(bkz: andımız kaldırılsın) hemen derhal şimdi dediğim durumdur.. ayıptır , günahtır , yazıktır ya. beyin yıkamanında bir adabı-edebi vardır.
varlığım türk varlığına armağan olsun (ne demekse ) , aradığım kudret damarlarımda dolaşan asil kan da mevcut ( kan ? asil ? asil kan ? ) , kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet bu celâl?, ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl ( yorumsuz) .
beni aşağıda içeriğinin bir kısmı yer alan 'milliyetçi' bir internet sitesine yönlendiren tarjedi.
Adamlar haklı beyler. Sen daha millet de , ulus devlet de . Yaşanan gerçekler aşağıdaki senaryo ile örtüşüyor.
--
MUSTAFA KEMAL'in TÜRKLÜK, TÜRKÇE ve MiLLiYETÇiLiK konusundaki düşüncelerini o dönemde en iyi dile getirenlerden biri de Mahmut Esat Bozkurt idi.
Aşağıda onun değerlendirmelerini bulacaksınız. Bu anlayış bugün için de geçerlidir... ve o zamandan daha daha çok ihtiyaç duyduğumuz hususları ihtiva etmektedir.
-Biz TÜRKiYE denen, dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz.
-TÜRK, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir!. Dost ve düşman, hatta dağlar, bu hakikati böyle bilsinler!
-TÜRK'ün en kötüsü, TÜRK olmayanın en iyisinden iyidir!.
-TÜRK DEVLETi'nin işlerini TÜRKLER'den başkalarına vermeyelim! TÜRK DEVLETi işlerinin başına ÖZ TÜRKLER'den başkası geçmemelidir. Yeni TÜRK CUMHURiYETi'nin DEVLET işlerinin başında mutlaka TÜRKLER bulunacaktır!
(19.9.1930 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yer alan konuşmasından)
Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakları vardır. Türklere hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost, düşman ve bu dağlar bu hakikatı böyle bilsin
Mahmut Esat Bozkurt, MUSTAFA KEMAL'in onayını almadan böyle bir konuşma yapamaz!.. Peki, MUSTAFA KEMAL ve o dönemin yöneticileri neden bu konuda bu kadar kesin bir tavır içindedirler?..
--
rejimin o baskın hali ile hayatını sürdürmüş olan ve sürdürmeye de devam edecek olan kürt çocuğu. fransız çıkışlı ulusçuluk/milliyetçilik akımını benimseyen bir ideolojinin kurbanı olmuş bu çocuklar bu asimile politikası ile yetiştikleri sürece asla ama asla bu cumhuriyet için iyi şeyler besleyemeyecekler benliklerinde. ve bu ülke asla kurtulamayacak beladan, şiddetten.
Bu başlığı açan kişide Anayasanın ilk maddelerini anlamayacak kadar,Türk Milletini Kavim olarak değil bütün Millet olarak vurgulandığını anlamayacak kadar ön yargılı olan bir arkadaş.
8 yıl boyunca ne mutlu türküm diyene şeklinde yemin eden çocuktur, ben türküm dememiştir ama işte akıl hocaları ulusçulukla milliyetçiliği bi taraflarından anlayıp, çocuğun beynini kürt milliyetçiliği ile yıkadığı için çocukta da suç bulmamak lazım.
türkiye cumhuriyeti'nde yaşıyorsa gayet normaldir. ülkenin adından belli o ülkeyi hangi milletin kurduğu. hem 8 yıl boyunca türküm diye yemin eden kürt çocuğunun ataları ne zaman kendi devletlerini kurmuşlar ki, tarihin hangi aralığında bi devlet varlıkları var? türkler kurulu olan bir kürt devletini sömürmemiş, işgal etmemiş, vatanlarını zorla ellerinden alıp bize biat edeceksiniz dememiştir. işte o yüzden o çocuk ve o çocuğun da çocukları, torunları türküm diye yemin edeceklerdir. kimse kusura bakmasın. beğenmeyen gitsin başka ülkeye, oranın yeminini etsin, tutan yok.
kendi ülkesini bile kuramayacak kadar beceriksiz insanların çocuklarıdır.
sonra da gelmiş hazır ülkede,hazır okulu, öğretmeni bulmuş, bedava kitabı almış ancak halen nankörlük etmekte olan çocuktur.
8 sene okur, üniversiteyi kazanır, doktor, avukat olur, bmw, mercedeslere biner, saygınlık görür, adam olur, eğitimli olur. hala laf eder.
o yemin ettiği milletin kurduğu devlet olmasa ne halde olacağını düşünmemiş çocuktur.
eğer çok zorlarına gidiyorsa kendi çocuklarını kendi ülkelerinde okutsunlar.
8 yılını okula devam ederek tamamlayabilip halen dağa çıkıp yeşil kırmızı sarı renkli çaput parçası eline almadıysa yahut polise elinde taşla saldırmıyor tenefüste arkadaşlarıyla oynayabiliyorsa zaten artık türk üm doğruyum çalışkanım demenin bir zararı değil faydası olduğunu anlamaya başlamış demektir.