ona yapılacak zulümlerin en büyüğüdür ve de kimseye de faydası olmayacaktır. bazı durumlarda bazı insanlar için hakikati bilmek gereksiz hatta zararlıdır. babası vefat eden bir çocuğa dümdüz baban öldü demek gibi.
-Teyze aslında tanrı diye bir kavram yoktur.
+Hayırlısı olsun oğlum, Allah can sağlığı versin n'apalım.*
-Tanrı diyorum teyze, Allah yâni. Öyle bir şey yok. Toprak olup gidecez yâni.
+Tövbe de evlâdım, o nasıl söz?
-Öyle teyze, biz buna ateizm diyoruz.
+Eşşek sıpası seni, al sana al al.* Sizin gibi imansızlar yüzünden başımıza taş yağacak.
-teyze şimdi felsefeciler inanışlarına göre 2 ye ayrılır. bunlar deist ve ateisttir. deistler tanrısal varlığın olduğuna inanırlar. ateistler isee tanrısal varlığın büyük bir gücün olmadığına inanırlar. teyze ben ateistim. yani allah tanrı falan yok hepsi fasa fiso diyorum.
+gel bi çorba iç bişeyin kalmaz.
80 yıllık tecrübenin bir bakışıyla yerin dibine girilmesine vesile olacak hal / hareket/ bilumum fiildir.
"kendini rezil etmeye meylediyormuşsun ; etme !"
birçoğu aşağılanan 80 yaşındaki teyze kadar etmeyecektir ahirette.
meşhur bir hikaye vardır;
ibni Sakka, Allah'ın varlığını ve birliğini, 99 delille ispat eden büyük bir zattır. allahın varlığını 99 kere ispat ettiğini insanlara anlatmak için heyecanla koştururken, yaşlı bir kadına denk gelir,
-ben allahın varlığı ve birliğine 99 delil buldum
diyince,
yaşlı kadın şu cevabı verir
- demek senin 99 şüphen var ki, şüphelerini gidermeye çalışıyorsun. Benim hiç şüphem yok ki, ispata kalkışayım.
şimdi bazı ateizler aman efendim felsefeciler hemen konuya balıklama dalmasınlar, kuranın en çok yönlendirdiği sorunun "hiç düşünmez misiniz, akletmez misiniz" olduğunu bilin. sorgu sual ardından sapıtmak değil, bir yerden sonra koca karı imanı gibi teslimiyetin de gerekli olduğu unutmayın.