Emekçi olan olmayan, doğuştan yada sonradan kadın olduğunu hisseden herkesin kadınlar günü kutlu olsun, hoş ülkede ki cinayetler, sürekli artan erkek şiddeti ile kutlayamıyoruz artık ama bir gün kutlayacağız umarım.
new york'ta bir tekstil fabrikasında hak arayışında olup greve girerek daha iyi bir yaşam için mücadele veren ama polislerin saldırısına uğrayıp patronları tarafından da fabrikaya kilitlenip yanarak can veren 129 emekçi kadının saygıyla anılması gereken bir gün. ve kadınların emeklerine, bedenlerine, kimliklerine, haklarına sahip çıkarak kadın sorunlarının örgütlü olarak duyurulduğu, eşitlik ve özgürleşme mücadelesinin de dile getirildiği bir gündür.
kutlu olsun.
keskede emekci falan olmasaydim. yine aldigim egitimleri alıp evcimen bir tip olarak yoluma devam edebilmeyi isterdim sanirim.
toplumsal cinsiyet, kadının rolu tartışmalarına girmeyecegim. sadece yoruldum. bir gunluk farkindalik yaratilsa ne fayda. bir kadin olarak is hayatinda mobbing ve tacizin tillahiyla tek basima mucadele ettim ve ediyorum hemde yillardir! neden? cevabi basit! cunku mecburum. hayata hem ekonomik hemde sosyal acidan tutunmak zorundayim. hergun pek çoğumuzun yasadigi bu tablo ozunde nasil da icler acisi bileniniz varmi?
ayrica o kadinlar gunu degil basligi acan arkadasim. dunya emekci kadinlar gunu. dogrusu budur. yine de dusunmussun. sağol.
Erkekler günü olmadığı sürücü karşı çıkılması gereken gündür.
cinsiyet ayrımcılığa gerek yok efenim. ayrıca cinsiyet ne için bu kadar ön planda tutuluyor anlamış değilim.
edit. ne eksiliyorsun efenim. haklıyım . cinsiyetler üremek için var. günlük hayatta ne için bu kadar ön planda.
Kadin ve kadinlar gunu, eminim ki Simone de Beauvoir kadinlar gunu diye bir gunun varligini bile erkekler tarafindan kadini otekilestirmenin bir araci oldugunu savunurdu. Kadin dogulmaz kadin olunur diyerek Beauvoir aslinda kadin imajinin kulturel cevrenin etkilesimi sonucunda ortaya ciktigini savunur. Sonucta kadin fiziksel olarak farkli bir bedenden ibarettir. Ama ruh ve dusunce erkekten farkli degildir. Hem erkek egemenligini alt edecek bir kadin hareketi yaratmak hem de kadin kimliginin ne oldugunu ortaya koymak adina tek bir gunu kutlama olarak kabul etmek ne kadar dogru. 8 Martin anlami ve ortaya cikisiyla bugunku anlam konsepti arasindaki farki bilen kac kadin vardir acaba. Erkegin kadini kendinde gordugu eksiklikleri tamamlayan lego parcalarindan baska bisey olarak gormedigini dusunur beauvoir. Kadinin toplumda oteki olmadigini kanitlamasi icin kulturel zincirlerden siyrilip evrensel dogmatik pranga kulturu kabul ettigi evlilik kurumunu bu haliyle reddeder. Fizigin akildan ustunlugunun azalmasiyla kadininin birey olarak.kabulunun gerceklesrcegini savunmustur. Nitekim gunumuz kosullari bunu dogruluyor. Ben bugunun bir erkek olsamda kadin gunu olarak kutlanmasini gunle bile kadini sinirlandirip erkek hegamonyasini kabulu olarak algiliyorum. 8 mart hak arayan emekci kadinlarin baski ve zulme ugradigi gundur ve oyle kutlanmalidir. Erkege ait ozel bir gun yoksa kadinin olmasi kadina erkeklerce verilmis bir haktan ibaret gorunmekten oteye gitmiyor. Diger Simone yani Simone Weil ise idealist bir kadinin gucunu kanitlamistir dunyaya. Her iki Simone bilinmeden kadin olunmaz bence. 8 Mart Erkek Egemenliginin kadinlari avutma gunu kutlu olsun.