kalkıp kahvedeki dayı zihniyetiyle gazeteci olunursa sonuç bu olur. Daha bu zihniyette bir sürü gazeteci var ortalıkta. Etik değerlerden hiç nasibini almamış denyoların tek düşüncesi ne yaparız da daha çok satabiliriz bu gazeteyi... Pazarcılık zihniyeti medyada ne yazık ki... Patron kimse onun ekmeğine yağ sürmelerine alışmıştık ancak bu terbiyesizliğin daniskası.
Eğer resmi otoriteler bu gazeteye dava açmazlarsa işte o zaman 3. dünya ülkesi olduğumuzun kanıtıdır.
nasıl bir ülkeyiz. içkiye sigaraya mozik koyuyoruz. ama nelerin fotografını gazetelere basıyoruz ?
zamanında bir gazetedeki köşesinde* namussuz ilan ettiği, iki günde bir hakaret ettiği bir adamın* emrine girebilmiş bir adamın yönettiği gazetenin beni hiç şaşırtmayan manşetidir.
buradaki ergen kardeşlerimizin birçoğu bile bu adamdan çok daha iyi yazıyor.
başını örten kızlara köşesinden fahişe demiş bir adamdan bahsediyoruz. *
o manşetten sonra konuşulanlar şiddet üzerine değildi, reytingin hangi boyutlara vardığı konuşuldu; gazeteciliğin ne kadar ayaklar altına alındığı,gündeme bomba gibi nasıl düşülebileceği konuşuldu; o kadının çocukları, ailesi o fotoğrafı görünce ne hisseder bu konuşuldu; sabah gazete almaya giden çocuklar bu haberi görünce eve hangi psikolojiyle geldi, bunlar konuşuldu. keşke ertesi gün fatih altaylı durumu kıvırmaya çalışmak yerine güzelce özür dileseydi. ancak balçiçek pamir tam da beklediğim gibi tüylerimi diken diken etmeyi başardı. http://www.haberturk.com/...lcicek-ilter/677436-bicak
okuyun, hak vereceksiniz.
ulan arkadaş bu manşetle rating mi olur? bu resme baktıktan sonra insan utanmaktan başka ne yapar? alır mı bu gazeteyi? dikkatleri şiddete çekmek için yapıldığı kanaatindeyim, zira satış getirecek bir manşet ve resim değil.
vahşet pornografisine iyi bir örnek.hiçbir zaman adam olmayacak ama ha bire nasıl adam oluruz diye soran zevatın elinden çıkma bir manset ancak bu kadar olurdu.
kopyalayayım buraya da:
şefika'nın ardından, yaptığına haklı dedirtmek için arka arkaya haberler yayınlıyor habertürk. fatih altaylı da, kendisinden beklendiği üzere ''niye yaptım, hele bir sorun kardaşlar!'' modunda takılıyor. biz şefika'yı görmeseydik, umursamıyorduk diğer şefika'ların acılarını, giden canlarını. biz şefika'yı görmeden, alkışlıyorduk şefika'ların kocalarını. biz şefika'yı görmeden, annelerimizin zamanında yediği dayakları da unutmuştuk. biz şefika'yı görmeden, babaannemizin erkek torununa yaptığı ayrımcılığı kınamıyorduk. biz şefika'yı görmeden, kadına karşı şiddete son seminerlerine katılmıyor, şiddetin nereden ve nasıl geleceği belli olmaz diye elimizin altında acil durumda yapılması gerekenleri anlatan o yazıyı tutma gereği duymuyorduk. biz şefika'yı görmeden, gözü mor, burnu kan içinde bir şefika ile rastlaştığımızda susuyorduk. biz şefika'yı görmeden, gözümüzde canlanmıyordu şefika'nın gözleri ve yaşamayan bedeni. biz şefika'yı görmeden, yaşayamayacağı yılları da düşünmüyorduk... biz şefika'yı gördük evet. bilmem kaçıncı görüşümüz şefika'yı, bilmem kaçıncı daralmamız. ama şefika böyle görünmek istemezdi ben eminim. arkasında bıraktıkları onu öyle görsün istemezdi. sapıklar, kendi fotoğrafını eşlerine gösterip: ''sen de bi gün bu halde olacan bak, akıllı ol!'' desinler istemezdi. yine o sapıklar, bakıp bakıp gülsünler istemezdi fotoğrafına. şefika, bunu seçmezdi. bir aptalın, oyuncağı olmak istemezdi son fotoğrafıyla. fatih altaylı'ya o kadar kızgınım ki... küfür etmiyorum bu sefer. şefika'yı düşünüyorum.
fatih portakal (fox tv de sabahları haber programı sunan kişi) manşetten utanılması gerektiğini söylemiş, 10 dakika boyunca habertürk'e saydırmıştır.
adam kadının öldürülmesine hiçbir şey demedi ; sıradan, günlük yaşamın bir parçası gibi bahsediyor ama manşeti eleştiriyor.
eğer portakal biraz daha yüzsüz olsaydı şunları demesini isterdim : ''benim tarafı olduğum, her gün yağladığım hükumet başa geldiğinden itibaren ; kadına şiddet, tecavüz, suç, terör, hırsızlık, cinayet olayları tavan yapmış olabilir fakat bunu insanların gözüne sokmaya, hatırlatmaya ve bilinçlendirmeye gerek yok, bırakın kadınlar öldürülsün.''
Bana kalırsa o manşet kadın cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla felan atılmadı. Eğer o amaçla atıldıysa da amacına ulaşamadı tabii ki. Gazetenin dikkat çekmesi amacıyla atıldı ve son derece yanlıştı. Eğer bir dikkat çekme gibi bir düşünce olsaydı bunun için bu kadar cinayet beklenmezdi. Şimdi insanlar yahu ne kadar çok kadın cinayeti oluyor diye mi düşünüyor yoksa bu manşeti atan insanımsı kişiyi katletmeyi mi amaçlıyor. Daha orjinal daha etik bir şeyler bulunsun dikkat çekmek isteniyorsa. Birazcık empati kurun sevgili halkım. O resimdeki allah korusun sizin anneniz, kardeşiniz, halanız, teyzeniz olsaydı yine bu kadar mantık çerçevesinde yaklaşır mıydınız olaya? O manşeti atan insan felan olamaz. Bu kadar basit. Bunu kötülemek ve protesto etmek de bütün halkın görevidir. Belki insanların kenetlenmesi gibi bir amaca hizmet edecek bu manşet istemeden de olsa. inşallah.
ölüm ve şiddet pornosu üzerinden tiraj hesabıdır.
kısa bir şok olup sonra da normalleşti. "tanışık" olduk. şimde sırada ne var. (bkz: susan sontag) (bkz: başkalarının acısına bakmak)
kadına şiddetin iyice arttığı son dönemde, suratlara tokat gibi çarpan, hatta uçar tekme atan manşettir.
habertürk'ü kutluyorum.
işte bu iş ve sonuçları bu kadar iğrenç. "görün bunu" diye koymuş adam bunu manşete. ne reyting, ne de başka bir şey, bunu da mı anlayamıyorsunuz?
2002 ile 2009 arasında tam 953 kadın aynen bu şekilde katledilmiş. 2011 'de bu sayının 1200 olduğu söyleniyor. duymuyor musunuz, görmüyor musunuz, okumuyor musunuz? her yerde bas bas bağırılıyor. ama ne devlet, ne de millet bunun farkında. ibrahim tatlıses'in evliliği daha önemli bizim için, değil mi? geçen hafta google trends'te 1 numara idi "ibrahim tatlıses evliliği"
o öldürülen kadınların çoğunun çocukları var. hatta bir kısmı çocuklarının gözü önünde katlediliyor. onların durumlarını düşünmek dahi istemiyorum.
birinin buna artık dur demesi lazım. helal olsun bu manşeti atma cesareti gösterenlere. umarım birilerini harekete geçirir. bu kadar gündem olması bile bir gelişmedir.
uyan, ey suratına tekme atılmadıkça uyanmayan halkım, uyan!!!
bizde de olan ama daha çok yabancı kaynaklı, görsel şiddet içeren, örnekse trafik kazası ya da yangın sonrası insan görüntülerini deşifre eden sitelerdeki o kan donduran fotoğrafları hatırlattı bana, habertürk'ün fotoğrafı. şiddetin boyutuna dikkat çekeceğim derken, dolaylı farklı bir şiddete hem de bile bile sebep olmak çok hazin.
üç-beş kadın örgütleşip facebookta sütyen rengi, ayakkabı numarası gibi abuk sabuk dikkat çekme çabaları yerine vahşetin tam da olduğu gibi gözler önüne serilmesini ve insanlıktan ne kadar uzaklaşıldığını göstermek açısından çok güzel bir manşet olmuştur.
kötü olan; kadına şiddeti eleştirmemiz gerekirken bütün mesele bahsi geçen gazete oldu.
biz öyle bir milletiz ki başımıza o konuyla ilgili bir iş gelmeden ya da gözlerimizle görmeden inanmıyoruz. evimizde yaşanan anne-baba kavgası zannediyoruz bu durumu. bu haberle artık farkındalığın bir nebze yükseldiğini düşünüyorum. tek üzüldüğüm şey; bu kadının çocuklarının büyüdüklerinde bu resmi görme ihtimali.
he bir de bunu yapan orospu çocuğunun muhtemelen:'' ahan da yaptım herkes gördü, ayaklarını denk alırlar artık; vatana millete ibret olsun.'' diye düşünüyor olması. umarım hapiste sikerler seni de, ibret olan sen olursun.
" dünya ekonomisi küçülüyor türkiye ekonomisi büyüyor " tarzı manşetler görmeye alışık bünyeleri elbette rahatsız etmiştir.
herkesi etmiştir.
mamafih gerçek hayat öyle değil.
istediğimiz gibi haberler çıkmasını istemek veya olan biten bir olayı sonrasında geri alıp düzeltmek gibi bir lüksümüz yok.
resim küçükte basılabilirdi sayfaya ama büyük basılmış, belli ki bu duruma dikkat çekilmeye çalışılmış.
kadına karşı şiddette üst sıralara oynamamız rahatsız etmedi hiç kimseyi ama bu gerçeği tüm çıplaklığı ile ortaya seren bir fotoğraf herkesi bir anda toplum mühendisine çevirdi.
görüntünün üzeri buzlansa idi eminim bu başlıkta açılmamış olacaktı.
haberturk.com'un yakında gore sitesine dönüşmesinden emin olmamızı sağlayan manşettir. tamam şiddetin belgelenmesi ve basında yayımlanarak halkın bilinçlendirilmesi falan güzel şeyler de, mozaikleme diye bir yöntem var böyle cart diye gazete koyulmaz bu resim.
olay başlı başına bir adilik göstergesi olsa da bu şekilde hazırlanmasıyla kesinlikle bir hata olan manşettir. mozaik diye bir şeyi icad eden arkadaş bugünler için icad ettiğiniz söylemişti ölmeden önce.
evet, bunu koyalım da buradan hit alalım, okunalım, tiraj elde edelim gibi bir amaç olabilir. bu şekliyle de ahlakdışı, etiksiz bir manşettir.
lakin, halkı bilinçlendirmek adına yapılabilecek en doğru iştir bu. bırakın insanlar rahatsız olsunlar, bırakın bu fotoğraftan ötürü çılgına dönsünler... daha bir ay önce burada 28 kişinin tecavüzüne uğrayan 16 yaşındaki "çocuğun" suçluluğu konuşuluyordu. bu kadın için de aldatıyordu denecekti belki de. ama bu fotoğraf sayesinde, bugün türkiye' nin büyük çoğunluğu kadına şiddeti eleştiriyor, mazaretlere aldırmaksızın. bırakın insanlar rahatsız olsunlar, rahatsız olsunlar ki bir bilinç oluşsun, bir şeyler yapılsın.
kaldı ki, gazeteye üstü gazete kağıtlarıyla kapalı bir cesedi, ya da gözlerine sansür bandı çekilmiş bir vesikalıkı koymaktır mantıksız olan. kadının yüzü ya da kimliği değil ki önemli olan... o soğuk kaldırım taşlarında, sırtında bir bıçakla, cansız yerde yatışıdır. bırakın insanlar bunu görsünler, görsünler ki zihinlerinde kadına şiddet dendiği anda bu görüntü belirsin. bu kadın öldü, ama bu bir başka kadının ölmemesini sağlayabilir.