yıllar sonra 3'te 3 yapmanın verdiği mutluluk var bu maçın sonucunda sadece, yoksa trabzonspor'un galatasaray'ı yenmesi çok büyük bir marifet değildir bence, hee bileğinin hakkıyla kazanmıştır o ayrı..
uzun zamandır başarılamayan şeyleri bize yeniden yaşattığı için şenol güneş'e ve ekibine teşekkürler tek kelimeyle.
Trabzonsporumun bileğinin hakkıyla kazandığı ve istanbul'a karşı avni aker'de 3'te 3 yaptığı karşılaşmadır. 2-0 kazandığı bu karşılaşma ile gs ile trabzonspor arasındaki puan farkı 10'a yükselmiştir.
trabzonspor'un akıllı bir futbol ile kazandığı mücadele.özellikle zirve için ekstra motive olmuş bir takımın,hele ki bu takım trabzonspor ise yenilmesi zordur.
fakat objektif olarak şunu kesinlikle söylemeliyim ki,milan baros ve arda turan galatasaray ilk 11'ine eklendiğinde galatasaray,maç başına 3 gol atan bir takım olabilir.savunmayı da sağlam bir isimle güçlendirdikleri takdirde "şampiyonluk" kelimesini rahatça telafuz edebilirler.
http://www.ligtv.com.tr/v...ohaber/?r=1&hid=81654 bu haberdeki başlık benim dünkü halimi özetliyordu. servet kazmasından 3 dk sonra oluyor bu olay. ve bu herifler yüzünden hagi'ye sallıyanlar var benim zoruma giden o.
galatasaray mevcut oyuncularıyla kötü oynamadı.yine savunma futbolu oynadı ve skor olarak istediğini alamasa da oyun olarak istediğini aldı.baktığımız zaman ligin en organize takımı trabzonspor karşısında net pozisyon vermedi.ya duran top ya da bireysel hatadan gol olacaktı.bu her iki takım içinde geçerliydi.bireysel hatayı yapan servet çetin olunca yenilen tarafta galatasaray oldu.hücum anlamında ise her şey misimoviç, elano ve pino'ya bakıyordu.bu oyuncular ise kısmen etkili olmayı başardılar.pino birçok pozisyonda mücadelesiyle kıyıdan köşeden de olsa pozisyon bulmayı başardı.elano bitik durumdaydı.daha erken değiştirilmesi gerekirdi.ikinci yarı neredeyse yokları oynadı.misimoviç mecburiyetten alışık olmadığı pozisyonda oynuyor.asıl yeri forvet arkası ama sol kanatta görev yapıyor.bu da etkinliğini azaltıyor.ayrıca kısa pas alış-verişini seven bir oyuncu olduğu için çevresinde oynayan oyuncuların bu özelliği olmadığından zorluk çekiyor.arda turan, milan baros, harry kewell gibi oyuncularla daha etkili olacaktır.
hagi, galatasaray'a geldiğinden beri sırasıyla fenerbahçe, antalyaspor, trabzonspor maçlarına çıktı.takımın hücum anlamında kilit oyuncuları (arda turan, milan baros, harry kewell) sakat olduğu için mecburiyetten dolayı ve hagi'nin teknik direktörlük açısından son şansını iyi kullanması için başlangıçta kaybetmeyelim mantığıyla hareket edildi.arda turan, milan baros, harry kewell gibi oyuncular tam anlamıyla iyileşmeden hagi'li galatasaray'ı değerlendirmek yanlış olur.tekrar maça dönecek olursak bu kadar kısıtlı bir kadroda iyi savunma yapmak umut verici.ama mutlaka ve mutlaka bireysel hatalar can yakıcı olmamalıdır.
iyi oynayanın kazandığı mücadele olmuştur. trabzonspor un aldığı 3 puan ve ulaştığı liderlik, bu haftasonu oynanacak olan ve bursaspor ile trabzonspor u karşı karşıya getirecek anadolu derbisinin önemini bir kat daha arttırmıştır.
bir önceki hafta beraberliğe sevinen, bu hafta da net olarak beraberlik için maça çıkmış olan galatasaray'ın kapanması sebebiyle golleri geciken, fakat trabzonspor'un rakibine uyumu (iyiye iyi, kötüye kötü futbol var bizde bu sene) nedeniyle çok verimli oynamasa da galip gelmeyi başardığı, aynı zamanda da hak ettiği maçtır.
ilk ankara ziyaretimi yaptım ömrümde. ve o ziyaretin son gününde tüm ankara'yı bordo mavi sesleriyle doldurmak pek bir keyifli oldu.
uzun zamandır basbas "gitsinler" diye bağırdığımız adamların *** yine bizleri şaşırtmayan performasnlarıyla galatasaraya kaybettirdiği maçtır. trabzonu tebrik ederiz.
çok büyütülmemesi gerekir en nihayetinde kazanacağımız bir maçı kazandık. Bir kaç sayfa önce trabzonspor aleyhine yazan ve göt olmuş yazar arkadaşlara kapak olmuştur umarım..
douglas adamsa göre uçmak çok kolaydır. uygun bir yükseklikten kendinizi aşağı bırakmanız, devamında ise yeri ıskalamanız, uçmak için yeterli olacaktır.
uçmak, servet çetin için de bu kadar kolay.yırtıcı stoper kendisini her defasında yüksekten bırakıyor ama yere çakılacakken birileri altına mutlaka bezi seriyor.
merak ediyorum, geçen hafta servet çetin gol attığında buruk bir mutluluk yaşayan tek galatasaray taraftarı ben miydim acaba? gördüklerimden sonra ne kadar taraftarlığım kaldı, onu da bilmiyorum ya, benimkisi merak işte.
galatasarayın bugün trabzonspordan yediği ve maçın gidişatını değiştiren ilk golün sebeplerinden en büyüğü, patlamaya yakın şişiklikteki bir insan egosudur.
bir futbolcu düşünün ki antrenörü istememesine rağmen kadroda tutulsun, onu istemeyen antrenörü için bu sene son şansı desin ama ceza almasın, skandal derecesinde kötü oynadığı bir maçtan sonra bana güvenilen yerde iyi oynarım, yoksa oynamam buyursun ama hala kulüp içinde yer alabilsin..
sonra onu istemeyen antrenörün görevine son verilsin, medyadaki galatasaray haberlerinde kullanılan görsel materyali aniden onun suratı süslemeye başlasın..
bir insana isteseniz bu kadar aşılayamazsınız, ben ne yaparsam yapayım bana bir şey olmaz düşüncesini. i̇şte bugün o düşünce, o şişik ego galatasaraya golü yedirdi.
galatasaray yönetimi ise çeşitlilik peşine düştüğü macerasını, çeşit çeşit oklar kendisine çevrilince aniden kesip, bu sefer çeşit peşine düşmüştü.
artık galatasaray, öğretilmiş, tek tip varyasonlar peşinde bir futbol takımına sahip fakat galatasarayın sorunu asla kanat bindirmeleri, ters kademe zaafları, duran top organizasyonları olmamıştı ki.
galatasarayın sorunu zihinsel bir sorundur ve ne yazık ki bu zihniyet değişecek gibi görünmüyor.
değişmeyen bu zihniyet ise, efsaneleri bir bir yerken, nice uçanları yere indirmekten aciz, elinde bez havaya baktırıyor.