hala umudu olan varsa beri gelsin.
ben gezi süreci öylece bittiğinde bile meclisten anayasa geçtiğinde bile umutluydum,
ama yemin ediyorum bu gece umudum tükendi.
ank üni'den yalçın hoca bile "defalarca küllerinden doğan mülkiye bu gece bitmiştir." diyorsa benim umudum kalmadı arkadaşlar.
dil öğrenip bi yolunu bulup siktirip gidicem.
en azından bu uğurda yorulcam artık.
yazıklar olsun yazıklar 23 yaşındayım haberi okur okumaz midem ağrıdı dilimde yara çıktı. nasıl uyucaz nasıl?
adamlar profesördü lan! hayatları okumakla geçti bu adamların....
Memleketin çivisi çıktı artık. Aydınlık bir gelecek istemeyenler aydınlarımızı atıyorlar! Hem de bu insanlar fetöcü filan değil Atatürkçü muhalif öğretim üyeleri!
saf milletimiz bir zamanlar nasıl ki ergenekon hakkında televizyonlardan kendilerine üflenenleri hap gibi yuttuysa bugün de aynı şey oluyor. o senaryoya göre ergenekon çetesi yaratılmıştı ve bu çeteyle sözde mücadele edilirken yüzlerce yetişmiş başarılı subay ordudan tasfiye edilmişti. diğer taraftan da fetö tarafından devlet ele geçiriliyordu. atılan subaylarla meydan boşalınca fetöcü subayların orduyu nasıl ele geçirdiklerini fetöcü olmayan subayların ise nasıl içi boş adamlar olduklarını 15 temmuz'da hep beraber gördük. şimdi de fetö terör örgütü var. örgüt bariz olarak ortada ancak tasfiyelerin nasıl cadı avına dönüştürüldüğü de ortada. kendilerine muhalif olan her kamu personelini fetö yaftası yapıştırıp açığa alıyorlar.
akp'nin burada ki çıkarı ne sorusunun yanıtı kendilerine muhalif hiç kimseyi bırakmayarak dikta rejimi yaratmak ve boşalan kadrolara kendi adamlarını alarak oylarını artırmak. bugün üç milyon kamu personelinin iki milyonunun akp'li olduğu ortada. sadece eşleriyle beraber oy kullansalar akp için bu kafadan dört milyon oy demektir. şimdi bu sayıyı daha da artırmaya çalışıyorlar.
diğer taraftan varlık fonu oluşturarak kamu kurumlarının paralarını hesap vermeden istedikleri gibi kullanacaklar. devletin bir kurumunun ya da oluşturduğu bir fonun gelir giderleri nasıl olur da sayıştay denetimine tabi tutulmaz? sonuçta şayıştay dediğimiz şey kamu harcamalarını denetleyen yüksek bir yargı kurumu. bu paralarla ne tür illegal işler yapacaksınız da bunun denetlenmesini istemiyor sunuz?
peki küreselcilerin buradaki amacı ne? tıpkı ergenekon'da ki gibi devletin yetişmiş başarılı personelini tasfiye ettirmek ve türkiye'de kaddafi tarzı bir rejimin zeminini oluşturmak. hem gülen hem de yaptırdıkları 28 şubat darbesi ile erdoğan figüranlarını kendileri yarattılar. şimdi birbilerine kırdırıyorlar ve biz de oturmuş devletin paylaşılması savaşını izliyoruz. türkiye'de 1950'lerden itibaren abd kimin arkasında durduysa onun borusu ötmüştür. bu seksenlerde orduydu, doksanlarda fethullah gülen di, 2000'lerde ise tayyip erdoğan oldu. farkettiyseniz bu ülkede güç dengeleri hep bir grubun elinden diğer bir grubun eline geçiyor ve yapılan karşılıklı kıyımda kaybeden ve zarar gören sadece "devlet" oluyor.
daha ne kadar kötü olabilir diye her söylendiğinde daha kötüsü oluyor. içlerinde öyle isimler var ki! hani adam bıraksa devlet ayağına kapanmalı. burada hiçbir ironi ve abartma yok devlet ayağına kapanmalı.
mahmut hocanın hababam sınıfında kovulduğu an geldi aklıma.
benim için yüksek lisans yapma hayali bile bana mutluluk veriyor örneğin.
bu hocalar ki mesleğinin en iyileri olan bu insanlar, mesleklerinden ihraç ediliyorlar evlerinden kovuluyorlar bi nevi... ne denir korkunç günler!