orhun ene daha napsın.. bugün iyi degıldık 3lük yüzdemiz çok düşüktü alabilirdik maçı.. ispanya almanyayı yenerek çok iyi iş yaptı.. bizim cuma günü almanyayı mutlak yenmemiz lazım..
abi o üçlük girseydi veya herhangi bir sayı bulup şu maçı kazansaydık burada takımı öve öve bitiremezdiniz.
ulan dünya ikincisi olmuş takım, buralara kadar gelmiş, 10 sayı gerideyken savunma yaparak maçı nerdeyse beraberliğe getirecek, adamların ne ibneliği kaldı, ne orospu çocukluğu kaldı. ayıp be, sizin seyirciliğinizi sikeyim.
kaybedince direk takıma karşı hakaret girişimi, bu oyunla bir yere gelinmez vs. ulan götveren kolaysa o heycanla o adrenalinle sen çıkar, sen basket at son saniyelerde. ne bu allah aşkına ayıptır ya, bir kerede yenilince iyi oynadınız diyin tebrik edin. kaybetmenin getirdiği hüzünü hakediyorsunuz. umarım tüm maçları kaybederizde göt olursunuz.
Polonya maçından sonra Orhun Ene'nin yönetimi konusunda şüpheler oluşmuştu. Ama dünkü Fransa maçından sonra bu şüpheler kayboldu ve artık emin olduk ki Orhun Ene'nin milli takımın başına getirilmesi oldukça erken alınmış bir kararmış. Fransa maçında ayağımıza kadar gelen galibiyeti elimizin tersiyle ittik, hem de birkaç kez... Düşünün ki maç boyunca 24 üçlük atışı kullanıyoruz, bunlardan sadece 5'i giriyor. Başarı yüzdesi % 20'lerde. Buna rağmen Orhun Ene önderliğindeki kenar yönetimi takımı bu sevdadan vazgeçirecek direktifi vermiyor kenardan. Kerem'e, Hidayet'e falan kızıyoruz ama bu isimler bu taktiği almamış olsalar bu kadar zorlamazlardı. Orhun Ene'yi oynarken sayısız kere seyretmişimdir, keza Harun Erdenay'ı da. Her ikisi de iyi şutörlerdi. 3'lük yüzdeleri yüksekti. Ama bu herkesin kendileri gibi olacağı anlamına gelmez. Üstelik aynı hatayı pek çok kere yapıyorlar. Benim mantığım karşımızdaki takım faul problemine girdiğinde neden pota altından oynamaktan vazgeçtiğimize ermiyor açıkçası. Dünkü 24 atıştan sadece 15 sayı kazanıyoruz. Kaçan 19 denemenin yarısında pota altından oynamayı deneseydik 9 deneme ederdi. Bunların da yarısında başarılı olup 4 basket atmış olsak 8 sayı ederdi. Maçı 4 sayı ile kaybettiğimizi dikkate alırsak bu basit muhasebeyi Orhun neden yapamıyor anlamış değilim. Nedir bu üçlük sevdası. Fransa'nın istatistikleri de ortada. Onlarda % 22 ile oynamışlar. Ama adamlar 17'de 4 yapmış ve "Bugün günümüzde değiliz" diyerekten kesmişler. Üstelik bizi zorlayan adamları faul problemine girdiği için her denememizde sayı bulamasak bile faul yaptırma şansımız olacaktı.
Bu oyun biraz da zeka gerektiriyor. Kendi aklınla başarılı olacağın gibi rakibinin aptallıklarıyla da başarılı olabilirsin. Dün bizim oyuncunun arkasından 4 faullü oyuncuları koşturuyor. Bizimki top elinde duruyor. Yapması gereken son sürat kendisini savunmaya gelen adam yaklaştığında adımını sağ kaydırmak... Topu sürmeyecek, atış yapmayacak, risk yok. O hızla gelemeyen oyuncu ona kaçışı yok çarpacak zaten. düttt, 5. faul, yallah kenara. At sende şimdi faul atışlarını... Ama bizimki ne yapıyor. Adam kendisine yaklaşmadan güneş görmüş vampir gibi elinden topu hızla potaya atıyor. Sonuç başarısız, top fransa'da... Kısacası dünün aptalı bizdik ve Fransa'da bunlardan faydalandı. Ya allahaşkına adamları gördünüz, bizim çocukları da biliyoruz. Bariz bir oyun üstünlüğü oldu mu? Bu adamlar zaten o kadar iyi olsalar 15 sayı fark attıktan sonra o farkı kapatmamıza izin vermezlerdi. Amerika ile yaptığımız maçta hiç yetişebildik mi? Yazık ki bu turnuvada kaybettiğimiz her maçı kazanabilirdik ve kaybettiğimiz her maçı rakiplerimiz kazanmadı, biz verdik.
Herşeyi geçtim de dün 3 saniyede topu oyuna sokamamak nedir yahu... Turnuvayı seyrediyorum. Bu hatayı kaç takım yapar? Orhun... orhun... Orhun... Adam oyun dizilişi yapıyor ama karşı tarafın bu dizilişe bir önlem alabileceğini zerre kadar aklına getirmiyor sanırım. Bu turnuvada yaptığımız acemilikleri başka ne zaman yaptık, 30 sene önce mi acaba? Hiç hatırlamıyorum. Yazık oluyor gerçekten. Sonra Hiddink'e "Türk mantalitesi bu. Kolayı bırakıp zoru kazanmayı sevmek..." dediği için kızıyoruz. Yalan mı söylüyor adam. ispanya karşısındaki oyunumuzu sürekli kılsak bu turnuvada kim karşı durabilir ki bize... Bir istikrar olur adamda yahu... Kıçına top atılarak sayı attırıyoruz, pota altından pota altına paz attırarak sayı yiyoruz, 3 saniyede oyuna topu sokamıyoruz, düşük yüzdeye rağmen üçlük sevdasından vazgeçmiyoruz, faul problemine giren oyuncuların üzerine oynayıp oyundan düşüremiyoruz. Tüm bu olmayanlara karşı başarılı olmayı umuyoruz.
Ama hiç bir şey demiyorum. Polonya maçından sonra olanlar ve turnuvada kalışımız mucize gibi çünkü. Bizim hiçbirşeyimiz normal değil ki nasıl olsa... şartları zorlaştırmadan başarılı olmak bize göre değil. Ama Orhun Ene'de bu takıma göre değil. Mutlak surette daha tecrübeli bir hocaya ihtiyacımız var. Elimizde Erman Kunter gibi bir değer varken neden Orhun Ene diye de ayrıca sormak lazım.
takımın gene çok iyi mücadele ettiği bir maçtı. ancak 5 saniye kala topu oyuna sokamamak affedilir bir olay değil, şampiyonluğu amaçlayan bir takımdan söz ediyorsak bu derece amatör bir hata..
bir diğer nokta da, fransa çok iyiydi. ya şampiyon olur ya final oynar gibi geliyorlar bana.
bu maçta şu ortaya çıktıki iyi hücum edemiyoruz.guardlarımızdan ender dışında iyi oynayanı yok.avrupa basketbolunun en iyi guardlarından kerem tunçeri sanki darbe alınca başka bir alemde gibi; bu adam değil miydi geçen sene sırbıstan maçında fark varken farkı kapatacak üçlükleri el üstünden,bomboş atışları boş kaleye gol atar gibi atan,bu sene ne oldu da bu tekniği kaybetti.ömer onan,hidayet,ersan,emir takımın üçlük atan 4 oyunusu ee geçen sene cenk'te üçlük atardı,sinan'da atardı,hatta 2.11 lik oğuz bile üçlük atmıştı.dün 24/4 dü sanırım böyle bir yüzde nasıl bir yüzdedir anlaşılması mümkün değil.dün serbest atışları iyi attık belki ama üçlükleri düzeltirsek sırbıstan maçını belki kafa kafaya oynayabiliriz.
bu maçta belki farkı kapattık ama bu hep böyle sürmez,2.08 lik ersan 2.10 üstündeki noah tarzı oyunculara her zaman blok yapamaz.ya da ömer aşık her maç foul yapmadan oynayamaz.belki de biz her maç 65 civarı sayı atamayız.ama şu varki maçın geneline yayarsak savunmamızı sırbistan dahil yenemeyeceğimiz takım yok.
iki eli, iki ayağı olan fransa ile iki eli, iki ayağı olan türkiye'nin maçıdır.
bizimkiler gurursuz dürzü conconlar olduğu için maçı kaybetti. dikkat etsinlerde karıları kendilerini boynuzlamasın. malum erkeklikten nasiplerini alamamışlar.
orhun ene.nin iyi bir teknik direktör olmadığını anladığımız maç olmuştur, takıma da fazla kabahat bulamıyorum, adamlar o kadar geriden geldiler, dehşet savunma yaptılar, sanırım 15 dakikada 2 sayı bulabildi fransa, 2 sayıya kadar farkı kapattık, bizim orhun ene mola aldı, sanıyoruz ki ulan dehşet taktikler verecek maçı çevirecez, ipler bizde, top kenardan başlayacak, kimle başlıyosun kenardan emirle, hadi diyelim başladın, son saniyeleri oynuyosun, rakip elbette önlem alacak, kenardan nasıl başlayacağınıza dair hiç mi taktik vermedin..
Oyuncularda hiç mi suç yok, var tabi, antremanda biraz üçlük çalışın adamın kafasını bozmayın, ya da ota boka üçlük atıp durmayın, sizin özgüveninizi s...m, madem sokamıyosun bari atma da hücumdan boş dönmeyin, hem atamıyosun, hem reabaund alamıyosun hem rakibin hızlı hücuma kalkmasına neden oluyosun, bi üçlük için değermi lan.. o üçlükler atılmasaydı da pota altı zorlansaydı rakip faul manyağı olacaktı, en azından sayı atma ihtimaliniz yükselecekti. sinirlendim gene tansiyon ilacım nerde benim..
bir kere futbol yorumlar gibi basketbol yorumlamayın sevgili yazar kardeşlerim.
dünkü maçı çok rahat kazanabilecekken sadece ve sadece oyuncularımızın beceriksizliği ve korkularından dolayı kaybettik.
orhun ene değil tanjevic olaydı başımızda, işte o zaman görürdük hezimeti. orhun ene oyunu gayet iyi okuyor. 5 saniyede topu elinden çıkaramamak hocanın suçu değildir. ya senin oyuncuların yavaş ya da karşı takım köppek gibi savunmasını yapmıştır. son 4 saniyeye hücum çizmeden kimse takımını sahaya sürmez.
son periyot fransanın faul hakkı dolmuş biz hala üçlük atıyoruz. mantığa aykırı hareketler oyunculardan geliyor.içeri yüklenen sadece hido ve ender.
ersan a zaten denecek bir şey yok çünkü çok dengesiz bir oyuncu. sayı katkısı sıfırken elli riband çekebilir. o derece.
bence ikinci grupta yer alan takımların hiçbiri dengimiz değil. unutmayalım biz buraya dünya ikincisi olarak geldik.
bizim tek rakibimiz gerçekten ezik psikolojimiz.
bu psikolojiden tüm oyuncularımız çıksa yeter zaten. geçen sene amerika maçını kaybetmemize sebep gene bu ezik psikoloji.
allah aşkına bu takım polonya ya yenilebilir mi bir düşünün.