galatasaray'ın tempolu bir hertha berlin maçı sonrası ilk yarı idare ettiği, ikinci yarıda ise 60'dan sonra çılgın attığı maç.
morgan de sanctis muhteşemdi. karşı karşıya kaldığı 3 pozisyonda inanılmaz kurtarışlar yaptı. bir kez daha söylüyorum. bu adamın önünde doğru savunma yapılırsa bu adam üstüne düşen görevi fazlasıyla yapıyor. isterse iker casillas olsun, bir maçta 20 kez karşı karşıya olursa gol yenir. bugün de bunu kanıtladı. ha bir de rıdvan dilmen az önce kendisinden özür diledi. olay budur.
servet çetin bir hamle hatası dışında gayet iyi oynadı. fanteziye kaçmadı. işini yaptı.
fernando meira biraz savruk gibi. bugün de o savrukluk vardı kendisinde. normalde servet çetin'de yaşamamız gereken tedirginliği kendisinde yaşadık. toparlanması lazım.
hakan kadir balta kendi kanadından gelinmediği için fazla göze batmadı. demek ki işini yapmış.
barış özbek sağ kanatta yine gayet iyiydi. sakatlanması sinir bozucu. önemli bir şeyi yoktur umarım. çünkü bu takım için elzem.
mehmet topaldmc tarafıydı orta sahanın. ayhan akman'ın öne daha fazla oynaması yüzünden tek ön libero gibiydi. fazla zorlandığı söylenemez. en güzel tarafı sakatlanmadan maçı bitirmesi.
ayhan akman bu maçta diğer maçlara nazaran daha ileri oynadı. işin arka tarafını mehmet topal'a bırakınca rahatlamış. pas trafiğinde de önemli rol aldı. gayet başarılıydı.
arda turan hala durgun. bir an önce toparlanması lazım. böyle olmaz.
harry kewell gol atmak için çok çabaladı ve en sonunda da muhteşem bir gol attı. bu gol mutlaka kendisine gelmesini hızlandıracak. galatasaray için çok ama çok değerli. 90 dakika oynaması da güçsüz diyenlere kapak oldu.
cassio de souza soares lincoln. sahanın her tarafında ortaya çıktı. aldı, verdi, şut çekti. 5 dakika içinde attığı üç öldürücü topla sonucu belirledi. allah nazardan saklasın. muhteşemdi. pardon terbiyesizdi.
milan baros iki hafta içinde 6. golünü attı. bu adamın ortası yok. ya hiç atamıyor ya da en az iki tane sallıyor. bu gazla devam ederse gol krallığını kimse elinden alamaz. ha bir kapak da ondan. hiç bir takımda 10 gol atamadı diyenlere daha ligin ilk yarısı bitmeden ayarı verdi 64. dakika itibari ile.
sonradan girenler içinde en önemli katkı aydın yılmaz'dan geldi. güçlenmesi lazım. ama olacak. güçlendiği anda da feriştahı gelse karşısında duramayacak. kısa zamanda önemli işler yaptı. atılan gollerin birinde - sanırım 2. gol - katkısı tartışılmaz.
shabani nonda bu sene ayrılmayı kafasına koymuş ya da birisi ayrılacağını söylemiş. son derece umarsız. ben kendisinden umudu kestim. devre arasında gönderilebilir. demedi demeyin.
volkan yaman için söylenecek tek şey var. oyuna girdi.
özellikle orta sahada olan eksikliklerin garabetini yeterince yaşayan galatasaray yavaş yavaş rayına oturmaya başlıyor. daha da iyi olacak. bu takımın biraz kıpırdanmasının neler yaptığı bu maçta belgelendi. bu kıpırdanma biraz daha geniş zamana yayılırsa çok çabuk bayılır karşıdaki takımlar.
michael skibbe için biraz daha beklemek lazım. şimdilik gözüken eksiklikler giderilince bu takımın iyi olacağı. bakalım kendi kariyerine neler ekleyecek?
galatasarayımızın 3-0 kazandığı ve benim de maraton tribününden dayıoğlu ile beraber canlı olarak izlediğim maç olmuştur. maçtan izlenimlerim kısaca şunlardır.
1- galatasaray taraftarı kendisine ayrılan yerin tamamını ve hatta merdiven boşlukları da dahil fazlasıyla doldurarak takımını yanlız bırakmamıştır. tezahuratlar da ise maraton ve kapalı biraz yetersiz kalmakla beraber kale arkası fazlasıyla açıklarımı kapatmıştır. yani (bkz: ultraslan), (bkz: ankaralı aslanlar)
2- ankaragüçlüler de tribünde baya bir var olmakla beraber kendi yönetimleriyle çatışmalı oldukları için tezahuratlarda biraz güdük kalmış özellikle kale arkasındaki gecekondu tribünü maç boyunca hemen hiç sesini çıkarmamıştır (maçın sonlarına doğru bizim kale arkamız gecekondu tribününü "işte bu kadar işte" tezahuratı için davet etmiş onlar da tezahurata olumlu karşılık vererek tüm galatasaray tribünlerinden alkış almıştır).
3- ankaragücü maraton tribünü bütün maç boyu bizim maraton tirübüne ana-avrat küfür etmiş ve dışarıya kavga için çağırmışlardır ama bu balici ve tinerci takımının çağrısı karşılıksız kalmıştır. 3. golden sonra bizim tarafa bi kaç koltuk parçası atmışlarsa da kimseye isabet etmemiştir (biri şahsımın tam burnunun dibinden geçmiştir ama o kadar da olsundur)
4- ilk yarıda takımın ayakta kalan 3 oyuncusu barış özbek, sanctis ve servet çetindir. lincoln, arda, baros ve kewell adeta yokları oynamış olup bizi deli etmişlerdir.
5- ilk yarının sonundaki direkten dönen top için (tv de az önce bi daha izledim) hala yorum yapamamaktayım!
6- ikinci yarı ile beraber takımımızda gözle görülür bir değişim vardır. orta saha adama dönmüş, forvet hattı hareketlenmiş, arda daha fazla sorumluluk almaya başlamış ve defans biraz olsun kendine çeki düzen vermiştir. ayrıca kanatlar da işlerlik kazanmıştır.
7- aydın' ın oyuna dahil olmasıyla beraber gelen birinci gol bizleri havalara sıçratmışken daha yerimize oturmadan (gerçekten de kıçımı daha sandalyeye koymadan) kewell' in ayağından gelen ikinci gol bizleri çıldırtmış ben ve dayıoğlunu psikopat derecesinde birbirimize sarılmaya falan itmiştir. 3 dakka sonra gelen 3. gol de işin cilası olmuş ve maç orada bitmiştir.
8- maçın sonlarına doğru görünen ankaragücü baskısı tamamıyla takımımızın aktif dinlenme sürecinde gerçekleşmiş ve verimsizlik boyutlarında dolaşmıştır ki 3. golden sonra da takımımız ciddir tehlikeler yaratmıştır rakip kalede.
9- son olarak diyeceğim, o 15 dakikalık devre arasında neler olmuştur bilmiyorum ama sahada gezinen kewell, arda ve baros bi anda canavara dönüşmüş, lincoln ise 3 asist ve rüya gibi bir oyunla (ikinci yarıda tabi) lincoooln lincooln tezahuratlarımızı fazlasıyla haketmiştir.
son bir not: maçtan önce sahanın çevresindeki fıskiyelerle yapay çim saha sulanmıştır ve açıkçası bunun sebebini fazlasıyla merak etmekteyimdir. zaten kaygan olan ve hiçbir şekilde suya gereksinim duymayan suni çim sahayı sulamanın mantığı nedir?
