bu ispanya san mario maçı oynanıyor san mario inanılmaz bir şekilde kazanıyor dedirten maç değilmiydi. ha evet hatırlıyorum uzaktan bir ernst şutu ve ağlarla buluşan top ardından 90'da bobo'nun golü ve 90 dakikayı hakan arıkan ile geçiren trabzonsporun gol bulamaması.
maçın ikinci yarısında bir pozisyonda colman'ın sağ çaprazdan vuruşunu yatarak kesen matteo ferrari'nin pozisyonu kestikten sonra hemen ayağa kalkıp "ne zaman didim hacı" dediği maç olmuştur. ya da ben öyle sandım bilmiyorum.
ayrıca ilk golden sonra fabian ernst'i taciz eden el ekrem dağ'a aittir. takımdaki samimiyet had safhada anlaşılan.
47. dakikasında alman oyuncusu fabian ernst attığı gol sonrasında takım arkadaşları gol sevinci için yanına iken belirlenemeyen takım arkadaşlarından biri tarafından tacize uğradığı maçdır...
hakan arıkan'ın hayatının oyununu çıkardığı maç. işin aslı beşiktaş kapanmayı o kadar becerememiştir. hakan her zamanki gibi oynasaydı muhtemelen trabzonspor lehine 3 farklı bitecek bir maçtı.
mustafa denizli'nin, futbolun doğrularını anlaması için yüce allahımın yaptığı son uyarıdır. zira haftaya olan maç fenerbahçe ile olacak. fenerbahçe maçına artık rüştü ile başlarsa bu taraftarın yapabileceği bir şey yok demektir.
mustafa denizli'nin şu maçtan;
- sol beke kesinlikle ismail köybaşı'yı monte etmesi ve sürekli bu çocuğu oynatıp maç tecrübesi kazandırması gerekliliği
- ernst ve fink'in asla ve asla bozulmaması gereken bir ikili olduğu gerçeği
- yusuf'un 20 dakikalık bir adam olduğu gerçeği
- rüştü'ye artık daha az forma vermesi gerekliliği
- uğur inceman'dan bek ya da sağ kanat olmayacağı gerçeği
- ekrem dağ'dan ön libero olmayacağı gerçegi ve ekrem'in artık düzgün orta yapmasını ögrenmesi gerekliliği
- nobre'nin dinlendirilip yerine batuhan'ın oynatılması gerekliliği
- sağ kanada rıdvan ya da erhan'ı monte edip ibrahim toraman'ı bir stoper yedeği yapması gerektiği gerçeği
- tello'nun 10 numara pozisyonuna kaydırılması gerçeği
- bobo'nun daha fazla maç oynayınca golleri sıralayacağı gerçeği
yukarıdaki gerçekleri çıkarması durumunda bu takım bu kötü futbola rağmen adam olacaktır. muhtaç olduğu kudret, damarlarındaki asil kanda ziyadesiyle mevcuttur.
bobo'nun attığı golü nobredallamasının atamayacağını düşündüren maç. aynı şekilde ernst'in attığı golü de tabata 100 kere vursa atamazdı. bu demek oluyor ki tabata'yı alan maldır. nobre'yi de ilk onbirde oynatan maldır. hatta sahaya sokan da maldır. ayrıca hakan arıkan'ın beşiktaş kalesine iyi bir yedek olabileceğini gösteren maçtır. ** ismail köbaşı çok büyük futbolcu olacak. mustafa denizli gençlere şans vermeyen bir hoca. ayrıca saplantılı. takmış nobre'ye, ibrahim üzülmez'e. tamam üzülmez çok iyi niyetli bir futbolcu. emektar. ama yerine genç, gelecek vaad eden ve beşiktaş'ın on senesini kurtarabilecek bir sol bek yetişiyorken ismail köybaşı'nın önü kötü oynadığı maçlarda bile kesilmemelidir. bobo iyi bir santrafordur. nobre ile kıyaslanamaz bile. ama bobo'nun yanına yırtıcı, fırsatçı ve son vuruşları iyi yapabilen bir forvet gerekmektedir. bu iş bobo'nun yanına nobre ile olmaz. bobo'nun yerine nobre ile de olmaz. ernst'in yanına fink den başkası düşünülemez. uğur inceman alındığından beri futbol oynamayan bir adam iken mustafa denizli yeni mi keşfetti bu futbolcuyu? defans ibrahim toraman ile daha dengeli oldu. ferrari defansta çok iyi bir kesici. geriden verdiği paslar da oyun kurma anlamında faydalı olabiliyor fakat hiçbir zaman bir zago değil. topu oyuna onun gibi sokamıyor ve ileri çıkamıyor. kornerlerde zago ve ronaldo kadar etkili değil. ama zapo ve diatta dan sonra aranan kanın bulunduğu kesin. tabata'ya gelince hepimizin eleştirdiği 8 milyon euro konusundan hiç bahsetmeden direkt olarak söylenebilir ki delgado dan iyi değildir. hatta delgado çok iyi olmamakla beraber öyle olsa bile tabatayla dalga geçer. ekrem dağ da pozisyon olarak benzemese de futbolcu tipi olarak ibrahim üzülmezi andırıyor. sanki bal yapamayan arı gibi. koşuyor, çabalıyor ama mücadele gücünün dışında pek bir artısı yok. bu kadrodan mert nobre, uğur inceman, ibrahim üzülmez, rüştü reçber, rodrigo tello, rodrigo tabata, maalesef nihat kahveci, misyonunu tamamlamış yusuf şimşek gönderilmeli ve bu mevkilere adam gibi adamlar alınmalı. ibrahim kaş gatafe de oynayamamışken beşiktaş'a niye kiralık getirilir? bu adamın ne faydasını gördük? sözleşme uzatılmamalı ya da bonservisi gerialınmamalı. beşiktaş kadrosunda çok değerli futbolcular vardır. birkaç dallama yüzünden kalitesiz kadro izlenimi uyandırmaktadır. sonuçta beşiktaş ortada olan bir maçı fabian ernst'in mükemmel golü ile kazanmıştır. 2. gol ise açılan, risk alan trabzonspor'un şansına gelmiş bir goldür. o noktadan sonra 1-0 ile 2-0 arasında pek bir fark yoktu trabzonspor için.
hakan arıkan, ernst ve ismail köybaşı'nın maçı olmuştur. ilk yarı ve ikinci yarı güzel bir maç oldu. her ne kadar beşiktaş'ımız pek etkili olmasada 2 gol ile 3 puanı almıştır. tabata mümkünse hiç bir maça çıkmasın dediğimiz maç olmuştur ayrıca.
tabata nın çizik yediği maç olmuştur. hiçbir varlık gösteremediği gibi orta sahada kaybettiği toplarla saç baş yoldurtmuştur kendileri. ismail köybaşı nın bu ülkenin en iyi sol beki olacağını gösteren maçtır ayrıca.
bobo'nun artık sürekli ilk 11 de sahne alması gerektiğini her açıdan gösteren maç olmuştur. nobre göründüğü üzere haftalardır eski nobre değil, artık top bile indiremiyor doğru düzgün, ayağında top tutamıyor, her açıdan sıkıntı yaşıyor. yaptığı defansa yardım etmek.
mustafa denizli'nin korkak futbolundan dolayı zaten bu maçta nobre tek forvet oldu. defansa çok yardımlar edip, orta sahada basan birisi çünkü.
halbuki bobo öyle değil, ver ayağına topu atsın golünü. topta saklar yeri gelir.
bobo 1 kere kaçırır zaten bu maçta da göründüğü gibi. 2.sinde affetmez yine göründüğü üzere.
özellikle önceki maçları da ele alırsak, tabata, nobre, ekrem, fink vs vs gibi öyle 4-5 tane gol pozisyonlarını harcayan biri değil.
ver atsın.
dolayısıyla, şu gol sıkıntısı çektiğimiz günlerde bobo'nun sürekli oynaması şarttır.
bundan sonra hakan arıkan'ın sürekli oynaması da şarttır.
fink'in de ernst ile beraber iyi bir ikili olduğu aşikardır.
bunun dışında uğur inceman'ın bu oyuncular varken gereksiz olduğu da belli. 3 tane ön libero adamla sahaya çıkıyorsun, 3 tane stopere dönüyorsun sonra felan, kanatlar acayip, inanılmaz bir taktik anlayışı vardı, hala çözemedim.
yine üstün alman teknolojisi ile güldük, harikulade bir goldü gerçekten, kalecinin bir hatası olduğunu düşünmüyorum o golü yerken.
ismail de boboyla çok uğraştı ve golü attırdı sonunda, helal olsun.
ismail, ernst, fink, ferrari, sivok, hakan, eh toromanı da katabiliriz belki bu iyi oynayanlar listesine.
sonradan girenler değerlendirmeye alınmamıştır.
genel olarak bir değerlendirme gerekirse, genelde trabzonspor'un kontrolünde geçen bir maç oldu, mustafa denizli ise bu durumu, '' böyle bir taktik anlayışı vardı zaten '' diyerek açıkladı.
bunun dışında, golden sonra bir 10 dakika felan bizim kontrolümüze geçti maç, işte o sıralarda bir gol daha bulsaydık erkenden bitirebilirdik ama, 90+2'ye kadar yine her zamanki gibi öldük öldük dirildik...
mustafa denizli'nin çıkardığı defansif kadroyla 1 puan almaya geldiğini en başından belli ettiği maç. ama hakan arıkan, matteo ferrari ve fabian ernst'in üstün çabaları sayesinde beşiktaşımız deplasmandan 3 puanla döndü. ikinci yarıda yusuf'un oyuna girmesiyle oyuna ortak olmak istedi beşiktaş ancak ernst'in golünden sonra iyice kapandı. bobo'nun son dakika golü zaten beklenen bir şeydi. trabzon'un mal forvetleri sağolsun.
mustafa denizli'nin evdeki ve eldeki imkanları ve kendisinin engen tanımaz şansını kullanarak kazandırdığı maçtır. ilk yarı trabzon'un üzerine gitmeyen, oynamak yerine oynatmamaya yönelik bir kadro ile mücadele etti. beşiktaş'ın ilk yarıda hakan'ın sayesinde gol yenenesi de denizli'nin planını tıkır tıkır işletti.
ikinci yarı iki kuruşluk top oynamayan tabata ve inceman'ı oyundan alarak maçı kazanmak için %50 adım attı. yusuf'un ilerde top tutabilmesi ve ersnt'in can simidi golü ile trabzon'un morali tamamen bozuldu. son noktayı da bobo koydu.
ancak bu maç bize beşiktaş'ın bu sene iyi transferler yaptığını göstermiştir. defansta ferrari ve sol kanatta hem ofansif hemde defansif olarak ismail.
japon arkadaşlarıma "gelin lan beşiktaş'ın maçını izleteyim size keraneciler" deyip de 90 dakika boyunca santim santim yerin dibine girdiğim maç olmuştur.
ferrari, ernts ve bobo dışındaki tüm topçuların vasat bir anadolu kulübü takımında oynayabilecek kapasitede olması nedeniyle öyle 4-4-2, 6-4-0, 4-3-2-1 falan çözüm değil. kapasite bu kadar işte. ekrem dağ'ın sağdan bindirme yaptığı, ibrahim kaş'ın hücuma katıldığı, 2.5 milyon euro'luk nobre'nin gol aradığı bir takımdan iyi oyun beklemek maalesef ki hayalperestlik olur.
kazandığımıza zaten sevinemedim de, ışık yok ışık. hafta içi manu'dan 1 puan alsan n'olur, haftaya fener'i yensen n'olur. sağ kanadında uğur'la ekrem var en nihayetinde...
edit: paleface uyardı, manu maçı fener maçından sonraymış. o kadar kopmuşum yani...
onun dışında ernst, ismail ve ekrem dağ'ıda tebrik ederim.
Mustafa Denizli, rüştü'ye verdiği desteğin yarısını hakan arıkan'a verse, önümüzdeki 8 yıl bir daha kaleci ihtiyacımız olmaz. ben bunu bu maç sonrası değil, liverpol maçında da, metalist maçında da wolsfburg maçında da söyledim. sen komedi dans üçlüsünden defans yapıp yenilen goller de sadece kaleciye yüklenirsen o kaleciden sonraki maçlarda da hayır bekleme.
allahtan hakan beklediğim patlamayı yaptı, inşaallah bundan sonra da devam eder. umarım denizli rüştü'ye bir daha o kaleyi göstertmez.
bu arada, her ne kadar önemli bir maçı kazandıysak da;
bir beşiktaşlı olarak oynanan oyundan utandığım maçtır.
ilk yarı pozisyona dahi giremeyen ve net pozisyonlar veren bir beşiktaş vardı sahada. çanakkale geçilmezi oynadık resmen. hakan arıkan'ın mükemmel oyunu sayesinde ilk yarıyı gol yemeden, baskı yiyerek, aciz oynayarak tamamladık.
ikinci yarıda ibrahim kaş-uğur inceman, tabata-yusuf değişikliği, yusuf'un ayağında biraz top tutabilmesiyle işe yaramış gibi göründü. fakat beşiktaş savunmada 4 stoperle oynuyordu. fabian ernst'in uzaktan bulduğu golle bir şeyler değişir, dedik, 90+3 e kadar değişen bir şey olmadı. bu arada trabzonspor gol pozisyonlarını cömertce harcadı.
maç sonunda mustafa denizli'nin açıklamasını ise küfür ederek dinledim. diyor ki;
"elimizdeki kadro yapısı bizi bu şekilde oynamaya itti. 3 puan için sahadaydık."
ya bırak bunları sayın denizli. umut biraz daha becerikli ve şanslı olsa, hakan mükemmel oynamasa bu maç böylemi olurdu. sanki sen kurmadın da o takımı hazır takıma geldin amına koyayim. sen aldırdın bu futbolcuları. oyuncu yapısıymış da bilmem neymiş.
her zaman bu kadar şanslı olmayabiliriz. ve ben beşiktaş'ın bu manteliteyle ve bu oyunla şampiyon olmasını istemiyorum. böyle oynayıp şampiyon olmaktansa; iyi futbol oynayıp, beşiktaş'a yakışır şekilde oynayıp 5. olmaya razıyım.
bu sistem içinde sonuna kadar mücadele eden beşiktaşlı futbolcuları da canı gönülden kutluyorum, bu kadroyla daha iyisi zaten mümkün değildi.
böyle bir kadro ile beşiktaş'ın gol atması imkansız. orta sahada uğur yokları oynadı. tabata desen sezon bitince hazır olacakmış gibiydi. kanat oyuncusu olarak bir ekrem var gibiydi, o da orta yapamadı. ki, orta yapsa bile nobre vurabilir miydi acaba? diye düşünüyorum. sözün kısası 150 saat bu kadro oynasa gol atamazdı.
bir kere beşiktaş'ın tek forvet çıkması yanlış. nobre çok yalnız kalıyor. daha geçen sene bile nobre ile bobo çok iyi oynardı birlikte. nobre indirir, bobo tutardı topları. şimdi yok.
tabata ve gezgin uğur'un çıkması doğru karardı. girenler için de (yusuf ve i.kaş) çok iyi şeyler söylemek mümkün değil.
trabzonspor bir ara uzun bir süre boyunca %63 ile oynadı. ezmiş gibi görünebilir ama trabzonspor'un forvetleri de çok beceriksiz. bu %63'ün sebebi trabzonspor'un defansta çok top çevirmesiydi. ts'de oyun kurucu eksikliği belli oldu. ve beşiktaş ön alanda baskıya başlamayınca trabzon defansından gelen uzun toplar bjk defansında tehlike yarattı.
ikinci yarının başındaki 5 dakikalık pres beşiktaş'ımızın gol bulmasına yetti. beşiktaş'ın ortasahada top kontrolünü yapıp oyuna hakim olamamasının tek nedeni uğur ve tabata'dır. ikinci yarıda da yusuf şimşek. biraz becerikli bir forvet hattı olsaydı, bugün beşiktaş'a gol atabilirdi.
kim ne derse desin, bu takımın bu kadar gole hasret kalmasının tek nedeni mustafa denizli'dir.
12 maçta 10 gol(ankaraya gol atmadık) atan bir takım puan cetvelinde nerede olur diye sorsalar '3. sırada' demeyi kimse düşünemez. Ama şu an beşiktaş'ımız bir şekilde bunu başarmış durumda. ve taraftar da kanser oldu. ilginç!
önümüzde çok önemli bir maç var ve ben artık 2 forvet görmek istiyorum. varyasyon zamanı geçti, bu takım artık gol atmalı!
trabzonspor forvetlerinin beşiktaş forvetlerinden daha tırı vırı olduğunu göstermiş maç. bu sikindirik tanımdı, arkası aşağıda.
bir beşiktaşlı olarak oynanan oyundan yine utandım. hakan arıkan gibi yetersiz bir kalecinin bizi kurtardığına mı yanayım, yoksa ferrari'nin mükemmel oyununa mı? şimdi bana kimse demesin "ulan tuttuğun takımın oyuncuları iyi oynamış, sen ağlıyorsun, üstelik 3 puan da cepte". valla demeyin. takım rakip yarı alanda 3 pas üstüste yapamıyorsa yanarım aga. maçı savunma yaparak kazanırsak yanarım, o sıcacık dudağına da başlarım şimdi. ernst'i unutmadım tabii, yine formanın hakkını verdi. kelini öpeyim onun ben.
maçı 2 farklı kazanmak da iyi oldu. bıkmıştık 1-0 maç kazanmaktan.
normalde trabzonspor'un alması gerektiği, hakan arıkan'ın devleşerek takımını galibiyete taşıdığı maç olmuştur. beşiktaş kayserispor yenilgisi sonrası başlayan galibiyet serisini sürdürmüştür. ancak her maç 4 ayak üstüne düşemezler. beşiktaş, böyle oynamayı sürdürürse galibiyet serisi fenerbahçe maçında son bulacaktır.
sahada 3 stoper 2 bek 3 de defansif ortasaha var iken macin* adami 5-6 net pozisyon kurtaran kaleci* oluyor ise uzerinde oturulup dusunulecek cok sey var demektir. besiktas defansinin mukemmelligi ise bu mac ile ilgili soylenecek son seydir.
trabzon taraftarina ise buradan peygamber sabirlari diliyorum. sabri sarioglu tek basina biz gslilrin omrumuzu yemisti yillarca, trabzonlu hangi birinin derdine yansin?
(bkz: umut bulut)
(bkz: gokhan unal)
(bkz: engin baytar)
(bkz: colman)
kim ne derse desin beşiktaş'ın akıllı oynayıp kazandığı maç olmuştur. tabi ki kapanacak ya napacaktı. yok futbol çirkinmiş bilmem neymiş geçin bunları bahsettiğimiz lig turkcell süper lig, sanki futbolun beşiği.