iyi başladık, ama golü atamadık. Dev gibi bir adama yumruk sallayıp sonra tutturamayınca ne hissedersen peşine onu hissettik, pıstık. Ondan sonra da Almanya geeeel dedi. *
hak ederek yenildiğimiz grubun sondan bir evvel ki maçı.
şahsi fikrim maçtan bir puan alacağımız yönündeydi. maalesef alamadık tabi. aldığımız 3'ün 1'i oldu.* mevcut durumu da değiştirmeyecek bir sonuç tabi. yine son maça kalıp, yine göbeğimizi birilerine bağladık bekliyoruz. yani yeni bir şey değil bu hadise bizim için. son maçı alıp 2. oluruz.
berabere kalırız düşüncem de hiddink gibi akıllı bir hocanın maçtan önce 2-3 gündür verdiği almanya çok iyi ve biz de haddimizi bilerek oynayacağız ve 1 puan iyidir mesajlarıydı. bence %100 haklıydı. sezonun geç açılması, bazı oyuncuların sakatlıktan henüz 1 hafta evvel çıkmış olmaları, bunun üzerine ligde oynanan ziplenmiş 5 hafta ve istenilen taktik disipline her zaman olduğu gibi ayak uyduramayacağımız gibi detaylar bizim bu maçı en azından bir beraberlikle bitirmemizi engelledi.
benim kafama takılan kısım da şu; kişiler üzerinden bir milli takım gerçeğini yürütüyoruz yıllardır. işte o oynar, bu oynamaz. o olmalıydı, bu olmamalıydı gibi.
ben yarından tezi yok hiddink'in yanındaki tüm yardımcıları kovar ve bu işi tek başına ona bırakırdım.
bence yenilginin sebebi direkt olarak taktiksel disiplinden yoksun olduğumuz gerçeğidir. haddini bilmeden oynarsan, haddini bildirirler. bireysel hatalara girmiyorum hiç, yıllardır arınamadık önemli maçlarda bireysel hatalardan. halen daha devam ediyor. sebebi de şu: oyuncularımız kişisel gelişimlerini tamamlayamadan futbolu bırakıyor neredeyse. yani ben kendi oyunuma katkı yapayım, geliştireyim ve daha çok çalışayım diyen adam sayısı 2-3'ü geçmiyor yıllardır. temel eksikliğimiz budur. yoksa eksikleri tamamlanmış ve iyi bir kadro ile oynayan bir milli takım içeride kolay kolay kimseye yenilmez ve böyle gruplarda en azında açık ara ikinci olur.
oysa bu kadar formda bir rakibe karşı bu kadar çabuk oyunun hızlı temposuna geçiş yapmak intihar olacaktı, oldu da. başka açıklaması yok bu işin.
şike olayının türk futboluna ne kadar zarar verdiğinin de bir kanıtıdır, 3 sene önce biz bu takıma yenildik ama ezilmedik üstelik oynatacak adam kalmamıştı zaten tam kadro oynasak yenebilirdik hatta. dün ise adamlar kendi sahamızda bizimle dalga geçtiler resmen, futboldan uzak kalan adamların zaten çok iyi oynaması da beklenemezdi.
zamanınra sırf hakan şükür'ü oynatmıyor diye tribünlerde "ersun yanal istifa" diye popolarını yırtarcasına bağıranların, dünkü maçta hiddink hakkında ne düşündüklerini merak ettim. pek sesleri çıkmadı da.
10 memurun emekli ikramiyesini bir ayda alan, her yenilgiye rağmen ağam paşam gibi iltifatlarla önünde eğilinen teknik direktörümsü bozuntusu kuruntusu guus hidinkin maçtan önce beraberlik iyi bir sonuç diyerek ,galibiyet sürpriz olur diyerek,oyuncularınıda çok güzel motive ettiği (!) bir hezimet maçıdır.yahu bir teknik direktör maça böyle umutsuz başlarsa , bu oyuncular böyle yüreksiz oynarlarsa bu işin altından nasıl kalkılır.70 küsür milyon ülkede hiç mi futboldan anlayan yok,hiç mi topa vurmasını,motive etmesini bilen yok? mecbur muyuz biz türk halkı olarak her zaman boynu bükük sahadan ayrılmaya.mecburmuyuz biz şerefli ikinciliklerle yetinmeye ( gerçi bu sefer o bile belirsiz,ipler başka ülkenin elinde artık..) ..sonuç olarak eksikler var..olur tabi..doğal..ama eksik denilen şey zamanla kapatılır,üstüne gidilir normal şartlar altında..ama bizde ise her geçen gün artan eksikler boynumuzu sardı ipimizi çekti belçikaya verdi.yine kendimiz beceremedik şu ipi elimizde tutmayı ..her zaman ki gibi..her durumda olduğu gibi..tek kelimeyle yazıklar olsun..türkiye avrupa şampiyonasına gitse bile türkiyenin o turnuvada oynamayı hak etmediğini oynadığı futbolun kalitesizliğine bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz...tabi yüreği ay yıldızla çarpan bizler hariç...
1. türkiye'de şike yapılır. adalet şike yapanlara uygulanmaz. küme düşürülme falan hak getire, şikeciler baştacı edilir.
almanya'da şike yapılmaz. adalet karşısında cezalandıralacağını bildiği için insanlar, şike yapmayı akıllarından bile geçiremez.
2. türkiye'de dünya standartlarında yeni yeni stadyum yapılmaya başlanmıştır.
almanya'da bütün stadlar dünya çapındadır.
3. türkiye'de tribünler bomboştur.
almanya'da son sıradaki takım bile küme düşmesi garanti olsa maçlarını kapalı gişe oynar.
4. türkiye'de değil trt dışında (o da özet) televizyondan maç izlemek... insanların internetten maç izlemesi çirkin işlerle engellenir.
almanya'da insanlar özgürce evlerinde kendilerini yaya yaya maç bakarlar. internetten maç izleme hakları da ellerinden alınmaz.
5. türkiye'de milli takım maça forvetsiz çıkar. (kimse burak'ın değil forvet, futbolcu olduğundan bahsetmesin!)
almanya'da milli takım her maça klose-mario gomez-götze gibi 3 dünya yıldızı forveti sahaya sürer.
6.türkiye'de orta sahada selçuk oynar.
almanya'da schweinsteiger.
7. türkiye'de kaleye volkan geçer.
almanya'da neuer.
8. türkiye'de defansta egemen oynar.
almanya'da mertesacker.
9. türkiye'de futbolcular ota boka yerden kayar.
almanya'da futbolcuların ayakları yere sağlam basar. sadece rakibin karşısında durur, alan daraltırlar.
10. türkiye'de seyirci maçın son 20 dakikası trafik yüzünden stadtan çıkar.
almanya'da seyirci maç sonuna kadar takımı için tezahürat yapar.
11. türkiye'de hayatında bir kere topa vurmamış, spor yapmamış adamlar 100 yıllık takımların başkanı olur. federasyon başına getirilir.
almanya'da spor yöneticiliğini sporun içinden gelen beckenbauer, bierhoff, klinsmann gibi adamlar yapar.
en önemlisi 12.
türkiye'de devletin spor politikası yoktur. ama nasılsa spora siyaset her zaman müdahele eder.
almanya'da devletin spor politikası vardır. her alman vatandaşı türkü, almanı, arapı, polonyalısı hepsi spor yapar. ama asla spora siyaset karıştırılmaz.
işte bu 12 maddeden dolayı dün akşam almanya'nın bizi bütün dünya'nın önünde dövdüğü, ezdiği, yendiği maçtır: 7 ekim 2011 türkiye almanya maçı
servet çetin in top daha havadayken rakipten çalım yediği, top yere indiğinde ise, burası neresi ben kimim moduna girdiği bir maçtı. golü öyle yemedik mi lan?
bu mağlubiyeti bir iki oyuncunun üzerine yıkmak büyük haksızlık olur. sabri kötülerdendi, çok pas hatası yaptı ama bu mağlubiyetin sorumlusu ne aurelio' dur, ne sabri, ne hakan balta, ne volkan ne de tek başına bir başkası. sakin kafayla bir derin nefes alıp okuyun yazının bundan sonrasını ve düşünün şu sorumun cevabını; selçuk inan neden çıktı? belki sakatlanmıştır, dinlemedim çünkü hiddink röportajını ama sakat değilse neden çıktığını açıklamalı hiddink. gökhan töre ile çizgiye inmek istedik gibi bir cevap benim sorumun cevabı değil, o ancak gökhan niye girdi sorusuna cevap olabilir, ben selçuk niye çıkar diye soruyorum. ukalalık yaparak futboldan çok iyi anladığımı iddia ediyor ve diyorum ki ikinci yarıda neden aurelio kaldı oyunda. selçuk inan defansif orta saha olarak da orada oynayabilirdi ve hücuma da daha fazla katkı verirdi aurolio' dan. bu denenmeliydi bence.
sabri iyi miydi elbetteki hayır, servet birebir de çalım yememeliydi o da kabul peki o gollerde sağ bekte olması gereken gökhan ve servet birebir kaldığında yardıma gelmesi gereken egemen neredeydi? suç gökhan' ın ya da egemen' in demiyorum; herkesin diyorum. örneğin maçın en iyilerinden kabul edilen hamit' in son dakikalardaki laubaliliği, şahsi oyununa ne demeli? ya da öve öve bitirilemeyen burak' a. hani rıdvan dilmen' e göre almanya milli takımında oynayabilecek iki oyuncudan biri olan burak' a. soldan götürdüğü top ve indirdiği bir topu arkadaşına bırakışı hariç yoktu burak. şimdi ban agol pozisyonuna girdi filan demeyin. doğru girdi; mesela sabri' nin pasıyla birebir kaldı boateng ile ve penaltı alabilecekken, şut atabilecekken hiçbirini yapamadı. rıdvan hoca da ''stoperlerle kalamadı yanlış adam denk geldi şansına'' gibi salakça bir yorum yaptı. burak elbetteki çok iyi bir oyuncu, keşke galatasaray' da olsa ama öyle abartıldığı kadar üst düzey bir forvet olmadığını dün geceki performansı için söyleyebilirim en azından. m. gomez' in şutlarına bakın; nasıl görerek, bilerek vuruyor kaleye mesela.
ilk yarıda çizgiye inerek mi pozisyon bulduk ki gökhan töre ile kanatlara inmeyi hedefledik? yahu nasıl pozisyon bulduğumuz ortada. hızlı tek paslarla bulduk pozisyonları ve selçuk, hamit, arda çok iyiydi bu paslarda, maçın sonunda ise arda ve selçuk yoktu oyunda. ben daha ne diyeyim ki?
arkadaşımla maçı izlerken bu tempo ve oyunla 60' tan sonrasını göremez milli takım dedim. bunu söylemek için üst düzey bir futbol bilgisine gerek yok. deli gibi koşuyordu oyuncularımız hem savunmada hem hücumda. hiddink müdahale etmedi buna da. ve 70' ten sonra orta saha diye bir şey kalmadı takımda. almanya ciddiyeti korusa son paslarda 5-6 yapardı maçı.
bu takım hiç lider olarak gitmedi avrupa şampiyonası ya da dünya kupasına, bu takım zaten pek sık gidemedi böyle organizasyonlara ama biz hiddink' i bizi artık sık sık bu organizasyonlara götürsün diye getirdik. dolayısıyla zaten gidemiyorduk o yüzden hiddink eleştirilmemeli gibi bir mantığı doğru bulmam mümkün değil. tamam değişim bir anda olmaz ama bu takım terim ile daha iyi futbol oynuyordu bence. yani geriye gittik hiddink ile. bir tane oyuncu da kazanamadık ayrıca bu geriye gidiş süresince. burak' ı kazandık diyecek olan varsa o hiddink' in değil burak' ın başarısı derim.
son olarak hiddink şuna cevap versin lütfen; oyunun bir bölümünde burak neden sol açık, arda santrafor oynadı?
hiddink e alabildiğine kızan arkadaşlar görüyorum da üzülüyorum arkadaş. siz türk milli takımının başına bundan daha kariyerli bir hoca getirebileceğinizi mi sanıyorsunuz. tamam sonuçlar kötü de kimi getirelim çözüm bulun. çözüm teknik adamda değil. bunu anlamamız lazım. ayrıca almanya ve ispanya dünyada hangi takımla oynasalar favoridir. bugün almanya karşısına brezilyayı italyayı koysan sonuç değişmeyecekti. bizim rakibimiz zaten almanya değil.
iki takım arasındaki ciddi güç farkını gözümüze sokan maç olmuştur. almanya'nın disiplini, sahaya yayılışı, futbola bakışı türkiye'nin çok ilerisinde. öncelikle bunu anladık gördük. açıkçası, maçtan önce almanya'yı kupa için veya gruptan çıkmak için 5-0'a şartlandırsaydık (psikolojik bir koşullandırma edasında)hiç zorlanmadan bu skora ulaşırdı türkiye karşısında. bunu görmek üzüntü verici. çünkü 3-2 kaybettiğimiz dönem, zaman zaman almanya'yı ısırabiliyorduk artık onu da yapamıyoruz. onlar gayet rahat ve iddaasız çıktıkları maçı rölantide rahat alabiliyorlar. özelikle her şeye rağmen hakan balta'nın zamanında atılmış golüyle 1-2 olan maçı son dakikalarda çevirebilecek gücü ortaya koyamadık. ciddi sayılabilecek bir atağımızın akabinde almanlar gevşek modta oyunu sahamıza yıkıp penaltı dahi yaptırdılar. üstlerine gitmedik, gidemedik.
sahada arda ve ilk yarıda kısmen(tam değil) hamit dışında ne yaptığını bilen futbol mantelitesini sahaya yansıtan türk yoktu! ikinci yarıda hamit kaybolunca buna 3-4 yıldır vasat sayılabilecek vizyonunu daha da daraltmış ve küçültmüş mehmet'le orta sahada bir şeyler yapabilmek mümkün görünmüyordu. üstüne üstlük zayıf türkiye liginde baştacı yaptığımız gökhan gönül'ün kanadının hangara dönmesini ekleyince maça tutunma olasılığımız kalmadı.
maçın türkiye adına tek sevindirici yanı gökhan töre'nin leziz futboluydu. sonuçta, almanya türkiye arasındaki futbol farkını kendi grubumuzdaki belçika, azerbeycan veya kazakistan arasındaki güç farkına benzetebiliriz. o kadar fark var yani. belçika nasıl azerbeycan'ı eline kolunu sallayarak yenebiliyorsa almanlarda türkleri rahat rahat yeniyor. değişen yok bu cephede.
5'lik olmaktan almanların sayesinde kurtulduğumuz maç. volkan kötüydü, arda orta karardı. umut'a laf atanlar olmuş. sorması ayıptır ilk onbir mi başladı. son 5 dakika da ne yapmasını bekliyordunuz. selçuk akıl almaz sert oynuyor. servet her zamanki gibi fundemental bilgisi olan bir kaplumbağa'dan bile çalım yiyebilecek durumda. galatasaray gibi defansı dökülen bir takımdan iki oyuncu defansa alınır mı. gökhan gönül'e yazık değil mi. bu çocuk daha sakatlıktan yeni çıktı. volkan'ın yerine tolga zengin'in oynaması için ne yapmalı tolga.
ligte takımının atıığı 7 golün 7 sini de atan burak yılmazın resmen(afedersiniz) .ıçtığı maç olmuştur.
arkadaş türkiye ligi'nde 7 değil istersen 77 gol at, sen milli takımda atabiliyor musun yok, avrupa kupalarında atabiliyor musun o da yok, o zaman türkiye ligleinde attığın goller hava civa.
hakan balta nın almanlara attığı o tek gol bile, senin ligte attığın o 7 golden daha değerliydi...