aslında çok basit bir çözümle kolayca üstesinden gelebileceğiniz durum taksicinin nereye gideceğini indiğiniz zaman bilmesini sağlamak! o zaman kadar sağ ve sol kelimeleriyle taksiciyide yönlendireceksiniz tabi!
-Bi taksi rica edebilir miyim x apartmanına.
+abi durakta hiç taksi yok.
-ne zaman gelir?
+abi hiçbir taksiye ulaşamıyorum telsizlerden bilemem.
-hmm iyi siz bilirsiniz. erenköy-den atatürk havalimanına gidecektim (hafta içi, akşam mesai çıkışı saati).
+abi şu anda bi taksi yanaştı durağa..
formülü veriyorum. yol üstü uzak yer tarif edilir, yolda telefon kulağa götürülür, ha öyle mi denilip bu kez taksiciye dur lan planlar değişti denilip evin önüne gidilir.
duraklı taksiciler tercih edilerek denk gelme olasılığı düşürülebilir.
Duraklı taksi dedik de , Duraklı taksiye binin lan. siz nasıl ki kısa mesafe almayan taksicilere sövüyorsanız onlar da vergi vermeyen duraksız taksicilere ve ayırt etmeden binen müşteriye sövüyor.
bu haftasonu karşılaştığım şerefsiz taksicidir.* bursa'da bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında el kaldırdığımda önce durup stadyum diyince -abi o kadarcık yer için binme- deme yüzsüzlüğünü gösteren ve basıp giden taksicidir. taksici midir değil midir sorusunu akla getirir bu.* sözlükteki part-time çalışan üni'li fakir taksicilerce, durumun etik olup olmadığı tartışılmalıdır.*
Nereye gidecegini söylemezsenin ve yolu tarif ederek giderseniz hic bir sıkıntı cekmez ve 7liralık yolculugunuz sonrasi arabadan inerken taksiciyi dumur edebilirsiniz. herkes haddini bilecek..
Taksiye bindiğiniz zaman herşey normaldir, siz onun veli nimetisinizdir. Ama o "nereye gideceksiniz?" sorusuna verilen kısa mesafe cevabı varya, taksici bir bakış atar vay aq gibilerinden, arkasından bol nefesli bir öfleme, sonra o el frenini bir çekisi var caaaaarrrt! Diye adamın kanı donuyor, tırsıyorsun gömülüyorsun koltuğa çok kötü bir o yol boyunca s.kicekmiş gibi bakışları kavmiyorum bile.