2008 avrupa futbol şampiyonası yolunda, mutlaka kazanılması gereken karşılaşmadır. çünkü, grupta iddialı konuma gelmek için, alt sıralardaki takımları içerde dışarıda yenmek gerekmektedir.
geçtiğimizde 4 yılda basit takımlara verdiğimiz puanlar başımızı çok ağrıtmıştır. geçmiş yıllara bakmalı, o yıllardan ders alarak oynamalı millilerimiz. bu maçlar aslında grupların en önemli maçlarıdır. çünkü derbi niteliği taşıyan milli maçlara oyuncular daha bi konsantre olur, daha bi efor sarfederler; ancak böyle basit görünen maçlarda rakip takım küçük görülürse gruptan çıkılamaz, son 4 senede olduğu gibi dımdızlak ortada kalınır. dikkat edilmelidir!
türk basınının şu saate kadar 1956'daki macar maçını oynayanları biraraya toplamayıp, lefter'e attığı golü anlatmasını istememesi pek hayra alamet değildir. macarları artık rakip olarak görmediğimizin en önemli kanıtı bu yapılmayan gazetecilik faaliyetleridir.
macar televizyonunun filmlerden savaş sahnelerini alıp "osmanlı'yı yenmiştik yine yeneriz" diye propaganda yaptığını görünce kafamın attığı, maçım maçlıktan çıktığı, seve seve olmazsa başka türlü kazanmamız gereken maç.
devre arasında stad hoparlörlerinden eye of the tiger'ın çalındığı maç. bu ifneler sahada yenemeyeceklerini anladılar taraftarı gaza getiriyorlar. tüm stad maç çıkışı dalabilir.
çok vasat geçen, futbolun hiç tatmin edici olmadığıve ancak ulusal takımımızın gruptaki kaderi için çok önemli bir üç puanı aldığı karşılaşma olmuştur. takımımız, özellikle ilk yarı daha etkili bir oyun ortaya koymuş ve golü de bulmuştur. ikinci yarı ise, zayıf macar ekibi biraz daha etkin gözükse de, oyunun kontrolü yine ulusal takımızdaydı.
bu maçtan çıkan bir diğer sonuç da, aldığı hemen her topu ezen, takım arkadaşlarına pas bile veremeyen, en etkili olduğu alan olan hava toplarında dahi ortalarda gözükmeyen ve altıpastan topu rakip kaleye yuvarlayamayan hakan şükür'ün artık yerini yeni forvetlere bırakma zamanının geldiğidir. yıldız oyuncunun bu takıma katkıları tartışılamaz bile, ancak ulusal takımın sağlığı için artık bu formayı emekliye ayırmasının zamanı gelmiştir.
anonsları türkçe'ye çeviren bayan, maçtan daha fazla eğlendirmiştir. şöyle ki, bir oyuncu değişir ve bayan anons yapar; "macar kulübünde x numara gitti, y numara geldi..", oyuncu kart görür; "v kulübünde a numaranın sarı kartı vardır..". ve bunları öyle güzel bir türkçe ile söylemektedir ki, maçı bırakıp bu arkadaşın anonsunu bekler duruma gelmişizdir. bu arada maçı almışız sanırım, hayırlı olsun..