Trabzonspor'un üstün bir oyunla şampiyonu 3-0 gibi net bir skorla devirdiği süper kupa karşılaşmasıdır.
Şahsen stadyumda izledim maçı. Çok güzel görüntüler vardı tribünlerde. Trabzon taraftarının coşkusu görülmeye değerdi. 7-70'e herkes tribündeydi. Holiganı az, seyir zevki yüksek, küfürsüz bir maç izledik.
aslında her şey yaklaşık bir hafta önce trabzon'a giden ve maç günü istanbul'a dönecek olan kıymetli insan ile yaptığım telefon görüşmesi sonucunda başlamıştı..
+ablam gidiyor muyuz maça?
-tabii ki gidiyoruz balım!
+bilet işini nasıl halledeceğiz?
-sen al kendine. ben bakarım başımın çaresine.
+ok
-kib bye
bu telefon görüşmesinin ardından bayram sabahı çocukları edasıyla kendini istanbul'un sokaklarına atan lenger soluğu en yakın biletix gişesinde almıştı. hınzır bir hamle ile biletini cebine koyan lenger, 7 ağustos 2010 günü saat 13:48'de yapacağı telefon görüşmesinden habersiz yaşamını sürdürüyordu.
tarih: 7 ağustos 2010
saat: 13:48
(daktilo efekti olduğunu varsayın olm)
+Ablam geldin mi istanbul'a? nasıl geçti yolculuğun?
-geldim balım. nerdesin sen çabuk söyle..
+evdeyim?
-çabuk evden çık! bize bilet alacaksın!
+nasıl yani ya?!
-çabuk çabuk..
bu görüşmenin akabinde yaklaşık 100 saniye sonra (nasıl bir korkuysa) olay yeri terkedilmiş ve en yakın biletix gişesine doğru emin adımlarla ilerlemeye başlanılmıştır.
şükür olsun ki biletler alınmış ve buluşma yeri olan mecidiyeköy'e, hiç tanımadığım insanlarla omuz omuza maç izlemek uğruna yola çıkılmıştı.
otobüsler gelmeden önce majurani kişisi ile tanışılmış, ertesi gün uludağsözlükte görüşmek üzere sözleşilmişti*
neyse ki otobüsler gelmiş, yerler alınmış, yola çıkılmıştı. 3 kişi dışında*
sonunda çile bitmiş ve majurani'nin deyimiyle "zulümpiyat stadı"na ulaşılmıştı.
kapıların geç açılması, turnike sorunu, şapşal güvenlik görevlilerinden bahsetmiyorum bile..
maçı açıkcası pek izleyemedim.. (#8934366)'daki olay hemen yanımda yaşandı ve gecenin sonuna kadar öksürmeme sebep oldu. ki çakıroğlu kardeşlerin neler çektiğini tahmin bile edemiyorum.. geçmişler ola!
güzel maçtı vesselam. teofilo 3 gol attı ama yalnızca ilk golü görebildim. o da şans eseri.
maç sonu tff'nin hiç bir masraftan kaçmamış olmasıda bizleri sevindirmedi değil..
saat 00:30 suları zulümpiyattan çıkabildik.. çekilecek çile değil.. ki sadece trabzonsporlular çekiyor o çileyi..
maça 17 civarında kadıköy istikametinden yola çıkarak başladık neredeyse. köprüyü geçtikten sonra etrafımızda sıkça 16 plakalı arabalar görünce aslında stadyumun ana ve baba yeri olup dolup taşacağını zannediyorduk. yolda sıkça bursalılar ile selamlaştık. alkışladık falan filan. her iki tarafta da dostluktan ziyade geçen sene kazanılan başarıları tebrik etme durumu vardı. bursalılarda dikkatimi tek çeken şey yol yorgunluğuydu.
stadyumun yolları taştandı ama ilk defa gitmediğimizden zaten bunu biliyorduk. orada muhtemelen trafik eziyeti çekecektik. çokta güzel çektik açıkcası.
2 saat sonra stadyuma varıştık. istanbuldan uzaya gitmedik. sadece 40 km yol gittik ve 2 saat sürdü. uzayda yaşamadığımızı istanbulda yaşadığımızı bir kez daha belirtmek istiyorum.
tribünlere girdiğimizde bursalıların ses olarak bariz üstünlüğü söz konusuydu. ama onların yolu bizden kısa olduğundan stadyuma hemen yerleşip organize olmaları zor olmamıştı. birde hepsinde atkı olması etkiliydi. size göre laz olsakta (-ki değiliz) atkıyla o sıcak havada maça gelemezdik.
maç başlar iken kafamızda bangır bangır müziğe anlam veremedim. en son sivasspor maçında bangır bangır müzikle susturulmaya çalışılmıştık.
maç öncesi trabzondan gelen bir grup horon tepti, devre arasında herhalde bursa uludağ üniversitesi dans grubundan güzel bir oyun izledik.
sanırsam 35 bin kişi civarı bir topluluktuk. bursasporlu taraftarlar da 10 ila 12 bin arası değişiyordu.
bursasporluların açtığı pankart güzeldi. aslında kıskandım. zamanında dinamo kievi eleyemezsen bursasporlularında öyle bir pankart açmaya hakkı vardı. ama kıskandım. bizden önce bir anadolu takımın şampiyonlar liginde oynamasını kıskandım doğrusunu söylemek gerekirse.
maçı pek izleyemedim çünkü bursaspor seyircisine ezilmek istemeyen çılgın kalabalıktık. bize heryer trabzondu.
ilk golü tam kaçırıyordum ki bir anda teoyu gördüm ve gol olduğunu gördüm.
maçın 61. dakikasını ise anlatmaya gerek yok. önce şov sonra anında görüntü gol.
maçın geri kalanı ise şöyleydi;
bir gol daha
oley sesleri
yar saçların lüle lüle bursa sana güle güle
maç bittiğinde acilen otoparka yöneldim. Allah razı olsun ki içerideki kimse çıkmıyordu. otoparkta tam bir rezalet vardı. arabaların hepsi birbirinin yolunu kapatmış otopark çıkışı arabaların park ettiği alan olmuştu. çıkış yoktu. yan bariyeri yıktık. evet yan bariyeri yıktık ve oradan çıktık.
tam yola çıkmıştık ki stadyuma baktığımda bulunduğum tribünün muhteşemliğini gördüm. tıka basa doldurmuştu bizim uşaklar. bursa bursa diye bağırıyorlardı anlam veremedim ama yoluma devam ettim..
yolda yine sıkça bursalılarla karşılaştık. onlar bizden önce çıktığından tam içlerine düşmüştük. bazıları bizi alkışlıyor bazıları ise kızgın gözlerle bakıyordu.
en son önümüze bir bursa arabası geldi. arabamızda kazım koyuncudan uy aha çalıyordu. bizlerde ellerimizle tempo yapıyorduk. bursalıların bulunduğu arabanın yanından geçerken onları alkışlıyordum ki sanırsam içlerinden biri beni yanlış anladı. nazire yaptığımı zannetti herhalde. halbuki öyle bir niyetim yoktu. buraya kadar geldikleri için alkışlıyordum. dostluk rüzgarı estirmeye niyetim filanda yoktum. trafik hafif bazda sıkışık olduğundan otobüsünün kapısına doğru hareketlendi ama neyseki arkadaşları tuttu kolundan. muhtemelen bize çok sinirlenmişti. anlıyabiliyordum onu.
stadyumda kalan arkadaşlar muhtemelen sabaha karşı evlerine varmışlardır. olimpiyat sürgününde yine en fazlaydık. yine ezdik yine geçtik. bize heryer trabzon.
maçtan sonra timsah yürüyüşü yapan fenerlilere kına ve balon dağıtılmıştır. balon lig kupası şeklinde sevinsinler diye kına da tam göte sürmelik tasarlanmıştır.
trabzonspor'un hakederek kazandigi, hazirlik maci kivaminda guzel bir mac olmustur. bursaspor'umuzun eksiklerini farketmesi icinde guzel bir firsat olmustur. ancak belirtmeliyim ki bir kanal bir futbol macinin icine ancak bu kadar sicabilirdi. mumkunse atv bir daha mac almasin dedirten bir mac olmustur.
iyisiyle kötüsüyle güzel bir gündü... iki anadolu takımını istanbulda bir araya getirmesi güzel birşeydi. istiklal'de nevizade'de stadta trabzonlu arkadaşlarla şakalaştık başarılar diledik birbirimize tribünlerde aynı frekans tutmasada kötü bir durumda söz konusu olmadı. sonuçta onlar iyi oynadı ve hakederek kazandılar.
bizim takıma gelince hepsi havalarda biraz olsun havaları alınmıştır diye düşünüyorum ama iddaa ediyorum biz iyi takımız.
trabzonlu arkadaşlarıma liverpool maçında şimdiden başarılar.
Trabzonspor'un mantıken bu kupaya Bursa'dan önce uzanmalıydı. Şimdiye dek 3 büyükler almıştı. Sıra 4.büyükteydi. Öyle de oldu. Ne olursa olsun Anadolu kazandı. Bursaspor'a şampiyonlar liginde, Trabzonspor'a ise Liverpool önünde başarılar..
trabzonspor'un bursaspor'u sahadan sildiği maç olmuştur. ayrıca trabzonspor un liverpool karşı a güç gösterisi yaptığı, bursaspor un ise sampiyonlar ligi maçları öncesinde sos verdiği maç olmuştur.
(bkz: teogol)
teofilo'nun attığı goller bir yana olmakla beraber maçın 32. dakikasında selçuk inan ın uzaklardan vurduğu muhteşem şutun kaleci ivankov'u kale içine sokması akıllardan çıkmayacak bir durumdu.
trabzonspor'un fevkaledenin fevkinde oynadığı maç. liverpool maçı öncesi moral olmasını diliyoruz, ardından gelecek çöküntüyü az biraz da olsa hafızalarından silmişlerdir umarım.*
trabzonsporun skor yanında futbol olarak da bursaspor'u ezdiği bir maç oldu. kendilerini tebrik ediyorum. son dönemde müthiş etkililer maçlarda.
bursasporun da çabuk toparlanmasını diliyorum. malum şampiyonlar ligi var önlerinde. trabzon'dan 3 yiyen orda kaç yer? umarım bu halleri geçicidir.
trabzonspor'un galibiyeti ile sonuçlanan süper kupa maçı .
bursaspor'un hazır olmadığını gösteren karşılaşma olmuştur , şampiyonlar ligi maçlarına daha zaman var belki o arada toparlanabilirler .
trabzon ise iyi sinyaller vermiştir liverpool maçları öncesinde lig başladığında da tam hazır olurlarsa bir sürpriz olabilir . özellikle teofilo'nun gol atması sevindirmiştir , aslında yetenekli oyuncu fakat gol atamaması stres yaratıyordu üzerinde . ayrıca glowacki isimli defans da beğeni toplamıştır tam görev adamı kişiliklidir .
