin ise en iyi 2 tanesi çıkıyordu.Sen git grupta 2. ol, 1.liği averajla kaçır ama gruptan çıkama. Bir statünün nelere kadir olduğunu 1998-2000 arası iyice anlamıştık.(98-99'da olumsuz olarak , 99-00'de ise olumlu olarak.) . Yine de başarılı bir Devler Ligi sezonu geçirmiştik.
    98-99 b grubu:
    1 italya juventus (8) +2
    2 turkiye galatasaray (8) 0
    3 norveç rosenborg (8) -1
    4 ispanya athletic bilbao (6) -1
    2 ...
  10. 6.
  11. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1192262/+
    maçı anlatmak gerekirse, maç öncesi ergün,hakan ünsal,hakan şükür,bülent korkmaz ve tugay kerimoğlu yoktu.bu kötü haberdi. ama yine de inançlıydık. maça taffarel-ümit-fatih-popescu-filipescu-okan-tolunay-suat-ümit-hasan-hagi-arif ilk 11'iyle başlamıştık. fatih terim maç öncesi bu maç beraberlik bize yetecektir, o yüzden gerekirse beraberliğe oynayacağız demişti. maça bilbao saldırgan başlamış, bizimkilerde geriye yaslanmıştı. derken juve inzaghi ve amoruso ile 2-0'ı bulmuş, bizim maça konsante olmuştu. bu goller bizi rahatlatmıştı adeta. daha sonra ilk yarının son dakikalarında bilbao çok iyi pres yapmış, hasan şaş ise topu kaptırmıştı. tam bu sırada felipe ortayı yapmıştı. fatih akyel ise topu uzaklaştıracağına göğsüyle sektirip guerrero'ya kaptırmış, guerrero'da golü yapıştırmıştı. babamla ben fatih ve hasan'a, bilhassa fatih'e sövmüştük. bu gol babamla beni adeta yıkmıştı. ilk yarı bitince üzgündük fakat iki juventus maçı , sami yen'deki bilbao ve rosenborg maçları bizi umutlandırıyordu. ikinci yarı derken maçın ilk yarısında bilbao atak geliştirmiş ve jorge perez mutlak golü kaçırmış, yüreğimiz ağzımıza gelmişti. bu kaçan golden sonra bilbaoya karşı daha agresif oynamıştık. fatih hoca da vedat ve burak akdişi oyuna almış, suat-tolunay ikilisini çıkarmıştı. bu değişiklilklerle daha baskılı oyun oynamıştık. ve o maçta çok kötü oynayan hasan şaş'ı çıkarıp emre belözoğlunu oyuna almış , taffarel-fatih-popescu-filipescu-vedat-okan-davala-emre-hagi-arif-burak dizilişine dönmüştük. bazen düşünüyorum da maça bu ilk 11 ile çıksaydık çok daha iyi olmaz mıydı diye ? neyse o dakikadan sonra tek kale oynamaya başladık. sonra arif ile serbest vuruş kazandık. topun başına geçen hagi füzeyi yapıştırmış, şutu imanol exteberria son anda çıkarmıştı. babam imanol'un çıkardığını görmeden gol diye bağırmış, kendinden geçmiş, daha sonra kısa süreli şok yaşamıştı. 90+5 te filipescu çok iyi bir orta kesmiş, okan kafayla topa çok iyi yön vermiş ve çok rahat gol atılabileceği köşeden kafayı vuran burak akdiş topu aut'a atmıştı. keşke o gün hakan cezalı olmasaydı dedirttirmişti.maç sonlarına doğru star tv bir kutucuk vermişti. bu kutucuklarda juventuslu oyuncuların ellerinde radyoyla bizim maçı dinlemeleri ve sessiz bekleyişleri vardı. daha sonra hakem ile okan kısa süreli tartışmıştı ve ardından hakem son düdüğü çalmıştı. bizim oyuncular bilbao'lu oyuncuların ve taraftarların tesellisi eşliğinde gözyaşlarını tutamazken, kutucuktaki juve ile oyuncular sevinçten çılgına dönmüş, ciro ferrara italyanca teşekkürler bilbao minvalinde bir şeyler gevelemişti. babam mağlubiyete biraz üzülüp daha sonra futbol bu deyip,pek aldırış etmezken, ben ise gözyaşlarıma engel olamamıştım. biz ise apo krizi,juve-uefa işbirliğinin ve salak statünün kurbanı olmuştuk, 2.olmamıza rağmen üst turu görememiştik. maç sonu hagi; en büyük acılardan sonra en büyük başarılar gelir , demişti. fatih terim ise türk halkından özür dilemiş. 10 aralık sabahı, üzülme aslanım,canın sağolsun gibi bir başlık atılmış, juventus-rosenborg maçının başlığına ise tüm gazeteler ortak bir şekilde, torpilli aposever juventus çeyrek finalde yazmıştı.devler liginde başarılı geçirdiğimiz sezonun üzücü tarafı bu maçtı belki de.
    3 ...
  12. 7.
  13. (bkz: tarihte bugün)

    not: üzerinden 25 sene geçen maç.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük