hakkında her türlü detayın yazıldığı maçtır. ama söylemeden geçemeyeceğim. selçuk inan'ı yedek tutup, "taktik anlayışımız sebebiyle oynamadı" diyen bir kişi, "ben teknik direktörüm" diye ortalarda dolaşmasın. yarın bu gruptan çıkarsak veya bir şekilde başarı yakalarsak, yine aynı şeyi düşünürüm. abdullah avcı, ibb çatısı altında 4 büyüklere karşı direnen bir takım yaratmıştır. nasıl? (bkz: kontratak). milli takımı çalıştıracak seviyede bir teknik becerisinin olmayışının yanı sıra, "rutini değiştirerek" bir yerlere gelebileceğini zannetmiştir. selçuk inan'ın yedek bırakılması, milli takımın oynadığı oyuna pozitif bir şeyler katsaydı, tövbe konuşmazdım. ama bunun açıklaması yok.
2-0 düdüklenip döndüğümüz maç.
nasıl?
hem de bir daha asla denk getiremiyeceğimiz körpe bir hollanda milli takımına karşı yenildik beyler!! arjen robben, rvp, wesley sneijder + 8 adet paf takımı oyuncusuna yenildik. realite bu!
deneme yanılmalar daha kolay deplasmanlarda yapılır, bu tip grubun birinci favorisi önünde değil sayın avcı!
ama olsun takım iyi sinyaller verdi, umudumuzu kırmadık, umutluyuz tabi ama bir hata yaptın bari ikinci yarı dön ondan. sok selçuk ve gökhan'ı yine yenil. ne olacak yani!
aykut kocaman sendromuna yakalanmış bir td ile karşı karşıyayız.
"farklı bir şeyler yapmam lazım. es kaza kazanırsak dahi derler."
şimdi bir şey yazacaktım ama nihayetinde "milli" etiketi var üzerinde. susuyorum...
yahu arkadaş tamam profesyonel top oynamadık, işin ilmini de yapmadık ama aşağı yukarı 30 senedir şu futbol topu denen şeytan icadı ile haşır neşiriz.
lan bu kadar zor mu lan bu oyun!
kocaman avcı oldunuz, futbol ile ilgili bütün hayallerimi avladınız lan!
bildiğimden şüphe eder oldum. amacınız ne aslanım sizin!
1. milli takım ne demek? ülkedeki pozisyonuna göre en iyi, en formda oyuncularından kurulu takım demek di mi? türkiye de en iyi "yerli" kim? bak en iyi ortasaha, en iyi oyun kurucu falan demiyorum. türkiye'nin bugün en iyi futbolcusu kim abi? selçuk inan. niye yedek? hani "ben sadece defans ve forvet hattı kuracam, ortasa yok takımda" desen, "taşşşağını yiyim lan helal olsun" derim anlarım. ama var orta sahan? niye yok selçuk?
2. bak daha fenası var. en iyi yerli sağ bek kim türkiye'de? kim kim? gökhan gönül. bu adamın ekstra özelliği ne? çabukluğu. hollanda'nın en çabuk ve etkili hücum silahi kim? robben. hangi mevkide oynayıp sikertti bizi dün akşam? bazen değişti ama genelde sol açık. niye? çünkü orda kafası hep hücumda olan, gitti mi geri gelmeyen, geçen seneyi boş geçmiş, takımında formsuz bir hamit vardı. niye oynamadı orda gökhan gönül? diye robben deli danalar gibi koşturdu oralarda?
3. gel buraya daha bitmedi. ulan geçen sene türkiye'nin gol kralı kim? burak yılmaz. gol lazım değil miydi sana aslan parçası? umut'un nokta santrafor olmadığını, mutlaka yanında birinin olması gerektiğini anlayamadın mı bu kadar senedir sen? niye yok burak?
4. rakibinde şınayder, robben ve van pörsi varsa ve iki stoperinden biri semih ise senin, şunun idrakinde olman lazım. "kesin gol yiyeceğim, dolayısı ile yediğimden fazlasını atmam lazım." hah..şimdi yukarıdaki maddeleri baştan sona bir daha oku. onları anlamadan gol mol atamazsın.
daha fazla yazıp kendimi daha beter delirtmek istemiyorum klavye başında.
futbol bilincimin amına koydunuz bu sene iki antrenör.
mikildiğimiz maç.
dilekler gerçekleşti ve acıtmadan becerdiler.
unutmadan; ilk maçı 2-0 kazanmış eleme oynayan takım rahatlığında olan hollanda bize bıraktığı boş alanlar sayesinde tepik(futbol değil) oyunu oynadık.
eğer onu atsaydık bunu atsaydık muhabbeti gerçekleşmiş olsa idi,karşılığında 1-2 kırmızı kart ve 4-5 gol yemiş olurduk. kendimizi kandırmayalım. ülkemizde futbol yok.
eşeklere milyarlar ödeyerek at yarışı yapıyor sanıyoruz. 10 yaşında çocuğun futbol okulunda almış olduğu pozisyon alma-organize atak-oyun hakimiyeti-pas trafiğini bilmeyen dangalaklar ile uğraştığımızı görün.
avrupadan gelen oyuncular ise, bu bayağılığa uymak zorunda kalıyor.
ulusal takımımızın istikrar sorunu devam ediyor. maçın içinde bazen parlayıp bazen sönen bir görüntü içerisindeydi. genç yeteneklere şans verilmesi bence doğru bir karar ancak sahada organize bir görüntü içerisinde değillerdi, bunun nedeni de uzun zamana dayalı bir 'beraber oynama' olayına sahip olmamaları. böyle olunca defans ayrı telden çaldı, forvet başka telden.
bir de stoper olayına dikkat çekmek lazım. başka bölgede olsa bile defansta asla tecrübesiz bir oyuncu kullanılmaz, muhakkak 25 yaşın üzerinde ve çok maç tecrübesi olan birisi olması gerekir. yediğimiz ilk golde bunu gördük; gerçek bir stoper ortayı kapatır ve van persie'ye o kafa vuruşunu yaptırmazdı.
yenilgiyi hocaya bağlamak istemiyorum, bana sorarsanız o elinden geleni yaptı. ama yabancı liglerde forma giyen oyuncu sayısının çok sınırlı olduğu, yurt dışı ortamlarda maç tecrübesi olan oyuncuların son derece az olduğu bir milli takımın kaybettiği maçlar bizi şaşırtmamalı. vizyonları ve amaçları edirne'den öteye geçemeyen oyuncularla 'anca bu kadar' gibi geliyor bana.
2-0 yenildiğimiz maçtır. Her ne kadar kadro tercihlerinde yanlış yaptığı düşünülse de abdullah avcının arkasında olmamız lazım. Aslında takımda büyük bir gelişme olduğunu gördük. Takıma can gelmiş hollanda gibi bir takımla neredeyse başa baş oynadık. Madem bu adam her şey yanlış yaptı, oyuncuları yanlış seçti; e o zaman hollandayla başa baş kimler oynadı. Yine abdullah avcının seçtiği oyuncular oynamadı mı bu oyunu?
Eğer skora bakark ilk maçtan desteğimizi çekeceksek kimse dayanmaz bizim milli takıma. Artık başına adam gelmez be...
türkiye'nin başına gelmiş en yetenekli teknik direktörün hala sinyor teri olduğunu göstermiştir.
lan selçuk kenarda, şahin değil inan, kenarda,
emre çolağı almamışsın kadroya onun yerine tunay torun diye bi apaçi geziyor ortalarda,
hamit'i sağ bek oynatıyorsun o derece çaresizsin, tabi gökhan gönül'ü görmüyorsun bile,
total futbol oynayan bir takıma karşı top şişirip duruyorsun ileride umut kafasıyla geriye atıyor tek beklentin o,
emre'yi çıkartıp kenarda selçuk varken, şahin değil inan, nuriyi alıyorsun.
haybeye kaybettiğimiz maç olmuştur. abdullah avcı iyi niyetli, yeni birşeyler denemeye çalışıyor, yetenekli yeni gençleri bir yere oturtmaya çalışıyor ama birader bunun yeri hollanda maçı mıydı diye sorduruyor insana. yani şu takımı ne kadar gençleştirmek istersen gençleştir sağ bekte gökhan gönül, ortada selçuk inan, solda arda ilerde umut kesinkez oynayacak. çünkü daha iyileri şuan yok. belki umut'un performansı düşerse değişebilir ama diğer 3 adamı kesecek gerçekten kimse yok. e sen gökhan gönül yerine formsuz bir hamit'i oraya çekersen orası aksar. hamit'in oynaması gereken yere başka adam koyarsan bu sefer orası da aksar. yani aslında tüm gazetelerde yazılanlar aynı sorun da tek. dün akşam sağ bek gökhan gönül, ortada semih-ömer- solda (kötü oynasada yerine adam yok) hasan ali, orta sahada hamit selçuk arda tunay veya sercan'dan biri, ilerde burak-umut koysa, yenilsek bile '' aga sen napıosun'' demezdi. bu sefer suç futbolcularda olurdu çünkü. ama sen gidip tunay gibi sercan gibi adamları ilk kez hollanda maçında denersen, işler kötü gittiği halde daha selçuk yerine maç yüzü görmemiş nuri'yi alırsan suç sana biniyor işte. umarız estonya maçında daha atak ve umut-burak-selçuk 3'lüsüyle kurulu bir kadro ile çıkarız. çünkü bu 3 adam 3'üz gibiler kabul etmek lazım. selçuk artık ikisininde nereye gideceğini nasıl vurabileceğini nerde ne yapacağını iyi biliyor. umut ile burak'a sadece doğası gereği yaptıklarını yapmak kalıyor. yani umut ile burak selçuk'a değil selçuk onlara uyum sağlıyor. koşmayacakları yere top atmıyor, acaba şuraya koşar mı diye düşünmüyor adam. o umut ile burak'ın normal yaptıklarına göre hareket ediyor. e sen selçuk'u almadıktan sonra burak ile mevlüt'ü soksan, gidip dışardan 5 forvette çağırsan bu iş olmuyor.
arda yediğimiz golün üzerine o golü kaçırmayacaktı böyle maçlarda buldun mu atacaksın hollanda maçın sonlarına doğru 15 dakika soldan robbenle sıkıştırmasından başka bizi çok sıkamadı oyun olarak zaten kadroyu gören soldan geleceklerini anlamıştır robben sneijder soldaydı tüm maç boyunca ordan oynadılar sayılır zaten ama budukları iki net pozisyonu da es geçmediler attılar, ayrıca mehmet topal uzaktan etkili şutlar çekebiliyor ama ben daha 35-40 m den gol attığını görmedim keza kısmen hamit de herkes uzaktan 90 a takmayı arzu eder ve sever ama biraz da şahsi düşünmeyin, yine hayal gibi birinci olacağız mottosuyla çıktık ama ikinci olmak sanki garanti, biz ancak euro 2016 yı görebiliriz belki 24 takım olacağı için avrupa gruplarında iyi kötü 2. olmayı da garanti hale getirdiğimizden doğrudan katılırız ama abdullah avcı dünya kupasına katılmasa da devam etsin böyle zırt pırt teknik adam değiştirmekle olmuyor ne yazık ki.
abdullah avcı neyin kafasında bilmiyorum. tamam iyi adam vesselam ama nuri şahin, selçuk inan, emre çolak bunları neden oynatmazsın. nedir senin bu gurbetçi fantazin. sercan dün resmen aldığı her topu bencil kullandı. tunay ne yaptı sahada ben göremedim. tunay emre çolaktan iyi mi ? değil tabiki. art niyet seziyorum artık.
gurbetcilerin cocukları almanyada hollandada alt yapılardan cıkıp türkiyedeki bir futbolcuyu bile kadroya aldırmayacak görünen o, bu kadar net topları gole ceviremiyorsan, ben senden önce hamit'in cıkması gerektiğini emre'nin oyuna agırlıgını koyması gerektigini dahası tüm türkiyenin nerdeyse hemfikir olup selcuk inan'ı oynatman gerektigini düşünüyorsak senin aklın belediyede kalmıstır hoca.
hem belediye her daim iyidir sigortası yemegi yolu falan devlet kurumu neticede.
ilk yedigimiz gole bir daha bakın direk dibinde kimse yok umut izliyor hamit izliyor arda izliyor van persie yükseliyor vuruyor ve gol aglarda. ayıp lan korner kullanılacagı zaman abim bile bana kos lan diregin orda dur derdi. yuh artık bunu da mı biz söyleyelim adam real madridden gelmiş adam a.madridde oynuyor adam gs'da oynuyor ben daha ne diyeyim.
hollanda yerlerde de sürünse hollanda hollandadır yani adamlar bütün turnuvaların gediklisi bence enseyi karartmaya gerek yok, bunlardan baska bir takıma bir daha yenilme lüksümüz olmamalı tabi. cünkü ne olursa olsun hollandadan baska bizden daha güclü takım yok grupta.
kimse kusura bakmasın ama hollanda ile fenerbahçe& galatasaray karmasının oynadığı maçtır. 2-3 ay öncesine kadar adı duyulmayan hasan ali direkt olarak 11 e monte ediliyor. hamit altıntop gibi formsuz bir futbolcu rezalet olmasına rağmen sahada tutuluyor. ve buna benzer bir çok teknik saçmalığa bir de kenardan gelen futbolcuların katkısızlıkları eklenince tarihinin en vasat hollandası bu yanlış kadroyu mağlup etti. fb-gs karması olayına gelince şimdi bazıları beşiktaş bursaspor ve trabzonspor'dan adam mı var diyebilirler fakat inanın bana o sol bek ve sağ bek mevkiine hasan ve hamit yerine, onlardan çok daha iyi oynayabilecek bir çok futbolcu çıkardı diğer 3 takımdan. ayrıca saçma inat kırılıp ibrahim toraman milli takıma çağrılabilirdi ki hiç de sırıtmazdı. varsın abdullah avcı bey bu karma olayına devam etsin, onlar da tt arenada birbirlerini yiyerek hiddink'ten sonra onun da başına belalar açsın.
gol atmak için farklı bir kadroyla sahaya çıkmamızın gerektiğini anladığımız inşallah abdullah avcınında anladığı maçtır. başarı hedefliyorsanız büyük takımları yenmelisiniz.
hollanda'nın, bilhassa defansının, maç başladığında tedirginliği net bir şekilde gözlemlenebilmekteydi. buna rağmen galibiyetle ayrılamadığımız müsabaka olmuştur. bu bir kenara, milli takım heyecan veren bir futbol oynamadı. hamit altıntop kötüydü, fakat bunda hamit'in bir kabahati yok. bir kere adam zaten daha formda değil, ikincisi ise ağır bir oyuncu olduğu bilinmesine rağmen bek olarak oynatılmasıdır. (ki adam aslında bek değil.) seyirci olarak yeterince varlık gösteremedik, ben daha fazlasını tasavvur etmiştim. sözün kısası, rezil bir hollanda'ya alınmış bir mağlubiyettir.
abdullah avcı'nın türk sporseverlerle taşak geçtiği maç olmuştur. başka bir izahı yok.
önce kadro seçiminden başlayayım.
gökhan töre kimdir, hangi maç ne oynamıştır da milli takımdadır?
tunay torun, sercan sararer, mevlüt erdinç bırak kadroya alınmayı, bir de üstüne oynamışlardır. (yersen)
rıdvan dilmen televizyonda açıklama yapıyor "tamam bunlar kötü oynuyorlar ama gençlere şans vermemiz lazım" diye. ulan bunlar genç tamam da, emre çolak 20 yaşında, gaziantep'ten muhammet 20 yaşında. bu adamlar neden kadroda yok? her maç hatalı gol yiyen mert günok kadroda, cenk gönen yok.
selçuk inan'ın olayına hiç gelmeyelim, ihanet gibi resmen. bir de dahi(!) teknik direktörümüz açıklama yapıyor "taktik anlayışımız gereği oynamadı" şeklinde. gören de bi taktiğimiz var sanacak amk!
koca 90 dakikada bir tane organize atağımız yok, bir tane uzaktan şut denemesi, iki tane cılız kafa vuruşu. sadece arda'nın pozisyonu var o da rakibin hatası. bütün bunlara rağmen "iyi oynadık ağa yeaaa" diyen cahil kesim; siz futboldan anlamıyorsunuz.
son dönemlerde çok etkili oynayan asist üstüne asist yapan emre çolak'ı kadroya bile almayan bunun yanı sıra türkiye'nin en istikrarlı, etkili ve duran topların korkulan ismi selçuk inan'ı oynatmayarak büyük hata yapmış olan teknik direktör sayesinde yenildiğimiz maçtır. he bir de hamit olayı var ki saç baş yoldurur buna emre belözluğu'nu da eklemek mümkündür.
bugün ne oynadığı belli olmayan takımdır. Hollanda'nın bizi çarpıcı bir skorla yenmemesi beni şaşırttı. Karambole pozisyon yakalayan bir takım haline gelmişiz ki inşallah bu durum değişir. Açıkçası bu takımın bizi mutlu edeceğine de inanmıyorum bu dünya kupası için. Belki ilk maçtan erken bir yorum olmuş olabilir ama kaliteli oyuncu sayımız zaten beşi geçmez ki bugün ikisi yedek oturdu, hemde taktiksel anlamda ısrar ettiğimiz bir sistemimiz var. Beni yanıltırlar umarım ama çok zor...
abdullah avcı oyunu okuyamıyor. bu maçta ben bunu sezdim. mevlüt'ün ezbere çalım atmaya çalışması gibi teknik direktörlük yapıyor. bazı oyunculara saplantı derecesinde güvendiğinden gerekli değişiklikleri yapamıyor. umut,arda gibi silahlar doğru yerde topla buluşamıyor. takım iki top yapmaktan aciz. konuşmasında inançlarından vazgeçmeyeceğini söyledi. aynı yanlışlarda ısrar edecek. yok etmezse o zaman da karaktersiz bir adam. her türlü bu iş, iş değil.
gökhan gönül' ün sakatlığı sebebiyle forma giyemediği ve eksikliğinin hissedildiği maç. selçuk inan gibi 2 sezondur ligin en istikrarlı orta saha oyuncusunun forma giymemesiyse soru işaretlerine yol açmıştır.
