75. yılın anlamı!
75. yıl niçin önemli?
birincisi, uzunca bir süre olduğu için...
20. yüzyılda devrimlerin ürünü olan rejimlerin hiçbirisi bu kadar yaşayamadı. çağa damgasını vurduğu sanılan sovyet devrimi bile, en büyük devrimcisinin adının kentlerden silinmesini önleyemeden tarihe karıştı.
ikincisi, devrimin özüne yeniden dönüşü simgeleştirdiği için...
son yarım yüzyılın tüm yanlışlıkları, sapmaları, aymazlıkları ve hatta hıyanetleri, atatürk'ün cumhuriyeti'nin temellerini yıkamadı. ve yaşanan acı gerçekler, cumhuriyet bilincinin yeniden doğmasına neden oldu.
kolay elde edilen şeylerin yitirilme tehlikesi somutlaştı. sivil toplum ve asker, karanlığa karşı birleşti.
* * *
cumhuriyetimizin 75 yılında, birbirinden farklı beş dönem var.
birinci dönem, atatürk'ün ölümü ile noktalanmıştı. kemalist dönem sadece on beş yıl sürdü.
ikinci dönem ismet inönü'nün damgasını taşıdı. bu, bir anlamda atatürk döneminin bekçiliğinin üstlenildiği, ama devrimci atılımların durudğu bir dönemdi. köy enstitüleri dahil, devrimin temel doğrultusundan ilk ödünler bu dönemde verildi.
üçüncü dönem en uzunuydu.
bir iki kısa ara dışında ( 27 mayıs ve chp hükümetleri gibi ), "atatürk'e evet, kemalizme hayır" çizgisi devlete egemen oldu. laiklikler ödünler hızlandı. atatürk ulusçuluğunun yerini "ırkçı milliyetçilik" alma yoluna girdi. devletçilik yozlaştırıldı. halkçılık, yerini "mutlu azınlıkçılığa" terk etti. demokrasi, "çoğunluk diktatörlüğü"ne dönüştürülmek istendi.
karşı - devrimci birikim büyüdü...
ve dördüncü dönem, 12 eylül'le birlikte başladı.
"türk - islam sentezi" resmi ideoloji oldu. atatürk putlaştırılırken kemalist devrimin kuyusu kazıldı. atatürk'ün kurumları birer birer kapatıldı. dünyada ilk ve tek örnek olarak, "zorunlu din dersleri" anayasaya girdi. sokaktaki adamın miras hakkına dokunulmazken, atatürk'ün vasiyeti çiğnendi; mirasına devlet zoru ile el kondu.
cumhuriyet'in temel değerlerine sahip çıkanlar ezildi.
devlet dincilere ve ırkçılara peşkeş çekildi.
ve adım adım...
cumhuriyet, tarihinin en büyük bunalımı ile karşı karşıya geldi.
28 şubat kararları ve onun arkasındaki inanılmaz "sivil toplum" desteği ile karşı - devrimci tırmanışa "dur" denildi. beşinci dönemle birlikte, kemalizme "yeniden dönüş" başlamış oldu...
* * *
75. yıl, devrimin karşı - devrimle hesaplaşmasının dönüm noktasıdır.
75. yıl, "sessiz" çoğunluğun "sesli" azınlığa başkaldırışıdır.
75. yılda milyonlar anıtkabir'de... yüz binler sokakta... ama fazilet partili belediye başkanları gizlenmişler... urfa'da 50 bin kişi yürüyor, ama harran üniversitesi'ni yönetenler ortalarda yok.
asker - sivil, cumhuriyet'ten yana ağırlığını koydukça cumhuriyet'e karşı olanların da tavırları da netleşiyor. ezici çoğunluğun sesi, arap isimli istanbul belediye başkanı ve benzerlerini öfkelendiriyor.
"dayatm var... sevsinler böyle cumhuriyeti" hırıltıları duyuluyor.
meydanı boş bulanlar, şimdi meydanların dolamsından rahatsızlar.
ve onların rahatsızlığı, yapılmaya başlananların doğruluğunu kanıtlıyor!
laik - demokratik kemalist modeli boğmak isteyen düşman bir coğrafyada... ve karşı - devrimcilerin damgalarını vurdukları bir yarım yüzyılın sonunda...
75. yıl elbette ki önemli!
ve eğer - karşı yöndeki - tüm iç ve dış çabalara karşın cumhuriyet hâlâ ayaktaysa... ülke toprak bütünlüğünü hâlâ koruyorsa... türkiye çağdaşlaşma yolundaki uzun yürüyüşünü hâlâ sürdürüyorsa...
75. yılında, milyonlar sokaklara dökülmüşse...
bu, cumhuriyet'in temellerinin ne ölçüde sağlam atılmış olduğunun çok somut bir göstergesidir!.. ve de kemalist devrimin başarıya ulaştığının, yadsınamaz bir kanıtıdır!
kaynak : ahmet taner kışlalı - cumhuriyet, 28 ekim 1998 ( ben demokrat değilim )