Bugün,
8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanır. Bu gün kadınlar tarafından ve / ya da kadınlar için konferans, gösteri ve eğlence gibi çeşitli etkinlikler düzenlenir. Kadınlar arası dayanışma ve kadınların toplumdan beklentileri vurgulanır.
Kadınlara özgü bir günün var olması düşüncesi ilk kez, 26-27 Ağustos 1910da Kopenhagda düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında ortaya atıldı ve kabul edildi. Bir çok ülkede her yıl kutlanmaya başladı. isveçte ise 1912 yılından itibaren kutlanmaya başladı.
Ancak ilk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde ama her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921de Moskovada gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı tarafından olmuştur.
iki dünya savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Kadınlar Günü, 1960lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletlerinde de kutlanılmaya başlamasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1977 yılında 8 Martın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etti.
koca parası ve nüfuzuyla değil kendi emeğiyle ailesini onurlu bir şekilde geçindiren tüm emekçi kadınların günüdür. desa fabrikasında daha iyi bir yaşam için grevde olan baş örtülü emine hanım'ın günüdür. desa'dan giyinen zengin yeşil sosyetenin, first lady emine hanım'ın günü değil!
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak için verdikleri mücadele... 8 Mart 1857' de ABD'nin New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının, düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grev yapmasıyla ve BM' in, 8 Mart tarihini "Dünya Kadınlar Günü" olarak ilan etmesi ile birlikte tüm dunyada kutlanmaya başlanmıştır. Toplumun aydınlık yüzü olan modernleşmenin ve gelişmenin sembolü kadınlarımızın, yaşamlarının her alanında karsılaştıkları sorunlarının çözülmesine, insanca yaşam sürmelerine katkıda bulunmalarına, toplumsal uretime aktif olarak katılmalarına ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına yönelik olarak, başta eğitim olmak üzere pek çok alanda yoğun çabalar sarf edilmiştir. Kalıcı barış, refah ve kalkınma sağlanması çabalarının başarısı, insanlığın yarısını oluşturan kadınlarin rol, statü ve katkılarının tanınarak takdir edilmesine bağlıdır. Küreselleşen dünyamızda sosyal ve ekonomik gelisme ve reform çabaları, kadınların hayatlarını iyileştirici plan ve programlar olmadan eksik kalacaktır. Kadınların, uluslararası barış ve istikrarın güçlendirilmesi, medeniyetler, kültürler ve dinler arasinda uyum, anlayiş ve diyalog sağlanmasına katkıda bulunmalarına yardım edecek bicimde, toplumların, tüm çabalarında hak ettikleri yeri tam olarak alma yönündeki kıymetli mucadelelerinde ilerleme sağlamaya devam edecekleri kaçınılmaz bir gercektir. Kadınlarımız, Batılı kadınlardan uzun yıllar önce bir çok hakkı elde etmistir. Tarihi süreç içerisinde Türk kadını, ilk olarak, çalişma hayatında yerini, 1843'de tıbbiye mektebi bünyesinde aldığı ebelik eğitimi sonucunda sosyal yaşamda yerlerini almistir. 1847' de kız ve erkek cocuklara eşit miras hakki tanınmıştır. ilk kadın dergisi Terakki-i Muhadderat, 1869'da yayınlanmıştır. Evlilik sözleşmesinin resmi memur onunde yapilmasi, 1871'de çıkarılan kararname ile düzenlenmiştir. iş yaşamına, 1897'de ücretli işçi olarak giren kadinlar, 1913 yılında da Devlet memuru olma hakkını elde etmiştir. Bunun ardindan bir yıl sonra kadınlar, tüccar ve esnaf olarak da iş hayatına atılmıştır. Kadinlarımız bilim dunyasıyla 1922 yılında tanışmiş, Bu tarihte 7 genc kız, tıp fakültesine kayıt yaptırarak eğitime başlamıstır. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet' in ilanıyla birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlara hız verilmistir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 3 Mart 1924'de çıkarılmasıyla tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanliği' na bağlanırken, kızlar da erkeklerle eşit haklarla eğitim görmeye başlamıştır. Büyük önder Atatürk' ün devrimleriyle Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının tanındığı, kadın haklarının bir çok ülkeden önce Türkiye' de uygulamaya geçildiği ise bilinen bir diger onemli husustur. Türk kadını Cumhuriyetin ilanini takip eden yillarda sanattan ekonomiye, siyasetten kamu yönetimine her alanda yerini almıştır.
