malum bakanın malum marka saatinin parasını ödedim demesi, mecliste faturayı sallaması, saat üreticisinin biz fatura vermeyiz demesi, parasının ödendiğinin bir peçete üzerine yazılı olması vs vs vs tartışmaları akla geldi.
ne alaka ise...
maseratisini, polis memurunu bilemem ama, aracı olanlara çok önemli bir tavsiyede bulabilirim. aracınıza ön-arka kayıt yapabilen araç kamerası taktırın. motosiklet, bisiklet için de olanları var. bence üzerimizde bile kamera taşımamız gerekiyor. buna uygun kıyafetler yapılabilir. kamera bir kere işe yarar ama hayat kurtarır.
yolda giderken hiç bir suçunuz yokken birisi önünüze atlarsa, kameranız varsa hayatınız kurtulabilir. bazı zamanlar masumiyetiniz ispat edilene kadar hayatınız çok kötü olabilir. böyle oçları arabanıza, sizlere saldırırsa ondan kolayca şikayetçi olabilirsiniz. hapse bile gidebilir. görüntü varsa 10-0 önde başlarsınız. görüntü yoksa uğraşır durursunuz. hatta tenha yerlerdeyseniz kamera kayıtlarına isteseniz bile ulaşamazsınız.
ayrıca; trafikte hiç kimseyle kavgaya girişmeyin. trafikte insanlar ciddi anlamda canavarlaşıyor. normal hayatta karşılaşsanız arkadaş olabileceğiniz insanla, trafikte karşılaştığınızda düşman olabilirsiniz. hiç kimseyle muhatap olmamaya çalışın. daha da iyisi, mümkünse trafikte araba kullanmayın. toplu taşıma ile gidin. hem cebinize hem psikolojinize yazık...
işte bu devletin zaafıdır. Kimbilir şu haram yiyen polisin üstüne gitseler daha neler ortaya çıkacaktı. Şimdi çoğu şeyin üstünü kapattılar.
Olayın tek güzel yanı. Haram parayla trafikte erkeklik yapan o polisin gebertilmiş olmasıdır. Bazı insanların ölümüne çok seviniyorum. Şimdi diğer tarafta onu güzel bir araca oturturlar..
sadece mesarati değil, basında paylaşılan öyle lüks 2-3 araba yanı sıra 3 tane de villa falan varmış. her halde böyle villalar arabaları olan kişinin de 3-5 kuruşçuk döviz altın tl hisse senedi iş şirket ortaklıkları falan vardır.
bunlar polisin değil de eşininmiş.
eşi benim malım eşimin malı diyordu. kimsenin parasında gözümüz yok ama bu insanlar kaç kişiyi çalıştırıyor, kaç lira ciro yapıyor, ne kadar sgk primi ödüyor, kaç lira vergi veriyor, kaç kişiye istihdam yaratıyor da bu kadar servet sahibi oluyorlar anlayabilmiş değilim.
bunları bir itham ima olarak değil de belki bu zenginliği yaratan ticari zekayı bizlerle paylaşırlar da biz de zengin oluruz diye düşünülerek belirttiğimizi söyleyelim.
türkiye'nin önde gelen firmalarında çalışmış biri olarak öğünmek gibi olmasın ama az çok hesap kitap işletme maliyet analizi falan anlarız.
yok yani kuş kadar beynimiz olmasaydı bmvdb (büyük mükellefler vergi dairesi başkanlığı) azıcık aklımız olsa çalışırdık.
bilmiyoruz, az çok hesap edersek galiba yüzlerce milyon liralık ciroları olan işletme olmalı ki bu kadar lüks sağlanıyor.
hayatta 2 şeyi gizleyemez ve izini yok edemezsiniz.
1- kadının memesini.
2- para.
bu iki şey mutlaka görünür, kendini belli eder.
neyse, zaten başta Sabah gazetesi vb yayın organlarında ki haberlere göre; Polis memuru hakkında ayrıca idari soruşturma başlatılması için Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı'na da (CiMER) dilekçe verildi. Dilekçede, polis memuru olarak görev yapan H.T.Ü’nün kolluk görevlisi olmasına rağmen 8.5 milyon değerinde aracının bulunduğu, ayrıca lüks bir villada ikamet ettiği belirtildi. Dilekçede, 2017'den beri Narkotik ve Kaçakçılık Şubelerinde çalıştığı belirtilen polis memurunun kısa sürede ultra lüks hayata ulaşmasının araştırılması istendi. H.T.Ü’nün, mesleğini "işçi" olarak beyan ettiği hatırlatılarak, hakkında 'göçmen kaçakçılığı' suçlamasıyla soruşturma yürütüldüğü aktarıldı. H.T.Ü’nün mal varlığının araştırılması ve memurluktan çıkartılması istendi gibi haberler malum.
en son ölüm haberi çıkan ve bunun intihar mı cinayet mi olduğunu çözecek olan tek şey paranın bıraktığı iz olacak.