istanbul'da olup da şu güzel çarşamba akşamı işi olmayan, başka maça gitmeyecek olan herkesin salona gidip efes'i desteklemesi gerekiyor. bey yapamayacağım bari siz yapın sevgili uuserler.
hem oyun anlamında hem tezahurat anlamında kendı evımızde deplasman gıbı oynadığımız taraftardan atak bekledığım oyunculardan da gayret bekledığım maç. belkı de tek ıyı yanı lafayette ın 3luk bazındakı kötü gıdışe dur dıyebılmesı ve kaç maçtır 3lük atamayan adam ard arda2 üçlük attı.
efesi dağıtacağını düşünenlerin göt olduğu maçtır. adamlar 11 sayıdan döndü hadi olum baklavada bizim dönerde saldır efes türkiye için.
not: galatasaraylıyım.
efes pilsen in mucizevi geri dönüşü sonucunda 2 sayı gerideyken son hücümda mantıklı olanı 2 sayı denemek iken lafeyet in 3 lük sallayıp sokamadığı ve kaybettiğimiz,çeyrek final ihtimalinin çok çok zorlaştığı maç.
ANADOLU EFES'iN ARTIK EUROLEAGUE'DEN ELENDiĞiNi SÖYLEYEBiLECEĞiMiZ MAÇ. ÇOK ÇOK BÜYÜK BiR BASKETBOL MUCiZESi OLMAZSA, ANADOLU EFES EUROLEAGUE'E VEDA ETTi. AMA iNANIYORUM Ki GALATASARAY, OLYMPiAKOS'UN BU GRUPTAN ÇIKMASINA iZiN VERMEYECEKTiR.
BU MAÇTAN ÇIKARILACAK EN NET SONUÇ, (Ki AYLAR ÖNCEDEN DE ÇIKARILAN AMA SÖYLEDiĞiMiZ ZAMAN TEPKi ALDIĞIMIZ) UFUK SARICA'NIN BU TAKIMIN KOÇU OLABiLECEK SEViYEDE OLMADIĞIDIR. AYRICA, KENDiSiNi NE KADAR SEVSEK DE, HEM EFES iÇiN HEM DE MiLLi TAKIM iÇiN YAPTIKLARIYLA HER ZAMAN KALBiMiZDE YERiNiN AYRI OLACAĞININ GARANTiSiNi VEREBiLECEĞiM KEREM TUNÇERi'NiN DE, MAALESEF AYRILIK ZAMANININ GELDiĞiNi GÖREBiLiYORUZ.
SON BiR NOT OLARAK; TÜRK TAKIMLARININ BASKETBOL-FUTBOL FARKETMEKSiZiN; YENSE DE YENiLSE DE HER MAÇI SON TOPA BIRAKMASINI, ARTIK CANLARIMIZA BiR KASIT OLARAK ALGILIYORUM. BU NE ARKADAŞ? HER MAÇ HER MAÇ.
Galatasaray mp ile olympiakos'u grupta baş başa bırakan maç. bu maçın ardından grupta bir tane önemli maç kaldı o da pire'deki olympiakos - g.saray mp maçı. ama bunları bi kenara bırakırsak anadolu efes sadece kadro kalitesi ile bile yenmesi gereken maçtı. ama kerem tunçeri'nin sahada değil konserde olması ve ufuk sarıca' hiç bir zaman elit bir koç olamayışı bu maçı anadolu efes'in kaybetmesini sağlamıştır. ayrıca (bkz: bir şarkıcı olarak kerem tunçeri)
duman grubunun çok sevilen şarkısının isminin biraz değiştirilmiş halini vermeyi uygun gördüm bu yazının başlığına. çünkü yakın zamanda bir reklamda bu şarkıyı yeni bir grubun daha söylemeye başladığını duydum. grubun ismini bilmiyorum ama internette yazdığı kadarıyla grubun elemanları kerem tunçeri (solist), cenk akyol (baterist), terence kinsey, sinan güler ve sasha vujacic (gitar). aslında yazmak istediğim konu anadolu efes, olympiakos maçıydı ama bu saydığım isimleri de aynı maçta görünce böyle bir giriş yapmak istedim. işin ilginç yani ise 65-67 biten maçta; anadolu efesin maçın tamamını neredeyse yenik olarak sürdürmesi ve maçtan mağlup ayrılmasıydı. niye mi ilginç derseniz bir müzik grubunun elemanları olmalarına rağmen yukarıda saydığım beşli gerçekten takıma oldukça yararlı oldular. mesela 65 sayının 4 tanesi kinseyden, 6 tanesi cenk akyoldan ve 8 tanesi sasha vujacicden geldi. müzisyen olduklarını bilmesem biraz daha fazla çalışıp basketbolcu olmalarını isterdim bu isimlerin. hamlıkları belli oluyordu çünkü. sporculardan da lafayette iyiydi. 22 sayı ile takımının en skorer ismi oldu. barac 16 sayı attı ama galiba onu da gruba alacaklar. çünkü arkası dönük pek oynayamıyor. erkek adam arkası dönük oynamaz falan belki ama yine de box out, post move gibi terimlerin türkçelerinin sahaya uyarlanmış hallerini göstermek gerekiyor adama.
maça gelecek olursak da maç efes için hayati bir önem taşıyordu. ilk maçta yunanistanda ağır bir hezimet ile ayrılmıştık. bu maç kesinlikle gruptan çıkmak için kazanılmalıydı. gruptan çıkılmasa bile galatasarayın gruptan çıkmasına yardımcı falan olurdu ama o da olmadı. yorumcuların anlattıkları kadarıyla olympiakos bunalımlı günler geçiriyormuş. takımın bütçesi malum yunanistan bombok, oyuncular desen gençler daha topu sektirmeyi yeni yeni öğreniyorlarmış. aralarında bir spanoulis diye bir adam varmış bir tek o biraz biliyormuş. ama olmadı yine de yenemedik bu mahalle takımını. en son olarak da seyirciden bahsederek yazıyı kapatayım. yayıncı kuruluş seslerini kısmış olacak ki pek duyulmadı. ya da insan değil de robotlardı galiba çünkü fark ettim ben komutla çalışıyorlardı. mikrofondan biri ıslık diyor ıslık çalıyor, tezahürat diyor tezahürat yapıyorlardı. hal böyle olunca da ateşleyemediler takımı. ama aklıma takım için harika bir beste geldi. nasıl geldi bilmiyorum belki de maç sırasında melodisini duymuş olacağım oradan geldiğini tahmin ediyorum.
kimseyi görmedim ben
senden daha beter
kimseyi tanımadım ben
senden daha yeter.