her zamanki tarzından farklı olarak 2006 yazında senfoni orkestrasıyla şimdi de unplugged izlediğim tekrar tekrar hayran kaldığım, parçaların içimize işlediği bir konser oldu. 3 saat non-stop devam eden konser dolu dolu geçtiği halde bir nefes kadar kısaydı çünkü şebnemle söylemeye başladık ve onunla bitirdik.
Sana bilmediğin bir şey söyleyemem ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için hepsini dileyip gerisine direniyorum.
farklı ama güzel bir konser olmuştur. 45 ytl'lik kısımdan bilet aldığımdan dolayı bu sefer en önden izleyemesem de Şebo'muzun o güzel sesi, seyircileriyle olan herzamanki etkileşimi ve konserde kullandığı deyimiyle ''müziğin en primitif hali'' olan unplugged şekliyle bize açıkhavada harika bir gece yaşatmıştır.
Ayrıca repertuarın titizlikle seçildiği açık olan konser olmuştur. Zira ''Okyanus'' ve ''Çocukken sahip olduğum'' gibi herkesin hareketli olmasına alıştığı veyahut isyankar bir şekilde bağırmasına vesile olmasıyla ünlenmiş şarkılar bu unplugged olayının içine dahil edilmemiş, bunun yerine üvey veya gözyaşlarımızın tadı aynı gibi daha yavaş tempolu ya da Can kırıkları gibi hareketli olmasına rağmen çok bilinen şarkılar repertuara alınmıştır. Bana kalırsa şarkı listesinde unplugged şekliyle çalınması en çok hoşuma giden şarkılar Sigara,Sil baştan ve perdeler olmuştur. Zira ''Sil baştan'' şarkısında herkesin susup, sadece şarkıyı dinlemesi o şarkıya çok yakışmıştır. Evet biraz sıradışı gelebilir ama bazı şarkılar böyledir. Sadece dinlenirse daha iyi bir hava yakalarsınız. Bunun yanında Sigara'da ama özellikle Perdeler'de üçü keman, biri çello olmak üzere dört kişilik bir grup olan yaylılar şarkıya aralarda ve vokal arkası olarak mükemmel girmiştir. Burada bu unplugged serisi için Şebnem'in ekibine katılan ve klasik gitarı çalan Can Şengül'ün ve piyanoyu da en az klavyesi kadar iyi çalan Ozan Tügen'ın de hakkını teslim etmek gerekir. Basçı Buket Doran'ın hayli kilo verip bundan mütevelli daha da güzelleştiği de gözlerden kaçmadı* Bunun yanında Şebo'muzun bir ara mandolini eline alıp ''Öğretmenim canım benim'' şarkısını mırıldanması ve ''Hoşçakal'' şarkısından sonra çoğu zaman yaptığını yaparak, o klasikleşmiş yoğun isteğin üzerine sahneye geri dönüp Artık Kısa Cümleler Kuruyorum'u ve Bu Aşk fazla sana'yı söylemesi hoş birer hatıra olarak aklımızda kaldı *
Neyse efendim çok uzattım farkındayım. işte bir konser de böyle geçti. Dün sabah yani konser sabahı aldığım konser DVD'sini de imzalattıracaktım ama maalesef kulis olayı olamadığı için * bu işi ertelemek zorunda kaldım, bir dahaki konsere inşallah, nasılsa o nerdeyse biz de ordayız *
sahnede sebnem ferah, solda banu guven, sagda deniz akkaya.. uclusu esliginde nereye bakilacagina karar verilemeyen konserdi. sahne dekorunun en az sarkilar kadar guzel olmasi da cabasiydi.
