orhan kemal in anı ve gözlemlerine dayanarak o dönemin cezaevlerindeki sefaleti, mahkumlar arasındaki ilişkileri, cezaevlerinde yaşanan hayatın insanlar üzerindeki çürütücü etkisini sergilediği romanı.
gözleme dayalı, gerçeği anlatan ve sürükleyici bir roman. mahkumların ilişkilerrini, kişiliklerini, yaşlı amcanın genç kadına nasıl bel bağladığını görüyoruz..
kadir inanır ın oyunculukta ki kalitesini bir kere daha gösterdiği filmdir. ayrıca karadenizli olan oyuncunun bu film de bir karadeniz kaptanını canlandırıp, karadeniz ağızıyla konuşması çok hoş olmuştur. izlenilesi Türk filmlerindendir. o dönem ki cezaevlerine ayna tutmuştur.
ORHAN KEMAL'iN ROMANINDAN FiLME VE SAHNELERE UYARLANMIŞTIR. YAVUZ BiNGÖL TiYATRO DA KEREM ALIŞIK A HADi TiYATROSU ÇOK GÜZEL FiLMiNi DE YAPALIM DEMiŞ YAPMIŞLAR.
nefesin soğuklukla karşılaşmasından doğan buğunun efekt gibi gelmesi dışında her şey çok iyiydi filmde.
bir insanları bir fareleri gösteriyor ya , bakınız aynı yaşam tarzı . . . kolay gelinmedi bu günlere . . . bir cipsime baktım bu hakkı , şansı küçük görmemeliyim dedim aynı anda özellikle fatma ile ona abla diyen kız * yaşadıklarına baktım dertlerimi büyültmemeliyim dedim . . . neler yaşadı bu ülke . . . üstelik bu görülen yaşananların sadeleştirilmiş hali ve bir asal sayı var ki yıllardır gücünün sadeleşmeşdiği görülüyor ki o da para . . .
--spoiler--
insan dediğin eşrefi mahlukattır.eşref dediğimde şerefli bir şey . . .
--spoiler--
yavuz bingöl´ün oyunculugunu begenmedigim icin sirf bu yüzden netten seyredecegim bir film. üstüne üstelikte magazin maymunu hülya avsarda var parama yazik.
dönemin hapis hayatını, dönen dolapları en iyi anlatan romandır. filmi çok kaliteli oyuncular tarafından zenginleştirilmiştir. menderes samancılar kadir inanır halil ergün... yazarın benzer anılarından biri de namım hikmetle 3,5 yıldır.
gün itibari ile izledigim film. tiyatrosal gibi gözüksede güzel içli ve anlamlı görüntülere olaylara ışık tutan bir film. oyunculuklar ahım şahım degil ama konu ve olaylar gerçekten olabiletesi olan ya da olmuşa dayandıgı için o insanların haline acımamak elde degil. gerçekten bir insanlık ayıbını gözler önüne seriyor. izlenip görülebilir. param gitti pişmanım denecek bir film degil.
1 mart 2011'de kanyon leventte galası yapılan bir murat saraçoğlu filmi.Gala ile ilgili olarak keyif veren tek hadise film sonrası salondan çıkışta burcu esmersoy ile gözgöze gelip selamlaşmamızdı. * Filmle ilgili olarak belirtebileceğim tek şey ise; katil hilmi rolündeki civan canovadır.Tecavüz sahnesinin asıl kahramanı odur,sevgili hülya avşar değil.
hülya avşar kişisinin uzuuuuuuuuun yıllar sonra ilk defa harika bir performans gösterebildiği sinema filmi. orhan kemal'e yakışan bir uyarlama olsa da maalesef filmin kurgusunda bazı sıkıntılar mevcut. belki bir başyapıt değil ama sırf hülya avşar'ın ve civan canova'nın performansını görmek için bile izlenebilir. ikisi de bu filmle ödülleri sonuna kadar hak etmiş. (bence)
yavuz bingöl ün boktan oyunculuğu beni şaşırttı. hülya avşar ise inanamadığım kadar iyi oynamış. konu kitapla aynı gitse bile, kitapla ayrılan noktası, sadece mapus hayatını ele almışlar filmde. kitapta ise farklı, dışarıda dönen pislikler de işleniyordu.
2.Dünya savaşı sırasında türkiyedeki hapisanelerin durumunu insanların çektikleri zorlukları anlatan filmi de çekilen film. Filmi izlediğinizde karnınız tok olduğu için şükrediyosunuz çünkü film beyler koğuşuğundaki ağanın yediği tavuk kemiğini diğer mahkumlara atmasıyla başlıyor ve tüyleriniz diken diken olabiliyor...
önce nürnberg türk alman film festivali'nde, ardından istanbul film festivali'nde yarışacak türk filmi. böylelikle 2011'de vizyona giren diğer türk filmlerinden (aşk tesadüfleri sever, ya sonra, bir avuç deniz, kaybedenler kulübü) bir gömlek daha üstün olduğu kanıtlanan filmdir ayrıca..