80 sonrası gençliğin genelinin lumpen oluşu, politikayı dizilerden, felsefeyi şarkılardan öğrenmeye çalışmalarının ve bu kuşağın alışık olduğu tamamıyla "sanal-gerçek dışı" bir dünyanın onlara renkli ve "mevcut olan en iyi" yaşammış gibi sunulduğu bir ortamda, bireysel mutlulukların asla toplumsal güvenden üstün olamayacağını kendilerine göstermeye çalışan, aynı çağa ait ya da daha önceki kuşağın bireylerinin doğru yola gösterme çabalarını yanlış anlamanın sonucunda dile getirilmiş, aslında pek bir mütevazi insandır bunlar...
sistemin dikte ettiği "işi zikir katığı şükür düşmanı fikir" toplum çabasının maksimum olduğu düşünülürse ve ne derece başarılı olduğu anlaşılırsa, 80 öncesi kuşağın da sonrası kuşağa çok bir şeyleri miras bırakmadığı açıkça ortaya çıkar.
80 öncesinde yaygın bir hastalık olan "biz yapamadık siz mi yapacaksınız ulan" kültürünün en büyük etkileri özellikle özal kuşağı olarak da bilinen 1986 yılı ve sonrası doğumlularda görülmektedir.