beşiktaşın yedekten katılacağı kura çekimidir. takımlardan herhangi biri çekilen kura sonucunda grubunu beğenmeyip "sikerim öyle grubu, katılmıyom lan" şeklinde beyanat verirse beşiktaş direk çeyrek finalden başlaayacaktır.*
galatasaray, kim gelirse gelsin gruptan çıkacak güçtedir.
birinci ya da üçüncü çıkması çok da önemli değil; geçen sezonun şampiyonu zenit 5 puanla 3. olarak gruptan bir üst tura yukselmişti.
hiçbir rakibin kolay olmadığı, çoğu rakibin aynı galatasaray gibi şampiyonlar ligi ayarında olduğu, birbirinden zor grupları oluşturacak kura çekimi.
ancak panionios, austria wien ve helsingborg gibi kapalı kutuların yerine adı sanı duyulmuş takımların gelmesi galatasaray için daha büyük avantaj olacaktır.
şimdi neden en kek takımlardan oluşan bir grup değil de daha dengeli bir grup istiyorum?
yukarıda yazdığım grup benim için minimum kalitede bir gruptur. bunun altında kalacak kalitedeki bir grubu değil ama üstündeki bir grubu tercih ederim. çünkü galatasaray'ın son bir kaç senesindeki avrupa maçlarına bakınca hep kendi kalitesinde veya daha zayıf takımlarla eşleştiğini görüyoruz. buna rağmen galatasaray bu maçları ya zar zor geçiyor, ya da geçemiyor.
yani galatasaray büyük takımlarla oynamayı unutmuş. uefa kupasını kazandığı zamanlara bakarsak galatasaray'ın en büyük kazancı hep büyük takımlarla oynamasaydı. juventus'la, dortmund'la, chelsea'yle, milan'la oynaya oynaya büyük takımlarla mücadele etmeyi öğrendi galatasaray. bunun sonucunda da yenile yenile yenmeyi öğrendi.
galatasaray'ın uefayı kazandığı kadrosuna bakın, bir de ertesi seneki kadrosuna. değişen iki şey var. hakan şükür ve fatih terim gitmiş, mario jardel ve mircea lucescu gelmiş. ama oynanan futbolda müthiş bir gelişim var. eskiden daha dengeli, savunmayı ve orta sahayı sağlam tutan bir takım varken, ikinci sene rakibi bunaltan, sahada ölümcül baskı kuran takım var.
işte bunun tek bir sebebi var, kendine güven.
ama şimdi o takım yok ortada. ve galatasaray'ın bu aşamaları en baştan geçmesi gerekiyor. fenerbahçe bunu bir önceki sene yaptı. dinamo kiev, alkmaar, newcastle, palermo iyi takımlardı ve fenerbahçe bu takımlarla mücadele etmeyi öğrendi. geçen sene de elindeki oyuncuları koruyarak ve iyi takviyeler yaparak daha da üst seviyeye çıktı.
şimdi beklediğimiz bunu galatasaray'ın da yapması. kadro kalitesi olarak oradaki bütün takımlarla kafa kafaya oynayabilir galatasaray. bunun için iki şey gerekiyor, nasıl oynayacağını bilmesi ve kendine güvenmesi.
bu sene bunu başarabilirse eğer uefa kupası yine de zor bir ihtimal ama, bundan iki veya üç sene sene sonrasında şampiyonlar liginin kazanılması bir hayal olmaktan çıkar.
bir galatasaray lı olarak rakiplerimizin, milan, stuttgart, aston villa, saint etinne olmasını istediğim kura çekimi. yeter artık küçük takımlarla oynayıp elendiğimiz adam gibi takımlarla oynayalım elenirsek elenelim.
metalist kharkiv'in galatasaray ile aynı gruba düşmesini gönülden istediğimiz kura çekimidir. ek bilgi olarak; 2 sene önce beşiktaş'ın grubuna 5. torbadan gelen tottenham, bu sene 1. torbada yer alıyor.
kurada önemli olan iç saha dış saha kurasında avantaj yakalamak yani kendi kalibremiz ve üstündekilerle samiyende oynamaktır. milan'ı istiyoruz gruba bunu da belirtmeden geçmeyelim. ne zamandır yenmiyoduk. oynamaya oynamaya italyanlar rahata verdi, biraz huzurlarını kaçıralım... *
edit: city olamaz niye, saolsun east for west uyardı aynı torbadalar, hiç aynı torba dan yahni olur mu olmaz. ya tutarsa demiş sonra hoca. hoca demiş ki niye maya'ya göl çalıyorsun. falan.
ilk bakışta en dandik takımlar olarak metalist, zilne ve lech poznan'ın görüldüğü kura çekimi. lakin bu takımlardan metlist'in dün gece bizlere yaşattığı duygular ortadadır bu nedenle üstüne konuşmanın anlamsız olduğu kura çekimidir.
galatasaray ın şampiyonlar liginde bile bulamayacağı zorlukta rakiplerle eşleşme olasılığı olan kuralardır. birinci torbadan csk moskova haricindeki bütün takımlar galatasaray ı pataklar. csk da kendi evinde oynarsa pataklar. ikinci, dördüncü ve beşinci torbalar desen yine aynı bok, hepsi zor takımlar. çok zor olacak galatasaray ın işi çook.