uyuşuk, düzenbaz öğrencilerinde suç yoktur sanki. özel okullara gidenler bilir, okuma materyali olarak verilen ingilizce romanın dünyanın ucunda olsa türkçesi bulunur, ingilizce okunmaktansa türkçesi ezberlenir sınavlara öyle girilir sonra da yüksek not alınca sevinilir. böyle ingilizce mi öğrenirilir
özel okullarda haftalık ingilizce saati 10. üstelik anaokul gruplarında da neredeyse böyle.
devlet okullarında bu sisteme daha yeni geçiliyor. gerçi seçmeli ingilizce dersleriyle anca 6 saate ulaşılabiliyor.
sadece ders saatleri mi sorun? tabi ki değil.
öğretmende bitiyor iş. gerekirse yöntemini değiştirecek o dili öğretecek.
herkesin başka bir dile yatkınlığı olmayabilir. nasıl sözel öğrencilerin sayısalı anlamaması gibi bu da böyle.
dile yatkın olan öğrencileri tespit edip yönlendirecek bir öğretmen.
matematiği ne kadar iyi öğretebiliyorsak ingilizceyi de o kadar öğretebiliyoruz. daha doğrusu öğretemiyoruz.
ingilizce uygulama dersidir. düz anlatım en fazla 5 dakika. geri kalan 35 dakika uygulama.
test çözerek de öğretemezsin. konuşacaksın arkadaş.. bunun başka çaresi yok.
ha test çözüm değil diyorum ama maalesef mevcut sistem bana test çözdürmem gerektiğini söylüyor.
öğrencileri yatkınlığı olan derslere yönlendirip o alanda eğitirsek bu ve bunun gibi sorunları aşabiliriz daha kolay.
herkes her şeyi yapamaz.
ha diyeceksiniz ki ee kimse öğrenemiyor kimsenin mi yatkınlığı yok dile.
hem ders saatleri hem de öğretmen burada birinci faktör. sonra öğrenci gelir.
eğitim öğretmez zaten, anlatır. öğrenci öğrenir.
hocayla derste birşeyleri anlıyormuş gibi olmak yada anlamak öğrenmek değildir.
öğrenmek için, anlatılanları kendi kendine çalışmak gerekir.
Sen dil öğrenme yaşı olan 3-14 yaşını boş geçersen olması gerekendir.
-6-7-8 sınıfta müfredata koyduğun konu saçma sapan olursa, öğretmenin önüne koyduğun kitap bir boka benzemezse, bir de üstüne sınav istersen;
Bok bulursun o ingilizceyi denilesidir.
Eşşek gibi sınava hazırlanıyoruz. 6-7 lerde her türlü dinleme, oyun, şarkı öğretebilirken; seneye bundan da olacağız o ayrı, 8 lere geldi mi...
O da çıkar, bu da çıkar diye köpek gibi çalışıyoruz.
ingilizce yattığın yerden öğrenilmez. Haftada 4 saatle hiç öğrenilmez.
1 yıl boyunca sadece ingilizce verirsen ancak olur o iş.
Tabii böleceksin;
-reading, speaking, listening, grammar diye..
Diğer türlü öğretemeyen olmazsın. Öğretilmemesi için elinden geleni yapan olursun
Ey devlet!
Ha tabi öğrenciyi de katmak lazım.
Sen tekrar etmezsen, ingilizce konuşmayı komiklik adledip bana gülerler telaşıyla susarsan, Eve de gidip göt büyütürsen.
Bi bok olmaz!
öğrencinin hiç mi suçu yok dediğim durumdur.hadi bir yıl iki yıl en fazla üç olsun da sekiz nedir ? öğretmen de de olur hata ama sekiz yıl da da hiç mi öğrenilmez hayır sonra biz bir de 6 dil bilenlere hadi ordan gerçek mi tabi deriz daha ingilizceyi sen sekiz yılda sökememişsin hayır adama ne diye inanmazsın . öğrenen öğreniyor da biz de hala eğitim diyoruz eğitilmek mayada yoksa neylesin eğitim .
eğitim sisteminin içler acısı olan ve ve telafisi olmayan bir hatasıdır. faslı arkadaşlarımın iki yılda bülbül gibi ingilizce şakıdıklarını görünce fas'a gidesim gelmişti. ama sorun ingilizce de değil öğretenlerde imiş. şivesi ingilizceye ters olan öğretmenler bu sebeblerin en baş sorumlusu. adam doğuda eğitimini türkce kürtce karışık öğrenmiş batıda kendi şivesi ile anlatıyor. zaten öğrensekte konuşamıyoruz sadece anlıyoruz ne dediklerini. sonra cem yılmaz'a bağlayıp işaret diline devam ediyoruz.
başka ülkelerde daha kısa bir öğretimle belli bir seviyeye gelebiliyorken, türkiyede bunu olmaması başlığı haklı çıkartmaktadır. bşlıktaki tek yanlışlık eğitim değil öğretim olmalıydı.
Sistemin suçuydu. Tek kelime ingilizce konuşmadan geçti 12 sene. Adamların 12 senede öğretemediği ingilizceyi 1.5 senede yabancı dizilerden öğrendim. Neyse öğrendim ingilizceyi ona bakarım.