zaten başbakan meksika'da olduğu için yapılan saldırının yanlış tespiti. başbakan hiç dışarı çıkmayacak mı? kendisi yokken sistem işlemiyorsa zaten orada bozukluk vardır. g-20'de ülkemizi de temsil etsin. ama terörü de bitirici hamleler yapsın. bizim vatandaş olarak isteğimiz budur.
enterasan olan şu ki, başkabakan ne zaman yurtdışı seyahatine gitse, bu şerefsizler çatışma çıkarıyor, şehit haberleri geliyor. bu bilinçli yapılıyor kesinlikle..
bu memleketin tek sorunu pkk değil. eğer öyle olsaydı her saldırının ardından içimize kapanır, asla bir dirhem yol alamazdık. pkk, onu kukla olarak kullananlar vs. zaten maksatları bu değil mi? türkiye gelişmesin, büyümesin, bu beladan kurtulmasın, ayağa kalkmasın.
her ayağa kalktığımızda arkadan çekiştiriyorlar ki tekrar düşelim. meksika ziyaretinin ehemmiyet derecesini bilmiyorum ve fakat bunu söyleyenler her türlü görüşme için bunu kullanacaklar belli ki. her terörist saldırısının ardından devlet diğer işlerini bir kenara bırakamaz. teröristle mücadeleyi de diğer işleride bir arada götürebilene devlet denir zaten.
Bir ülke başbakanın yapmaması gereken bir durumdur yapmadı da zaten. Bizim sikimsonik yas tutucular hopladı ama nafile. Devlet bu amk mahalle apartman yönetimi değil.
Çok doğru. Hadi başbakan hemen geri donsun. Herkes evine kapansın kimse dışarı çıkmasın. Biz de burdan "8 şehit icin 8 entry kampanyası" falan gibi Salak Salak isler yaparak hep beraber pkknın ekmegine yağ sürelim. Hadi hadi durmayın...
-Başbakan Erdoğan'ın, 8 Haziran 2004'te G-8 Zirvesi'ne katılmak üzere ABD'ye gitti. Erdoğan'ın dönemin ABD Başkanı George Bush ile görüşmesi sırasında PKK 5 yıllık ateşkesi bozduğunu açıklayıp, terör eylemlerine başladı.
-Başbakan Erdoğan 7 Aralık 2009'da bir çalışma ziyareti için yine ABD'ye gitti. Tam da Başkan Obama ile görüşmesine saatler kala, terör saldırısı haberi geldi. Teröristler bu kez Tokat Reşadiye'de vurdular. Kontrol görevi yapan askeri araca açılan ateş sonucu 7 asker şehit oldu.
-Başbakan, 2010 Mayıs ayının son haftası Güney Amerika ülkelerini kapsayan geziye çıktı. Gezi sürerken, önce 29 Mayıs'ta yurdun çeşitli yerlerinde PKK saldırıları başladı. Bu saldırılarda 7 asker, korucu ve güvenlik görevlisi şehit oldu. 30 Mayıs gecesi ise iskenderun Deniz Komutanlığı'nda nöbet değişimine giden askerlere roketli saldırı sonucu 6 asker şehit oldu, 7 kişi yaralandı.
-13 Nisan 2010'da bu kez Nükleer Güvenlik Zirvesi için Washington'a giden Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile görüştü. 17 Nisan 2010 tarihinde Ladik'te polis otosuna saldırı düzenlendi ve 2 polis şehit oldu.
-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Eylül 2011'de Mısır, Tunus ve Libya'yı kapsayan 'Arap Baharı' turu sırasında da vurdu teröristler: Başbakan, turunun ilk durağı olan Mısır'a hareket ettiği saatlerde Şemdinli'de bir düğüne saldırdı PKK teröristleri. 2 güvenlik görevlisi ve 3 vatandaş hayatını kaybetti.
-20 Eylül 2011'de, Başbakan Erdoğan'ın bu kez BM görüşmelerine katılmak üzere New York’a gittiği günlerde art arda terör saldırıları gerçekleşti. 20 Eylül’de Ankara Kumrular Sokak'ta patlayan bomba 5 kişinin ölümüne neden oldu. Aynı günün gecesi Siirt'te 4 genç kızı ölüme götüren terör saldırısı gerçekleşti. Teröristler durmadı. Başbakan ABD’de, Başkan Obama’yla görüşmeyi de kapsayan temaslarına devam ederken bu kez 24 Eylül 2011'de Siirt'in Pervari ilçesinde Belenoluk Jandarma Karakolu'na uzun namlulu silahlar ve roketatarlarla saldırdı. Çıkan çatışmada 6 asker şehit oldu.
-Ve son olarak, bu sabah saatlerinde Başbakan'ın G-20 Liderler Zirvesi için bulunduğu Meksika'da, Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı görüşme sırasında geldi 8 şehit haberi. *
gördüğünüz gibi, başbakan ne zaman yurtdışı ile temasa geçse her zaman saldırılar gerçekleşiyor. pkk'nın, ülkemizin dünya siyasetinde odak noktası olduğunu bildiği için böyle zamanlarda terör eylemleri gerçekleştirdiğini söylersek yanlış olmaz. diğer amacı da siyasi olarak da hükümeti veya geniş ölçekte devletimizi yıpratmak. her yurtdışı temasında geri çekilmemiz zaten bu pkk'lı köpeklerin istediği bir şey. bu gibi durumlarda başbakan yardımcısının problem çözmek için görevi devralmasını isterim. ama bülent arınç'ın oldukça trajikomik bir açıklama yapması da iç yakıyor.
gelince ne olacak? şehit cenazesine katılınca bi daha şehit vermeyecek miyiz? gelmesin kalsın orada, insanlar acılarını rahatça (başbakan korumaları ortada yokken) yaşasınlar.