bu dürüm ilk çıktığı zamanlar anlama kıtlığı yaşatmıştı bana. lan 70cm çok uzun değil mi? diye kendi kendime konuşuyordum diyelim lavaşı açtın pişirdin dürümü yaptın öyle poşet yok. tekrar diyelim özel poşet ürettin o dürüm yerken alttan düşmeyecek mi? düşün düşün bir sürü gereksiz arge yaptırdı, beyin amcıklaması geçirtti bana. sonra meraktan bi tane söyledim meğer ikiye bölüp gönderiyorlarmış hay zekanızı sikeyim deyip yıkılmıştım.
15 sene önce istanbul'da yaşarken Kadıköy'de yediğim bir mekan vardı. Hataylı samimi bir ustası da vardı. Oradaki tadı hiçbir zurnacıda bulamadım; Hatay'da bile. Şimdi heryer hataylı zurnacı ama fasa fiso.
