avrupa sosyal hayatları içerisine mültecileri almak istemiyor. öyle bir istemiyor ki bu sebeple vize muhafiyetini bile öne çekmeyi kabul ettiler.
buna istinaden;
türkiye taş'ın altındaki elini oradan çekmeyerek, göçmen sorununa bir çözüm getirebileceğini ve türkiye içerisinde tutabileceğini taahhüt ediyor.
bu teknik olarak imkansız bir şey.
avrupa'da son dönemde çıkan gazatelerin baş yazarları bu olayı;
'avrupa tayyip erdoğan önünde diz çöküyor' diye yorumladılar.
bu sorun daha da fazla büyür ve bizim önemimiz avrupa arenasında daha da anlaşılır ise, elimizdeki göçmen konusu kozu ile avrupa'ya bile vaktinden erken alınabiliriz.
bu konuda türkiye'nin kaybedeceği pek bir şey yok. en fazla 1 milyon daha mülteci ağırlanır 3- milyar dolar daha harcanır ve eğer kabul ettirebilir ise uçuşa kapalı bölge konusunu mülteci bakımından da kendini rahatlatır.
avrupa ve içindeki devletler böyle büyük bir insanlık sorunu için herhangi bir politika ve çözüm üretemediklerinden türkiye'ye yine muhtaç kalmışlardır.
yani her boka atıp tutan ergen dingili;
türkiye'nin halkçı ortadoğu politikaları sadece ortadoğuda değil avrupa'da bile karşılığını bulan bir politikadır.