70'lerdeki türkiyedeki solun büyük bir kısmı kemalizm'e dayanmasından kaynaklanan sebebtir.
(bkz: FKF'de büyük bir öğrenci kısmının hem milliyetçi hem de solcu ayaklarında takılması)
öngörülemeyen gelişmelerden biri olan akp'nin doğuşu, iktidara gelişi, orada uzun süre kalışının yol açtığı çaresizlik halinin "güçleri birleştirme" düşüncesiyle farklı fraksiyonların bir araya gelerek "şimdi bunlarla biz nasıl mücadele edeceğiz" diye düşünülmesi olayıdır. türkiye'deki sol gruplar azınlık oldukları için güçlü sağ karşısında böyle tutarsızlıklara girişebiliyor.
toplumsal ve politik değerlemeler uzağında, sadece komiklik olarak görülemeyecek durumdur. çeşitli sebepleri vardır bazısı seçmen yorgunluğu der ben buna inanmam mesela. biraz daha konu ülke koşulları, mevcut iktidarlar, 68 kuşağı, küreselleşme ve belki de en mühimi artan duygusallık ve hassaslaşmayla ilgilidir.
babam hep geçmişte işçi partisine oy verdiğini dile getirir durur. tabi o dönemler dünyada ve türkiye'de sol rüzgarların estiği dönemler. gene mehmet ali aybarlar, hikmet kıvılcımlar, babamın oy verip 15 tiplinin milletvekili olarak meclise girdiği behice boran'lı dönemler!
seçmen yorgunluğu bir kılıftır da komedi de değildir durum. şuan kemalist diye dalga geçilen birçok insanın bu ülke için fazlaca emek verdiğini düşünürüm. her ne kadar muhafazakar ve statikliği içselleştirmiş olsalar da ülke ve dünya dönüşümlerinden uzak değerlenmemesi gereken mevzudur bu! yoksası tekdüze değerleme olur!
dünyanın döndüğünü anlayabilen insandır.
bir mağara adamı veya bir uzaylıyla aynı yöntem ve araçlarla etkileşime geçemiyeceğini idrak edebilecek kapasiteye sahiptir.