nsanların hak ettiği paraları alması gerektiğini savunduğu için takımdan ayrı çalışmayı kabul etmeyen, tweeter ı yanlış kullandığını da söylemekten çekinmeyerek birkez daha adamlığını kanıtlayan kraldır.
şimdi sıra aziz de, bakalım ne açıklamaya yapacak?
hayır samet de tam zamanında mı bıraktı işi ne?
kime soracak ki doğru mu diye?
parayı ön planda tutuyor diye çok eleştiri aldım. ben zaten primlerin hep eşit olmasını istedim. eğer para düşkünü bir insan olsaydım, kulübün bana yaptığı kulüpten ayrı çalış sözüne uygun davranıp paramı takır takır alırdım.
gönül ister ki onun vedası gibi olsun tüm ayrılıklar. ama hakan şükür'e de ayıp edilmedi mi? büyük bir camia nasıl gönderdi kralı. şimdide aynısını diğer büyük bir futbolcuya yaptılar.
yazıklar olsun ...
kozyatagi marriot otelde saat 14:00'te baslayacak basin toplantisi.türkiyede basının karşısına son kez çıkacaktır büyük kaptan.
EDiT:RÖPORTAJIN TAMAMI
"geldiğiniz için herkese teşekkür ediyorum. ilk geldiğim günden beri bana
olan yaklaşımlarından dolayı fenerbahçe taraftarına da teşekkür ediyorum.
sözleşmemi feshettikten sonra taraftarın gösterdiği reaksiyonu rüyalarımda
dahi göremezdim. onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. 35 yaşıma bastım,
hiç ağlamadığım kadar ağladığımı söyleyebilirim."
"bir kişiye özellikle teşükker etmek istiyorum. o kişi de samet. geçen hafta
havaalanından bugünkü istifaya kadar zor bir süreç geçirdi. fenerbahçe
formasını isteyen bir çocukken onu tanıdım. onun için hiç kolay değil"
"2 önemli maçın geçmesini bekliyordum, çok şükür 2 önemli maçı da
galibiyetle tamamladık. o yüzden bugünü seçtim. bazı yorumlar var ama önemli
olan takımdı ve ben takımın bu 2 maçı atlatmasını bekledim"
"fenerbahçe'den ayrılışımın 5 bacağı vardı diye düşünüyorum. ben, aykut
kocaman, aziz yıldırım, ali yıldırım ve basın. başımıza bir şeyler geliyor,
muhakkakki kendi hatalarım vardır. bu hatalardan başlayacağım konuşmama..."
"kulübü yaralayıcı hareketlerde bulundum. yanlış tweet'ler attım. sms'ler
gönderdim, göndermesen daha iyiydi. mesajın içeriğinde hata yoktu ama
gönderdiğim kişileri seçerken daha hassas davranmam gerekirdi."
"parayı çok seven biri olsaydım, "ayrı çalış yada git önerisine",
"çalırışım" derdim ve sözleşmemin sonuna kadar paramı tıkır tıkır alırdım.
bunlar benim içtenlikle kabul ettiğim hatalarım."
"aykut kocaman'la teknik direktör ve sportif direktör olarak ikiye ayırmak
istiyorum. çünkü onu ilk yönetici olarak tanıdım. aragones'le son maçımızdı.
trabzon maçını kazandık ve 7 temmuz'a kadar tatilde olacak. 7 temmuzda
ülkeme dönmek için ayrıldım. aykut kocaman gelince dönüş tarihimin değiştiği
bilgisi bana iletildi. geri dönüş tarihimin 1 hafta öne çekildiği söylendi.
ancak ben planlarımı 7 temmuz'a göre yapmıştım o yüzden kabul etmediğimi
söyledim"
"o zamanki teknik direktörümüz daum'a 7 temmuz'da gittiğimde özür diledim.
ama o gerek yok diyip, aykut kocaman'la tanışmam için kocaman'ın yanına
gönderdi. kocaman bana ilk olarak "sen kaptansın, herkesten önce burada
olman gerekirdi" dedi. ben de kendisine haklı olduğunu söyledim. 12 ayın 11
ayın burada geçiriyorum, 1 ayı ülkemde ailemle geçirmek istediğimi söyledim.
kendisine fikirlerine katılıp katılmayacağıma açık olarak söyleyeceğimi
söyledim. teknik direktör olarak çalışmaya başladığında da tartışmalar
başladı."
"aykut kocaman'la futbol görüşümüz çok farklıydı. onun kararlarına uyacağımı
ancak aynı fikirde olmadığımızı söyledim. benim fikrime göre futbol takımı
sürekli gelişmeliydi, bu da antrenmanlarla sağlanır. 3 yıl boyunca bir
oyuncu gelişme gösteremiyorsa, burada bir hata vardır. bunu kocaman'a
söylediğimde, "burası türkiye, burada antrenmanlar gelişmek için değildir"
diye konuştu."
"özellikle gol attığımız zaman hocamızın gol sevinçlerine katılmaması,
kafamı karıştırıyordu. atılan gollerde sakin kalması kafama girmedi bir
türlü. çünkü fenerbahçe gibi bir takımız, çok zorlu maçlar yapıyoruz. dün
gökhan gönül'ün güzel golünden sonraki sevinci ise bana birşeylerin
değiştiğini gösterdi."
"hocayla olan sözleşmeyi 3 yıl uzattılar. bundan sonra takımın futbol
anlayışında değişiklikler yapacağını söylemişti ama gördüğüm kadarıyla
olmadı. fenerbahçe'de kaldığım sürece en üzüldüğüm maç olan geçen yılki
galatasaray maçından bahsetmek istiyorum. oynamak veya yedek kalmak hocanın
tercihidir. bu maçtan önce sol ayağımdaki problem nedeniyle trabzon maçında
oynayamadım ama takım çok iyi oynadı. ilk antrenmanda hocanın odasına gidip
"takım çok iyi oynadı, tebrik ediyorum" dedim. galatasaray maçında çok
oynamak istememem rağmen, ayağımdaki ağrılar nedeniyle oynayamayacağımı
söyledim. o da her oyuncunun duymak istediği şeyi söyledi. maç gününe kadar
seni bekleyeceğim dedi. sonra sağlık ekibiyle 7/24 bir çaba sarfettik"
"anestesi teklifini kabul etmedim, o olmadan ayağımın antrenmandaki
tepkisini anlamak istiyordum. antrenmandan sonra hocanın yanına gidip,
"ayağımda hiç ağrım yok antrenman çok iyi gitti" dedim. o da tamam dedi. maç
günü öğle yemeğinde benle konuştu, beni 70. dakikada oyuna alacağını
söyledi. ben de ona "umarım planlarında yanılırsın inşallan 70. dakikaya
kadar bana gerek kalmaz ve işi bitirir, şampiyon oluruz" dedim. maçın hangi
sonuçla bittiğini biliyorsunuz"
"kupa finalinde bursa'yla oynadığımız maç ise fenerbahçe formasıyla en mutlu
olduğum anlardan biriydi. ancak 30 yıl sonra bir tabuyu yıkıp kupayı
kazanmamıza rağmen, hocanın bizi tebrik etmemesi ve bizimle birlikte
dönmemesi, bana çok farklı geldi. ilk tanışmamızdaki gibi bu şekilde
davranması bana garip geldi"
"sezon başında hoca sizinle "alex'i her maçta oynatmayacağım artık 35
yaşında" dedi. tatilden döndüm ama benle bu konuyu bir kez bile konuşmadı.
daha sonra avusturya'ya kampa gittik ve orada 2 hafta kaldık. son gününde
bir basın toplantısı yapacaktım ve biraz da geç kalmıştım hatırlarsınız.
bunun sebebi, hocanın ben toplantıya gelirken beni durdurup konuşmasıydı.
hoca bana "senle konuşamadım ama türkiye'ye dönünce konuşacağım" dedi.
"mtk'ya hazırlık maçında frikikten gol atıncı, brezilyadaki arkadaşlarım
bana takıldı. çünkü aykut kocaman'ın yüzünü görünce, benim kendi kaleme gol
attığımı düşünmüşler."
"aykut hoca, vaslui maçından bir gün önce, "bir sorunun var mı" diye sordu.
ben de orada patladım ve ilk tanışmamızda onunla ilgili ne düşünüyorsam onu
söyledim o da benimle ilgili ne düşünüyorsa söyledi. sanırım işi sonlandıran
o oldu"
"18 yıllık kariyerimde yaşadığım en ağır tartışmaydı. birbirimiz hakkında
bir sürü şey söyledik, peki şimdi ne olacak? diye birbirimize sorduk. sen
teknik direktörsün ben de oyuncuyum. sen ne dersen onu yapacağım" dedim"
"erzurum'daki süper kupa maçında, hocayla maçla ilgili birşeyler söylemek
istedim, o da senin düşüncelerin her zaman önemli dedi. ben de benim
oynayacağım dakikalarda neler yapılması gerektiğini belirttim. odaya
giderken oynayıp oynamayacağımı bilmiyordum. ancak bir gün önce bensiz bir
çalışma yaptıran aykut kocaman'ın beni ilk 11'e aldığını öğrendim ve çok
şaşırdım"
"daha sonraki maçlarda yedek bırakıldım. benim için yedek kalmak hiç önemli
değil. ancak bir iletişim eksikliği olduğunu düşünüyorum. en büyük hatamı bu
süreçten sonra yaptım ve siz basına çok iyi bir pas attım. "
"samet aracılığıyla bana ilk 18'de olmayacağım bilgisi geldi. bu da önemli
değil. ancak benim için söylediği "kafası karışık" demesiydi, benle
konuşmadan kafamın karışık olup olmadığını nasıl bilecek. daha sonra da
bildiğiniz gibi kadro dışı bilgisini bana verdi"
"ali yıldırım'la iletişimimiz, aziz yıldırım'ın hapse girmesinden sonra daha
fazla gelişti. ali yıldırım, sıkıntılı sürecin ilk başında bizimle bir
toplantı yaptı. bu toplantıda kulübün çok zor bir süreçten geçeceğini ve
ekonomik sıkıntı olacağını söyledi. gitmek isteyen oyuncular varsa
kendilerine söylemesi gerektiğini söyledi."
"toplantı sonrası samet'le birlikte ali yıldırım'ın yanına gidip, ben
fenerbahçe 2. lig'e bile düşse buradan ayrılmayacağımı, maddi sıkıntı
yaşansa bile gitmeyeceğimi söyledim. ödemelerle ilgili nasıl yapmayı uygun
görüyorlarsa, onlar nasıl istiyorlarsa bana bilgi verilmesini istedim. çünkü
benim de burada bir ailem ve yaşantım var"