kurgusu üzerinde yanlış anlamalar olması doğaldır. doğrudur tuik'in işgücü tanımı 26 milyon civarındadır ve bunun yaklaşık 23,5 milyon kişisi çalışmaktdır.
ancak anlatılmak istenen 26 milyon işgücü sayısı oldukça düşüktür. kadın nüfus üniversite sonrası çalışmayı bırakmaktadır. anadolu'da birçok erkek çalışabileceği halde kahvehane'de vakit öldürmektedir.
neredeyse her 3 kişiden 2'sinin işsiz olması demektir, ama şöyle de bir durum var, 74 milyonluk türkiyede herkes çalışabilecek yaşta değil ki? ülkemizde genç nüfus ağırlıklı, çocukların çalışamaması normal zaten. hem yaşlılar da var. o zaman bu sayı normal gibi bir durum çıkıyor ortaya.
herkesin kahrını çeken buna rağmen ayakta kalabilen 25 milyon kişidir. kaçak elektrik bizde, su, doğalgaz zammı bizde, gemicik taksidi bizde, vekillerin ailelerinin sağlık harcamaları bizde, suriyeli isyancıların barınma ve silah harcamaları bizde, cari açık, faiz dışı fazla bizde, bütçe açığı bizde. oh çok şükür yemediğimiz "şey" kalmadı. buna rağmen çalışan biz emekçilere, vergi mükelleflerine hala köle gibi davranıyorlar, insanlık dışı şartlar sunuyorlar. gözünüze dizine dursun. iki elimiz yakanızda, bizden çaldığınız her kuruş boğazınıza dursun. allah belanızı versin lan adi şerefsizler, bak çok sinirlendim şimdi...
avrupa nın en düşük istihdama katılma oranına sahip olmak demektir. ha geriye kalan 50 milyon niye çalışmıyor derseniz bence keyiflerini kaçırmak istemediklerindendir.
faturlara yansıyan kaçak kullanım bedeli vs gibi bedellerin 25 milyonun götüne girmesi durumu. doğuda ki çoğunluğun çalışmadı gibi bizim onların yerine çalışma durumumuz.
avrupa'nın bir çok ülkesinin sahip olduğu nüfustan daha fazladır bu sayı.
not: entry eksik olmuş. eklentiyi şimdi yapayım ama. 25 milyon çalışana rağmen yerinde sayar ülkemiz ayrıca. yöneticileri ne ki ileri gitsin diye düşünmeden edemiyor insan. "van minüt"le "bir daha gelmem davos'a"yla ülke ileri gidecekse bende bir daha gelmem paris'e, amsterdam'a, berlin'e, münih'e...