şikeli maçlardan biridir. gençlerbirliği kalecisi serdar kulbilge fenerbahçe'nin galibiyet almasına yardımcı olmak için görevini iyi yapmama sözü vermiş karşılığında da 500.000 usd para almıştır.
Sonuç olarak yukarıda anlatılanlar ışığında Kurul, UEFA’nın, en
azından bir yetkilisinin eylemleri aracılığıyla Fenerbahçe’nin 7 Mart
2011’de Fenerbahçe ile Gençlerbirliği arasında oynanan maçta şike yapma
teşebbüsünde bulunduğunu kendisini rahat bir biçimde tatmin edecek
şekilde tespit ettiği sonucuna varmıştır.
bazı insanların, hakemin maç esnasında "bir anlık" olarak gördüğü * pozisyonu televizyondaki özet görüntülerde üstelik en yavaş oynatma modunda, defalarca izleyerek "ofsayt" olarak nitelendirdiği ve bu gol yüzünden fenerbahçe'nin hakem desteği ile aldığı iddia edilen maç.
maç esnasında o pozisyonun ofsayt olduğuna hangi insanoğlu karar verebilirdi sorusu apayrı bir konu. ancak kimse de çıkıp demiyor ki fenerbahçe'nin golü ofsayt ama fenerbahçe mücadelesiyle oyunuyla maçı kazanmayı haketti. hayır bir de kendi oynadığı maçı hakemin yanlış kararıyla kazananlar çıkıp bu şekilde iddialarda bulunuyor ya. üstelik iki hafta sonra trabzonspor ile oynayacak olan gençlerbirliği futbol takımının iki oyuncusu "trabzon için oynadık" şeklinde yorum yapıyor. "temiz lig" den bahsedenler, rekabet ortamının zedelenmesinden söz edip, kulüpler birliği başkanı olan aziz yıldırım'ı, tff ve mhk'yi suçlayanlar bu sözler hakkında yorum yapmıyor.
ayrıca şampiyonluğa oynadığı her sezon fenerbahçe'ye karşı kurulan kutsal ittifakı yeniden başlatmış maçtır. oyuncular aynıdır, sadece başrol* değişmiştir.
gençlerbirliği oyuncularının "bu maçı trabzonspor için oynadık" dedikleri maçtır. 2 hafta sonra gençlerbirliği-trabzonspor maçı var. fener maçları dışında maç seyretmeyen ben, şimdi bu maçı iple çekiyorum işte. bakalım neler olacak.
fenerbahçe'nin 2. yarıdaki güzel futboluyla(özellikle 4. gol) alnının akıyla kazandığı maçtır. herşeyden önce penaltıya penaltı değil diyenlere yorum yapmıyorum ancak maçta tartışılabilecek tek pozisyon ilk goldü, ona da tekrarlarda bile topun kimden sektiği belli değilken hakemin ahta yapması gayet normaldi. neticede fenerbahçe'nin maçı hakederek kazanmasına rağmen başta trabzonspor olmak üzere bir çok kesimden tepki çekerek bu ülkedeki futbol algısı bir kez daha ortaya çıkmıştır diye düşünüyorum. ha fenerbahçe 2. yarı kötü oynasa ve bir şans golüyle 3-2 yense belki ancak şu haliyle bu maçın tartışılacak bir yönü olduğunu sanmıyorum.
maç sonunda gençlerbirliği oyuncuları bu maçı trabzonspor için oynadık demişler. helal olsun onlara inşallah ligden de trabzonspor için düşerler. ne büyüksün fenerbahçem bukalemunlara rağmen hala yarıştasın ya, bize o yeter.
şimdi bazı kodumun antenleri ötmeye başlamış. bu zırvaları bu gidişle sezon sonuna kadar dinleyeceğiz. fenerbahçenin şampiyonluğa oynadığı her sene aynı film vizyona giriyor. geçen sezonun son 8-10 haftasında da aynı muhabbet vardı, bu sezon da fenerbahçe'nin trabzonspor ve bursaspor ile olan puan farkını kapatıp liderliğe yükselmesiyle birlikte vizyona girdi.
özet geç piççiler için: yani fenerbahçe şampiyonluğa gidiyorsa ve senin takımın orta sıraları ilgilendiren maçların ana konusuysa, fenerbahçe'nin şampiyon olmaması için elinden geleni yap.
neyse gelelim maça. zaten maç komplo teorisyenlerinin ağzının suyunu akıtacak bir şekilde gelişti. hemen nedenlerini sıralayalım:
1. serdar kulbilge'nin eski fenerbahçe kalecisi olması.
2. ilk goldeki hatalı çıkışı.
3. ilk golün ofsayt olması.
4. fenerbahçe'nin penaltı kazanması.
falan fişmekan diye gider.
şimdi az biraz kafası çalışan ve biraz hafızası olan her insan serdar kulbilge'nin fenerbahçe'den tamamen maddi sebeplerden dolayı ayrıldığı, ertesi sezon kocaelispor formasıyla 90. dkda 3-2 kazanılan maçta feci şekilde hırsından kudurduğunu vs hatırlayacaktır. ama tabii ki işinize gelmediği için hatırlamayın, serdar hep fenerbahçe'nin eski kalecisi olarak kalsın.
ilk goldeki hatalı çıkış için zaten bir şey söyleyemiyorum. türk futbolunun temel zaafı olan duran toplar kapsamında incelemek yeterli olacaktır. ha pozisyon için markus merk topun bekir irtegün'ün kafasından çıktığını, dolayısıyla da net ofsayt olduğunu söyledi. dediyse doğrudur, ama adamın ayrıca o pozisyonun o an içerisinde süzülmesinin çok zor olduğunu da belirttiğini ekleyelim.
ikinci gol de net penaltı ve net bir savunma organizasyonsuzluğu. öyle bir geri pası karşı takımda mamadou niang gibi bir oyuncu varken vermek çok salakçadır. kaleci serdar'ın kalesinden çıkması ise ayrı bir salaklıktır. net penaltı neticede.
hah şimdi futbol konuşalım biraz. gençlerbirliği 2-0 geriye düşmesine rağmen oyunu bırakmadı. önce orhan şam, sonra da hurşut meriç jeneriklik gollere imza koydular. tek bir sorun vardı sadece, gençlerbirliği'nin nefesi ilk yarının sonuna kadar yetti. 45 dk boyunca o kadar çok koştular ve pres yaptılar ki, ikinci yarı ağırlaşan sahada kımıldayacak halleri yoktu.
eminim herkes kurtarıcı olarak oyuna cristian baroni'nin girmesinden bir hayli rahatsız oldu. cristian'ın kenarda olduğunu spikerler aktardığında ben de şöyle bir öfleyip pöfledim ama sonrasında düşündüğümde çok mantıklı bir değişiklik oldu ve o değişiklik oyunu toparladı. cristian'ın önünde oynayan emre belözoğlu, mehmet topuz ve özer hurmacı üçlüsü fizik olarak bu kadar diri olmasalar zaten fenerbahçe bu maçı kazanamazdı.
3. golde alex de souza'nın hayvani ara pası ve 4. goldeki şahane takım organizasyonunun yanı sıra andre santos'un şahane vuruşu geceyi keyifli bitirmemi sağladı açıkçası.
bu kadar gaza gelip yazmışken oyuncu oyuncu da değerlendirmek istiyorum.
volkan demirel: 1. golde yapabileceği bir şey yoktu ama 2. gol onun kontrolünde gol oldu biraz. sonrasında yaptığı kurtarışları ise konuşmaya bile gerek yok, her şart altında güven veriyor bana.
bekir irtegün : düşündüğüm kadar kanser etmedi beni. bir gökhan gönül değil ve olamaz da zaten. ama görevini yaptı, mücadele yönünden canavar gibiydi. tahminen haftaya savunmanın göbeğinde oynayacak lugano'nun cezası nedeniyle.
diego lugano : insanüstü mücadele etti, goldeki vuruşu çok akıllıcaydı. kartını görüp cezalı duruma düşmesine ise pek kızmıyorum, galatasaray maçında eksikliğini daha fazla hissederdik tahminen.
joseph yobo : yobo reyiz her zamanki gibiydi. bu aralar biraz durgun ama çok kritik bir hata yapmadan bitirdi maçı. her gün bana uche'yi hatırlatıyor, iyi ki gelmiş, umarım bonservisi de alınır.
andre santos : bu herifi ciddi şekilde kazım'ın yoldan çıkardığına inanmaya başladım. iki sezondur fenerbahçe kazım'ı gönderiyor, andre oynamaya başlıyor. iyi de oldu, böyle devam.
emre belözoğlu : ağır saha koşullarında hep ayaktı kaldı, topları doğru oynadı, 4. golde dos santos'la girdiği verkaç çok ustacaydı. bu adam tahminen tribünlerden tepki gördüğü zaman daha iyi oynuyor çünkü tek pas yapıyor ve dikine oynuyor, hep protesto edilsin deplasmanlarda.* mehmet topuz : ciğersiz kontenjanından ayakta kalmayı başardı. olumlu top oynadı. üstün performansı yanındakilerin ve önündekilerin daha rahat oynamasını sağlıyor. skora katkı açısından biraz eksik göründüğü için biraz düşüş varmış gibi görünüyor olabilir ama zaten onun görevi her maç skora katkı yapmak değil.
özer hurmacı : bu sezon en olumlu topunu oynadı. ofansa katkısı çok çok önemli değildi bugün ama defansif anlamda ortaya koyduğu oyun cidden inanılmazdı. 2-3 atakta orta sahadan depar atıp ceza sahası civarında atak kesti. orta saha savaşının ön planda olduğu, fizik gücün daha önemli olduğu maçlarda emre ve mehmet'le birlikte üçlü bir orta saha olarak kullanılmasının çok mantıklı olduğunu düşünüyorum çünkü üçü de oyundan düşmüyor bu şekilde. arkadaşlarının yükünü bir hayli hafifletti ve bence maçın en iyi oyuncularından biriydi fenerbahçe adına. ofansif oyuna gelince, zidanevari harketleri bırakıp daha basit oynamaya çalışırsa çok çok iyi bir iki yönlü orta sahaya dönüşecek, kendisinden umudu kesmedim henüz.
issiar dia : bu sezonun en rezil topunu oynadı. hava koşullarının ve rakibin çok iyi kapanan savunmasının da etkisi var. bu tarz maçlarda sonradan oyuna girmesinin çok daha etkili olabileceğini düşünüyorum aslında.
alex de souza : doktoru konuşmaya tartışmaya gerek yok. kendisine ne zaman ihtiyaç varsa o zaman ortaya çıkıyor, işleri değiştiriyor.
mamadou niang : penaltı pozisyonunda attığı depar, attığı golde iyi kaçışı ve son vuruşu on numaraydı. biz onu ikili mücadelelerde ayakta kalabildiği için sevdik. reyizden daha fazlasını bekliyoruz bu aralar çünkü ona ihtiyacımız var.
cristian baroni : taze güç kelimesinin anlamıydı sahada. orta sahayı toparladı ve hücuma daha çabuk çıkılmasını sağladı. iyi bir cristian her zaman oynayabilir diye düşünüyorum.
daniel güiza : sahada kaldığı süreden daha çok birinci gole sevinmesi kaldı benim aklımda. bu adamda öyle bir sevimlilik var ki kızamıyorum. geçen sene şampiyonluğu kaçırdığı gollerden dolayı kaybettik belki ama olsun, yine de kızamıyorum adama. çok yürekten oynuyor, çok iyi niyetli ama iyi niyet karın doyurmuyor. inşallah diğer yabancılar gibi kendisi de kazanılır ve randıman alınır kendisinden.
aykut kocaman'ı ise tebrik etmekten başka bir şansım yok. takım üstündeki hakimiyeti arttıkça oyunu okuyuşu ve değişiklikleri de mantıklı olmaya başlıyor. 5-10 sene bizimle kalmasını istiyorum çünkü kağıt üstünde güçsüz görünen ukrayna takımları 5-6 sene aynı hocayla çalışıp, çekirdek kadro oturtarak bu kadar başarılı oluyorlar. bu şekilde başarıya aç teknik direktör ve takım ikilisiyle büyük başarılar elde edebileceğini düşünüyorum. sadece sonuç ne olursa olsun, bu sezon olduğu gibi arkasında durulmalıdır ve destek hiç çekilmemelidir.
lig tv'yi ise kadir çöpdemir gibi lüzumsuz, fenerbahçeli olmasından utandığım bir adamı maç sonrası programına çıkardıkları için kınıyorum. herif ağzından salyalar saçarak alex'e saldırdı ama sağolsun markus merk ve mustafa denizli gereken yanıtları verdiler. daha birkaç hafta önce beyaz konuktu ve çok keyifle izlemiştim programı. bu hafta ise olabildiğince çabuk ezel nete düşsün de onu izleyebileyim diye bekledim.
kısa bir iki cümle de orhan şam için: büyük bir rezalete kurban gidiyordu. sahadan uzak kalmasına rağmen mental ve fiziksel olarak diri kalmayı başarmış. umarım 45 dk olan gücünü ve temposunu 90 dkya yayabilir, defansta dikkatini biraz artırabilirse milli düzeyde bir oyuncu olabileceğini ve şampiyonluk iddiası taşıyan bir takımda forma giyebileceğini düşünüyorum.
kodumun antenleriyle başladık, onlarla bitirelim. anlıyorum, sizin takımlarınızın lig iddiası kalmadı, kupa deseniz birinizin elinden o da gitti, birinizin de bence gaziantep karşısında çok şansı yok gibi. bizim başarısız olmamız sizin başarısızlığınızı örtecekse siz kendinizi kandırmaya devam edin, böyle orta sıralara oynarsınız anca. kimse hakkında kötü düşünmek ve söylemek istemiyorum ama şu anda ikiniz de bulunduğunuz yeri hakediyorsunuz. ülkemizi seneye avrupada temsil etmeyi ise hiç mi hiç haketmiyorsunuz.
sonrasında aziz yıldırım satın aldı temalı entrylerinize gülüyorum anca.* biz ne takımmışız nasıl bir başkanımız varmış yahu. aslında evet spor toto süper lig, wwe gibi önceden her şeyi belli olan bir organizasyon. her şey aziz yıldırım'a ait, her şeyi o planlıyor, fenerbahçe'nin son hafta şampiyonluk kaybetmesi ise sizin tamamen bu organizasyonu izlemeniz ve kendisini daha da zenginleştirmeniz için ayarlanmış bir şey.
fenerbahce'nin ligin ikinci yarisindaki maclarin cogunda yaptigi gibi 'iyi basla-kötü devam-iyi bitir' anlayisi ile gecmis ve fenerbahce'nin hakli galibiyeti ile sonlanmis mac.
dakika 90,yerler bembeyaz, hava sıcaklığı sıfırın altında, fenerbahçe takımı hala saldırıyor, hatta lugano, yobo falan saldırıyor, hala dakika 1'miş gibi fenerbahçe pres yapıyor. maçtaki bu görüntüler ne kadar da güzeldi.
maçın belli dönemlerinde (ikinci yarının ilk 25 dakikası) iyi oynayıp fenerbahçe'nin kazandığı mücadele. şimdi önce şuradan gireyim iyi okuyun ama ve sonra eksi ya da artı verin, haa vermeseniz de çok önemli değil onun için yazmıyorum zaten;
dün bir entari yazdım maç sonu nokia c5 03 ile deneme olsun babında. gayet canavar bu telefon. havamı da basarım o ayrı!*
neyse gelelim saadete:
önce kimse darılmasın ve kızmasın arkadaş. tabi herkes artık rakibi oynarken diğer takımın çelme takmasını istiyor. bu gayet normal bir durum. kimse de bunun için laga lugano yapmasın!
lige gelince bu lig daha evvel defalarca dediğim gibi hemen hemen son haftaya kadar bu şekilde taşınır, eğer bir taraf çok bariz hata yapmaz ise.
ve şimdi o çok konuşulan iki pozisyona da gelelim:
1-lugano'nun golünde yobo aktif olarak olayın gelişiminde/cereyanında mevcut, yani % 100 ofsayt.
2-niang'ın pozisyonu için de hiç bir küçük beyinli traş yapmasın, dünyanın kutuplar dahil her bölgesinde penaltı kardeşim. bitti.
yok hakemler, yok bilmem ne demesin kimse. her maç elli tane bariz hata oluyor. bjk-trabzon maçında da oldu. o sebeple sene sonu bakın +- en fazla 5-6 puan oynar iki takım arasında bu. yani iyi olan takım da hakem diye bağırmaz zaten alır ligi götürür. fenerbahçe bu ligi alır ya da almaz kendi adıma çok çok ölüm kalım meselesi yapmıyorum. hele son hafta 2 şampiyonluk bırakınca daha da bir sukunet içerisindeyim. tabi isterim o başka ama samimiyetimle söyleyeyim hem trabzon hem de fenerbahçe bu işi hak ettiler. trabzonspor şampiyon olursa da bunca yıl sonra olmuş olur ve alkışlarım.
gelelim maça:
bence takımın en iyi 3 adamı santos, lugano ve niang idi. en iyi kim derseniz tartışmasız niang derim. tüm takım zaman zaman oyundan düştü, zaman zaman takım halinde iyi oynadı. özer'e bir parantez açıyorum. uzun ve sıkıcı bir sakatlık dönemi sonrası istenilen düzeyde değil gibi duruyor aslında. daha basit oynamalı. ama şunu da belirteyim ki, takım savunması anlamında yediğimiz 2 kontra var, orada 2 kere gelip son hamleyi yapması alkışlanacak cinsten. emre halen daha vasat gidiyor. diğerleri de çok çok iyi olmamasına rağmen takım mücadelesi gayet iyi. maç 0-2'den 2-2'ye geldiğinde şunu dedim arkadaşlara: bu gol hayırlı oldu. eğer devreyi 1-2 önde kapasaydık psikolojik olarak geriye yaslanacaktık. ama 2-2 girilince araya takım silkelendi ve bana galibiyet şart dedi. bu iş böyledir. bundan sonra her maç böyle olacak. işin piskolojisi çok önemli. ikinci yarı 25 dakika çok iyi oyun ve 2 gol işi bitirdi. takım savunmasında zaaflar var. aykut kocaman'da bunu biliyor. takip ettiğim tüm yazarlardan sadece bir tanesi aykut kocaman'a sezon başından beri benim gibi inanıyor; o da dr. gürkan kubilay. başka herkes adamı itin götüne sokmuştu şimdi baştacı ediyor. kendisi gerçekten bir analiz uzmanı bana göre. ve iyi analizler de yapıyor.
ve tekrar ediyorum bu takım ikinci bile olsa ilk günden beri inandığım aykut kocaman'a sonsuz kredim var ve herkesin de olmalı.
bu adam bizim adamımız arkadaş, bu kadar basit.
son olarak gelelim sarı kartlara; artık dünya futbolunda devir değişti. herkes hesap yapmak zorunda. bence alınan kartlar normal. santos muhtemelen dalgaya gelip gördü ama lugano bilerek yedi sarıyı. haa şu yapılır mıydı? lugano rakibin birine sarı yiyene kadar dalardı olurdu bu işte. zaten zemin ıslak. o sebeple konuşulmaya bile değmez. etik var evet ama 17'ye bir demiyeyim de 4'e 1 de etik olmaz. şimdi gitsin herkes kına alsın ulan, hani o kendi haline bakmayan utanmazlardan bahsediyor yazar burada.
2-4 bazılarını 3 hafta önceye götürüp yine hüzünlenmelerine sebep oldu. yapmayın çocuklar 2-5 olsaydı bu kadar üzülmezlerdi. bu arada yıldız görmemiş sefil arkadaşlar her hafta fenerbahçe yi izleyin 10 alex i izleyin. top ayağında yokken de izleyin takımı nasıl yönlendiriyo bir el hareketi ile nasıl baskı yaptırıyo. sadece izleyin de yıldız görn cehil cühela insanlar.
fenerbahçe nin yine sanal alem taraftarlarına bu güzel kış akşamını zehir ettiği müsabakadır.
ne güzel eğleniyorlardı,2-2 esprileri yapıyor, gençlerbirliği gibi lig 14 üncüsünün gollerine seviniyolardı.tabi tuttukları takım 11 inci,diğerleri 5 inci ama arada 3 puan var.tam her şey istedikleri gibi giderken, teknik oyuncular karlı zeminde nasıl top oynar diye ders veren bir fenerbahçe gördüler. 45 ten 80 inci dakikaya kadar volkan gözükmedi bile. kenarda kardan adam yapıp havucu münasip yere takıp gözdağı veriyordu. melisler, inleyen nağmeler şaşırmıştı. topa sahip fenerbahçe, sağdan soldan gelen fenerbahçe. niang umutlarını azalttı santos söndürdü. 2-4 lük skor yine birilerinin şirazesini kaydırdı. fenerbahçe ise şimdiden gs maçına odaklanmış ki, 2 futbolcusu o kadar bariz sarı kart gördü ki haftaya oynamamak için.gs lilerde motive olsa iyi olur belki bir kaç atak yaparlar. ama onlarında derdi başlarından aşkın, adnoş folloşla başları dertte. haftaya da konya'yı destekleyin bakalım.siz hepiniz 1 siniz,biz tek başımıza biriz...
tribünden fenerbahçe'ye destek verdiğim maçtır. maçın genelinde, alışık olmadığı zor şartlara rağmen fenerbahçe'nin daha iyi ve daha diri olduğunu söyleyebiliriz. ilk golde topun kimden geldiğini televizyondan izlerken bile tam olarak göremediğimize göre hakemin kararına pek bir yorum yapmak istemiyorum. ama top bekir'den geldiyse tabiki ofsayt. penaltı ise tartışmasız bir penaltı. ayrıca gençlerbirliği ceza sahası içinde oktay delibalta'nın eline çarpan topun penaltı olup olmadığı, lugano'nun sayılmayan golünde bekir'in serdar'a müdahalesi olup olmadığı tartışılabilir.
alex de souza yine müthiş bir maç çıkarmıştır. onun dışında emre belözoğlu ve savunmaya yaptığı katkılar için özer hurmacı'yı ön plana çıkarabiliriz. 8'de 8 ile devam ediyoruz. haftaya konya...
fenerbahçe'nin hakederek aldığı maç. özellikle son yarım saatteki oyunu ile. bazı bukalemunspor'luların ise "neea 2-2'mi yoksa" diyerek bir an heyecanlandığı, ancak her zaman olduğu gibi yine heveslerinin kursaklarında kaldığı maç olmuştur. artık yine hakem hakem diye ağlayıp dururlar. ama fener'in iptal edilen golünü ve dün trabzon'un rakibinin iptal edilen golünü unuturlar. üzülüyorum kendilerine, kendi takımlarını tutuyorlar üzülüyorlar, fener'in karşısındaki takımı tutuyorlar, yine üzülüyorlar. iyice melis oldular, ezildikçe eziliyorlar.
her galibiyette olduğu gibi, döşenen boruların yankısının yendiğimiz takımdan değil de, ligin eksi averajlı kaşarları ve onların kız kardeşlerinden duyulduğu maç olmuştur.
lan maçtan sonra şöyle adam gibi bi analiz entrysi yazayım diye giriyorum sözlüğe, bi bakıyorum yüzüne tükürsen yarabbi şükür deme potansiyeli yüksek orta sıra takım destekleyicileri utanmadan fener maçı başlığında melisliklerini sergilemiş. bi puan durmuna bak önce ezik takımın büzük taraftarı! hangi hakemle 20 ye yakın puan farkını döşedik götünüze, sen götünü alt sıralardan kurtarmaya bak önce, boşver haddine düşmeyen şampiyonluk mücadelesini falan.
bir kac mac daha gider bu keyif, gecen seneye benzedi iyice. son macta 40-50 bin kisi sampiyon olduk diye bostan yere timsah yuruyusu yapmislardi. fenerli degilim tabii ki ama turkiye adina rezillikti valla. neyse bu sezon da oyle bi performans bekliyorum sahsen. er gec sicacaklar nasil olsa. insallah sictiklarini zamaninda anlarlarda yine timsah yuruyusu yengec hedesi falan gormeyiz.
fenerbahçe ile rekabet ederken ancak koro halinde havlayınca sesi duyulan diğerlerinin hakem hıçkırıklarından anlaşıldığı kadarıyla fener'in yine alayını bağırttığı bir maç olmuş bu.
galatasaray başlığına; kümede kalma mücadelesi zaa yazarcasına burda da yazarlar söz birliği edip önce 2-2 mi? sonra da hayır canım 2-4 xddd yazmış. allah belanızı versin lan. futboldan tiksindim.
--spoiler--
orospu karı gibi bjk - ts macında hemde ts aleyhinde hakem hatası olmasına ragmen bjk maçı verdi diye zırladınız. şimdide adam gibi çıkıp diyemiyosunuz ki evet bu hakemler hepsi bizden yana şampiyon olmamız için ellerindne geleni yapıyolar diyemiyosunuz birde bununla sözde eğleniyorsunuz. son maçlarda şampiyonlugu kaybedip piç gibi caddelerde ağladıgınız gibi aglayacaksınız bu sene.orospu çocukları
--spoiler--
gibi yorumların yapılabildiği maç.
hele otur bi soluklan yeğenim demek istemiyorum, ağla lan ağla açılırsın.
çatır çatır 2-4 ince gönderme yaparak aldığımız maç. Hem de bu zeminde, bu havada ve son haftaların formda takımına karşı zaman zaman vasat, zaman zaman iyi oynarak kazandık. Artık her maç final, ciddi oynamak şart. Not: şu melislerle laubali olmayın gözünüzü seveyim, bırakın eğlensinler!
