8 senede öğrenciye ingilizce öğretemeyen eğitim

entry144 galeri0
    90.
  1. 8 senede öğrenciye ingilizce am günü yağ.
    2 ...
  2. 89.
  3. öüretmenlere laf atanlara bir tarafımla gülmemi sağlayan başlıktır. sanki haftada 10 saat ingilizce dersi var da bu öğretmenler kılını kıpırdatmamış. sözlük yaş ortalamasını göz önüne aldığımızda 2012 de değişen müfredatla öğrenim görmek zaten imkansızdır, 2005 te yürürlüğe giren müfredata da lise yıllarında yakalanmışlar olabilir ancak o müfredat pek etkin olmamıştı. yazarlarımızın okula devam ettiği yıllarda 'grammar translating method' ile yani grameri direk ana dile tercüme edip kuralları sıraladığınız ezberci yöntemle öğretim yapılıyordu. öğrenmeme nedenlerinden biri budur, ayrıca üniversite eğitiminde öğretmenlere verilen çocuklara ingilizce öğretmeye yönelik bir ders yoktu. 4. ve 5. sınıflara ingilizce öğretimine başlanması ise orta okulların artık ilkokullarla birlikte ilköğretim okulu adını aldığı 1997 yılında gerçekleşmiştir. ayrıca bilinir ki sırf üniversite mezunu diye bir sürü insan öğretmen yapılmıştır. şimdi gelelim öğrencilere, evet ilk taşı en masum atmalıdır. ingilizceyi ne kadar çok sevdin, ne kadar çok çalıştın, önem verdin? bunların cevabını verdikten sonra öğrenmedim de. ayrıca kardeşi, yeğeni ve kuzeni olanlar bilebilir ingilizce öğretimi 2. sınıftan başlıyor ve sadece konuşma dinleme odaklı.
    0 ...
  4. 88.
  5. ingilizceyi omegleden ogrendim insan okuldan hic bisey ogrenmez.
    0 ...
  6. 87.
  7. okul hayatında cuma günü son iki saati ingilizce-ingilizce olunca veya pazartesi ilk iki saati ingilizce-ingilizce olunca daha çok uyuyacağı için sevinçten içi içine sığmayan bir nesli yetiştiren sistemdir. Yani sen eğitim demişsin kardeş de eğitim bunun neresinde? Kendini yetiştirmiş ingilizce öğretmenleri mumla aranırdı.
    0 ...
  8. 86.
  9. binbir türlü sorunun zincirleme birbirini pekiştirmesi sonucunda meydana gelen çarpık sistemden kaynaklanan sorunsaldır.
    efendim, asıl sorunun kaynağını bulmak cidden zordur. ben ingilizce değil, farklı bir branşın öğretmeni olarak direkt olarak bu sistemin içinde uzun bir süredir çalışmaktayım. ve diyebilirim ki, bu sistem ile bu tip yakınmaların olması gayet doğaldır. Çünkü ortada herhangi bir sistem yok. Allah aşkına; neredeyse, her sene değişen sınav sisteminin olduğu, kitapların saçma sapan olduğu, öğrencilerin birbirleri ile beygirler gibi yarıştığı, ezberci bir sistemden nasıl verim alınabilir ki?
    Bir kere sen her öğrenciden aynı başarıyı, aynı verimi nasıl beklersin? Eğitim bilimleri kitaplarına koyuyorsunuz 'her birey farklıdır, her birey özgündür, her bireye kendi karakteristik özelliklerine göre davranmak ve ona göre değerlendirmeye almak gerekir.' diye. Amma ve lakin, her öğrenciden matematik, fizik, kimya, ingilizce yapmasını bekliyorsun. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Kardeşim, her öğrenci matematik, fizik yapmak zorunda değil. Benim sınıfımda bile, Bursaspor altyapısından istenilen fakat matematik, fizik yapsın diye engellenen çocuk var. Bu nasıl bir cehalettir. Arkadaş, bu çocuk matematik yapamıyor işte, bu çocuğun daha fazla matematik yapmasını beklemek artık sizin aptallığınızı geçip, o kişinin olanaklarını, geleceğini tehlikeye düşürmeye kadar giden bir saygısızlık olur. Bu nasıl bir mantıktır arkadaş? ben halen anlamış değilim. Herkes türev, integral limit istenilen düzeyde yapmak zorundadır. Aç spor akademileri, onları o okullara yönlendir. Farklı farklı, yeteneklerine göre branşlara yönelt.
    sağolsun hükümet, Öğretmenler ile uğraşıp duruyor. Hiçbir öğretmen geleceğin ne getireceğini kestiremiyor artık. Bir anda okulda fazlalık olmuşsun, şaaakkk bir anda sınav sistemi değişmiş. Şimdi de, görev yapılan ilden farklı illere zorunlu olarak yer değiştirme yönetmeliğini getirme peşindeler. Arkadaş, sen öğretmen camiası ile bu kadar uğraşırsan, öğretmen sınıfa girdiğinde dersi değil, ulan ben ne bok yiyeceğim acaba böyle olunca, şöyle olunca diye düşünür. Daha kılık kıyafetin nasıl olacağı konusunda bir şey yapmaktan aciz bir beyin takımı varken başımızda, daha çok fırın ekmek yemesi gerekir bu eğitim sisteminin.
    Her sene kitaplar değişir. Güzel olan kitapların ipi çekilir, yerine boktan kitaplar gelir. Saçma sapan etkinlikler ile dolmuş taşmış, seviyenin çok çok üzerinde olan, veya seviyenin çok altında olan kitaplar ile eğitim-öğretim yılına başlanır. Hiç düşünmezler ki, lan ben bu deneyleri bu kadar koydum buraya ama deney, etkinlik imkanı olmayan okullar acaba ne yapar diye?
    Bu kitaplar nasıl hazırlanır ben size söyleyeyim:
    Üç büyük şehirden, şehir merkezinden olanakları çok iyi olan birkaç okul pilot okullar olara seçilir. Ondan sonra etkinlik, deney ne var ne yok içine tıkılıR. oHHHH NE güzel, ondan sonra, buna göre bir müfredat geliştirilip, o doğrultuda kitaplar seçilir. Kitapları inceleyen komisyoj artık kimse, bu şehir meydanındaki manzaralı okul öğrencilerini göz önüne alarak kitap seçer. Hiçbiri de demez ki, ulan bu doğudaki öğretmenlerin öğrencileri bilmem kaç yaşına gelmişler daha türkçe konuşamıyorlar, daha çarpım tablosunu bilmiyorlar. Neden?
    Çünkü onlar, türev, integral, limit bilme zorundalar. bitti gitti, esneklik payı yok. öğrendiler, öğrendiler; öğrenemezlerse sen boktan bir öğretmensin.
    Neymiş biz Avrupa'nın sistemine geçmeye çalışıyormuşuz. Ulan, Avrupa'nın toplumsal dinamikler ile bizim toplumsal dinamiklerimiz bir mi? sen bu sistemi getirmeye çalışırken bize uyar mı, uymaz mı diye hangi kriterleri dikkate alarak ne kadar araştırdın? Bir gece kafanızı yastığa koyuyorsunuz, aklınıza bir şey geliyor, ondan sonra hafiften onu yedire yedire bizim önümüze koyoyorsunuz 'ahan da yeni sistem bu, ya uyarsın, ya da ananı ağlatırız.' diye.
    Arkadaş yönetim takımı bu kadar cahilken, bu kadar basiretsizken,
    daha nice seneler, ne öğretmen memnun kalır, mutlu olur; ne de öğrenci. öğrenci şundan ağlar, öğretmen bundan ağlar ama kimse de sormaz ulan bunlar niye ağlar.
    Dedim ya başında yazının, zincirleme çarpıklık vakası.
    1 ...
  10. 85.
  11. En azından Tarzancayı Öğretmiştir.ingilizce konuşan bir Turistle Karşılaştığınızda kendinizi biraz zorlarsanız anlaştığınızı farkedip Şaşırabilirsiniz.Tabi Bizim Halkımızın Ağdalı Yabancı Dil anlayışını hiç bir zaman karşılamayacaktır Eğitim sistemimiz.
    0 ...
  12. 84.
  13. 83.
  14. yüzde 60 eğitim sistemiyle , yüzde 40 öğretmenle alakalıdır. yahu arkadaş 8 sene boyunca aynı konular görülüpte bir cümle kurulamıyorsa kusura bakmayın öğretmendede hata vardır. ulan embesil gibi her sene aynı konular görüyorduk. benim ilkokuldaki ingilizce hocam hiç ders anlatmaz , sürekli tatilde ne yaptığını anlatır , başından geçen olayları anlatırdı. abi tüm sene böyle geçiyordu. ondan sonra liseye başladık ulan ne göreyim ilkokulda gördüğümüz konular burdada var. lisede bitti baktım böyle olmayacak üniversiteliyiz yarın öbür gün ihtiyaç olur diye kendi kendimi geliştirdim. hatta heybeliada da güney afrikalı bir turistle konuştum adamın dedıklerının bazılarını anlamıyordum ve dedimki ''kusura bakma türkiyede ingilizce öğretmenleri çok kötü , ders anlatmıyorlar.'' olay bu yani malesef türkiyenin gerçekleri.
    0 ...
  15. 82.
  16. haftada 2 saat dersle kimseye hiçbir dili öğretemezsin.
    1 ...
  17. 81.
  18. öğretmen farklılığı azizim.

    bak amerikadaki yabancı dil hocasına. burdaki hocalar da böyle olaydı 2 seneye ingilizce albüm yapardım. (bkz: cristy nicole deweese)

    http://galeri.uludagsozlu...ty-nicole-deweese-508605/
    0 ...
  19. 80.
  20. bir sakince oturup düşünüldüğünde aslında türkçe'yi bile doğru düzgün öğretemediklerini farkedeceksiniz. tarih, coğrafya ve matematikten zaten hiç bahsetmiyorum bile.
    1 ...
  21. 79.
  22. sınava yönelik ingilizce ile günlük hayatta konuşulacak ingilizce öğrenmek çok farklı. bize okulda hep sınavda şunlar çıkacak deyip ona göre bir seyler gösterdiler. bir de haftada iki saat ingilizce ile bırak öğrenmeyi hangi konuda olduğunu bile unutur insan.
    0 ...
  23. 78.
  24. Ülkenin yarısına yakının hatta fazlasının doğru dürüst Türkçe konuşamadığı düşünüldüğünde, ingilizce öğrenememenin normal olduğu durumdur.
    0 ...
  25. 77.
  26. uygulamaya değil kitaplara dayanan eğitimdir.

    speaking e değil grammer e dayanan eğitimdir.
    0 ...
  27. 76.
  28. üzernde durulması gereken bir gerçek.
    0 ...
  29. 75.
  30. türkiyede olup 4. sınıfta başlayıp lise son sınıfa kadar uzanan ve ingilizce öğretmeninden çok başka hocaların girdiği bir ders serüveni.
    0 ...
  31. 74.
  32. Ders verdiğim lisede kitapların cd'leri gönderilmemiş, öğrencilerimle listening çalışmaları yapamıyoruz. Dokuzlar haftada sadece 3 saat ingilizce dersi görüyor, onlar ise sadece iki. Birçok öğrenci daha doğru düzgün yazı yazamıyor ve Türk oğlu Türk olan öğrencilerim daha Türkçe'ye bile yabancılar. Seçmeli ders olarak bir tane ingilizce dersimiz yok.Eğitim sistemi bile yabancı dil eğitimini önemsemezken öğrenciler ne yapsın. Biri daha suçlu biri daha az suçlu diyemeyiz duruma göre değişir. Öğrenmek isteyen öğrenciye öğretirim. Kafası çalışan ama öğrenmek istemeyen öğrenciye öğrenme isteği aşılar onu öğrenmeye motive ederim. Ama hem kafası çalışmayan hem de derse ilgi göstermeyen öğrenciye, eğitim sisteminin bile dışladığı öğrenciye ingilizce öğretmek özel eğitimden daha zordur. Yine de uğaşıyoruz. Yeni nesil öğretmenler artık bizim gördüğümüz o öğretmenler gibi değil arkadaşlar o yüzden öğretmenlere kötü sözler söylemekten vazgeçelim. Yeni nesil öğretmenler daha bilinçli, kapasiteleri daha geniş.
    Not: Eski öğretmenlerin çoğunun mal olması yine eğitim siteminin sonucuydu.
    1 ...
  33. 73.
  34. Öğretmenin kendisi o kadar ingilizce bilmiyor. 30 senede olsa bu öğrenci ingilizceyi öğrenemez.
    0 ...
  35. 72.
  36. Her sene baştan başlattığı için çok fazla ilerlenememeden dolayıdır. genellikle gramer ağırlıklı olduğu için öğrendigi kadarını da doğru düzen konuşamaz zaten.
    0 ...
  37. 71.
  38. aynı zamanda öğretmenine bile yeterli ingilizce eğitimi veremeyen sistemdir. siz hangi devlet okulunda şakır şakır ingilizce konuşabilen ingilizce öğretmeni gördünüz. (istisnalar kaideyi bozmaz)
    1 ...
  39. 70.
  40. burada sadece kurumların eğitim-öğretim programlarına değil öğretmenlere de yüklenmek gerekir. gelip bana antep şivesiyle ingilizce öğretirsen o ingilizce olmaz abi. burada da temel sorun aslında ingilizce öğretmenliği bölümlerinin vasıfsızlığıdır.

    içimizden birisi ingilizce öğretmenliği bölümünün tuğlası galiba. eksile bebeğim.
    0 ...
  41. 69.
  42. öğrencide gayret yoksa öğretmen ne yapsın? herhalde o öğretmen derste 40 dakika boyunca boş boş oturmuyor, birşeyler öğreteceğim diye uğraşıyor. tabii, nasıl olsa sınıfta kalmak yok, niye uğraşsın ki!
    1 ...
  43. 68.
  44. haftada 2 saat ile türkçe öğretemezsin ki ingilizce öğretesin!
    1 ...
  45. 67.
  46. suçlular sırayla :
    1.sistem
    2.öğretmen
    3.öğrenci
    (2 ile 3 duruma göre aralarında yer değiştirebilir).
    2 ...
  47. 66.
  48. Nasıl bi eğitimse üniversite hazırlık intermediate seviyesindeki öğrenciler hala th'nin nasıl okunduğunu bilmiyorlar. Sadece gramer ağırlıklı bir eğitim var.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük