yapılanların hak hukuk arama değil fırsattan istifade eylemler olduğu gün gibi ortadadır. memleketin ne kadar göçmen ve zencisi varsa sağı solu yağmalakta, yoldan geçen insanları donuna kadar soymaktadır; öyleki videoları izlerseniz soyduğu mağazada ki kıyafetleri üzerine deneyerek bile rahat tavırlar sergilemekte. bazıları da çıkmış fakir fukara edebiyatı yapıyor.
londra'da 1 kisi ölüyor ve halk sokaklarda. Türkiye'de her yil en ay onlarca kisi ölüyor ama kimsenin umrunda degil. Hatta tayyip bunun üzerine polisi savunuyor ve herkes tayyip'e oy vermeye devam ediyor.
türkiye'nin güneydoğusunda hak aradıklarını iddia eden teröristler dükkan yağmaladıkları zaman "vay şerrefsizlerr" diye söz alan yurdum türkü, her nedense londra türkleri evlerini ve dükkanlarını korudukları zaman "kendini bilmezlerr!!" demeye başlıyor. afedersiniz?
ki, devrim ve isyan adı altında onyıllardır yapılagelenler hep aynı; hakkın yenildiyse hakkını gidip hakkı yenilen diğer masumlarda ara. sen sistemin çarkları arasında ezildiysen gidip aynı çarkta tutunmaya çalışan suçsuz esnafların dükkanlarını yağmala ve böylece devrim yap. hayırdır, karakol yağmalamaya götlerimiz yemiyor mu çakma devrimciler? amerikan malı gömleklerinizin altına giydiğiniz t-shirtlerdeki che'yi tersten dinleyip götünüzle mi anladınız?
haksızlığa ses çıkarmıyor olmak onun kabullenildiği anlamına gelmez. o çok sevdiğiniz v for vendetta'daki v nasıl arıyordu hakkını? dönerci yağmalayarak mı? hayır, hükümet binasını patlatarak. ama yok, ne gerek var öyle tehlikeli işlere kalkışmaya. hazırda brown amca'nın kitapçısı var ya zaten. indiriverin camlarını aşağı; sistemi alt-üst edin.
son: savunduğunuz çapulcuların 30 sene önceki versiyonları evlere girip insanların paralarını alıyorlardı. ama devrim yine de güzel şey değil mi, her nasıl yapılırsa yapılsın...
öyle devrim mi olurmuş. öyle devrime sokayım. sistemli hareket edip belli bir stratejiye göre harekat yönü belirlenmezse ve herkes kendi kafasına göre dükkan yağmalarsa, sivillere zarar verirse, tecavüz ederse, cinayet işlerse, kavga ederse, kısacası kaos zemini için elinden gelenin fazlasını yapıp fiziksel olarak belki aktif ama mental açıdan nötr uygulamalara giderse bu gerizekalıların yapacakları sistem karşıtı eylemler ellerinde patlar. böyle aptal proletarya olmaz olsun. egemen sınıfın güvenlik güçlerinde iş yok zaten. hal böyle iken ülkenin tüm kentlerindeki önemli kamu kurum ve kuruluşlarını basıp basını oralara yönlendirirseniz belki tabandan daha fazla destek alırsınız. ama yok sizin işiniz devrimle değil, sizin amacınız yağma ve talan etmek. bu yolla refah seviyenizi çok yükselteceksiniz merak etmeyin beyler. ülkede ırk savaşları ve göçmenlere karşı başlatılan şiddet politikası tam anlamıyla patlak verince göreceksiniz ananızın amını.
Tottenham'da başlayan ve tüm ingiltere'ye yayılan gösterilerde bir kişinin söyledikleri, ayaklanmanın özünü veriyor.
ITV kanalından bir muhabirle, bir gösterici arasında geçen diyalog şöyle:
"- Kendinizi ifade etmek için en iyi yol isyan etmek mi?
- Evet. Eğer isyan etmeseydik, şu an benimle konuşuyor olmazdınız, değil mi? [Muhabir verecek yanıt bulamayınca sözüne devam ederek] iki ay önce Scotland Yard'a yürüdük, 2 bin kişi, hepimiz siyahtık, barışçıl ve sakin bir yürüyüştü, ve ne oldu? Basında tek kelime bile yer almadı. Dün gece biraz isyan ve yağma oldu, ve etrafınıza bir bakın."
bazen anarşinin gerekli olduğu ortadadır. Bu olaylardan sonra polis bir daha birini öldürebilir mi? tabi ki hayır. iktidardaki kişiler ayağını denk almak zorunda kalırlar. işte biz bunu yapamadığımızdan ülke başbakanı kız mıydı kadın mıydı diyebiliyor,polis insan öldürebiliyor, toplu mezarlar olabiliyor. Biz isyan edemedikçe bize öcü diye isyanı iyi diye körü körüne bağlılığı yutturdukları sürece bizden adam olmaz.
londrada yaşayan arkadaşıma göre yüksek vergi fiyatlarına rağmen devlet bünyesinde çalışan insanların işten çıkarılması ve ücretlerde kesintiye gidilmesi sonucu çıkan bir isyanmış millet verdiğimiz paralar nereye gidiyor diye isyan çıkartmış.
bu bir işçi sınıfı ayaklanması değildir.
apolitik ve lümpen gençlerin ağzında salyalarıyla sağa sola saldırdığı, hayalini kurdukları ürünleri yağmalamak için birbirleriyle yarıştıkları, saçma sapan bir olaydır.