izlenmeye değer bir maç oldu. açıkcası şu ana kadar izlediğim 2010 dünya basketbol maçları içinde en iyisiydi diyebilirim. teodosic'in son saniyelerdeki 3'lüğü görülmeye değerdi. bu nasıl bir kendine güvendir? "nasıl bir şuttur?" anlam getiremedim. kendisiyle oturup sabahlara kadar bu konu hakkında konuşmak isterim.*
büyük oyuncular ve büyük koçlar'ın maçı oldu. teodosic hiçde akıl karı olmayan bir şut kullandı ama büyül oyuncu işte. ivkovic maç boyunca 1/7 atan oyuncusuna güvendi topu verdi ve büyük koç nasıl olur gösterdi. ayrıca sırpların bir taraflarına girsin o yaptıkları çetnik işareti.
izlediğime pişman olmadığım bir maç oldu. ama dikkatimi çeken bu seyirciler hangi maçta doldurucak bu salonu? umarım çeyrek ve yarı final maçlarında boş kalmaz. tadını kaçırıyor maçın.
kısaca tanım yapmak gerekirse "müthiş bir maç" denilebilir. sonucun son saniye üçlüğüyle belirlenmesinden belli zaten. kaybedene yazık olacaktı. ispanya'ya yazık oldu. ha bir de tribünlerdeki güzel taraftarlarına.
sırbistan'ın kapasitesinin üzerinde oynayıp kazandığı maç. ispanya her ne kadar eksik bir kadroyla mücadele etse de kesinlikle küçümsenemez. çok kaliteli bir kadroları var. ama sırbistan çok iyi mücadele eden bir takım olduğunu gösterdi. sırbistan maçın tamamını üstün geçirmesine rağmen bir türlü farkı açamadı ve son ana kadar çekişmeli bir maç oldu. bence sırbistan'ın galibiyetinde en önemli rolü nenad krstic oynadı. ikinci yarının başında ispanya üst üste basketler bularak farkı kapatmayı ve hatta öne geçmeyi başardı. ama o anda krstic oyuna girdi ve oyunun akışını değiştirdi. potaya sırtı dönük oynadığı zaman çok tehlikeli bir oyuncu. ama onun yanında savunmada da çok iyi mücadele ediyor, her topa elini sokuyor. son saniye üçlüğünü attığı için ön planda olan kişi teodosic'ti ama maçın kırılma anlarında krstic takımını taşıdı.
ispanya cephesinde ise juan carlos navarro'nun kendini yere atarak faul kazanma çabaları sonuçsuz kaldı. çok ufak temaslarda dahi kendini yere atarak faul kazanmaya çalıştı sürekli. garbajosa ve gasol dışında ona yardımcı olan pek kimse yoktu.
