ankara'ya karşı kişisel bir antipatisi vardır, rte'nin. merkez bankası'nı dahi çok gerekliymiş gibi istanbul'a almaya çalışılır, bir o kalmıştır zaten. her nedense, ankara'ya bir çivi dahi çakmak içinden gelmez. 8 yıldır tamamlanamayan keçiören metrosu, kimin umurunda! o'nun için, varsa-yoksa istanbul dur. tüp geçitler, hafif raylı sistemler, metrobüsler, kısacası, her şey, istanbul içindir.
bütün çılgın projeler, orası için üretilir. tüm önemli yabancı konuklar orada ağırlanmaya çalışılır. kendini istanbul'a atmak ve rahatlamak için hafta sonu adeta iple çekilir. ayasofya'da, sultanahmet'te, topkapı'da yürüken bastığı her noktaya, bir zamanlar, ihtişamlı osmanlı sultanları'nın da bastıkları gelir, aklına. kıpır-kıpır eder yüreği. çıkar çamlıca köşküne, bir çay söyler. dersaadet ayakları altındadır artık! gözü topkapıyı arar-bulur, takılıp kalır bir müddet. sonra derin bir iç çeker ve bir yudum daha alır çayından. tüyleri diken-dikendir.
indirilmesiyle ilgili kafamda soru işaretleri yaratmış döviz.
1- korumalar eve nasıl girdiler?
a) korumalar ev sahibinden izin aldılar.
b) korumalar savcılıktan izin yazısı alarak girdiler.
c) korumalar zor kullanarak girdiler.
a'nın olması mantıklı değil çünkü indirilmesine izin verecek adam niye assın o dövizi.
b'nin olması mantıklı değil çünkü o kadar kısa sürede savcıyı nereden bulacaksın da nasıl yazı alacaksın da alıp getirip göstereceksin.
c'nin olması mantıklı değil çünkü über ileri akp demokrasisinde her şey yasalara uygun yapılır. hele hele başbakanlık korumaları falan zorla eve dalıp da mafya gibi zorla döviz sökmeler falan... olacak iş mi allaasen!
sayın recep tayyip erdoğan ulvi hazretleri efendilerin korumaları tarafından sökülen pankart. bir nevi ileri demokrasi örneği. pankartta ne saygısız bir kelime yazılmış ne de başka bir şey. eleştirmeyeceksin de, götünü mü yalayacaksın her pankartta?