galatasaray taraftarı için günlük skorlar önemli değildir. nitekim benim için tarihte olacak bir maçtır sadece. tıpkı 6-0 gibi. yıllar sonra 6-0 değil kupalar başarılar hatırlanır. mesela 2005'Teki 5-1'lik Türkiye Kupası finali. Günlük skorlarla değil başarılarla övünür Galatasaray taraftarı.
2000 senesinde ali sami yen'de oynanan galatasaray-erzurumspor maçının skoru. mario jardel 5, gheorghe hagi 2 tane salladıydı heyt be. bir de cumhuriyetten önce oynanan ve bu skorla bir derbi varmış(mış mış), o bizim kapsama alanımız dışında maalesef, bugün görseydik keşke...
yıl dönümü tüm galatasaraylılara kutlu olsun. ama video kaydı falan yok demi? kurtuluş savaşı, istanbul'un fethi hep bunları dvd'ye takıp takıp izliyorsunuz değil mi? türkiye futbol federasyonu sitesinde olması sanırım yeterli.
derbide yakalanmış en büyük skor.
tarihi kesin olarak 12 şubat 1911 olan, galatasaray' ın 7 kişiyle 10 kişilik fenerbahçe' yi yendiği maçın skoru. biraz tarih kitabı karıştırıp öyle gelin bence.
galatasaraylılar nasıl uydurdularsa 3 farklı günde olduğu iddaa edilen maçın skoru. en iyisi siz her yıl hem 12 şubatta, hem 12 ocakta hem de 30 aralıkta kutlayın. nasıl olsa size her gün bayram.
6-0 ile 7-0 ı rakamsla olark kaşrılaştırıp oo ne koyduk muhabbeti yapacak kadar cahil ve gerizekalı ne çok kişi var.
7-0 lık maçın oynandıgı donemdeki futbol ile anlayış ile şimdiki aynı mı? o donemde boyle lafı edilecegini düşündüklerini bile sanmıyorum. fenerbahçe'de fazla adam vara galatasaray yeterli adam toplayamadıysa sakatlıklar vb yuzunden fenerlilerin galatasaray'da, galatasaraylıların fenerde oynadıgı bir donem. maçlar bugunku universite ogrencilerinin halısaha maçlarından kesinlikle daha onemsiz ve ciddiyetsiz..
o donemde alınan 7-0 lık galibiyet ile, rekabetin tavana çıktıgı, yuzmilyonlarca doların dondugu bir piyasada, düşmanlığın had safhaya çıktıgı ciddi bir ortamda alınan 6-0 lık gaibiyeti kıyaslayıp ooo biz 7 attık demek için ya galatasaraylı olmak gerekir, ya gerizekalı ya da orospu çocugu olup her şeyden dalga geçecek bişey çıakrmaya çalışıyor olmak lazım. ya da bunların 2si veya tamamına birden sahip olmak.
Günlük skorlarla değil başarılarla övünür Galatasaray taraftarı diyen yazarımıza çok teşekkür ediyorum. yıllardır aradığım sloganı bulmuşçasına mutlu oldum.
Günlük skorlarla değil başarılarla övünür Galatasaray taraftarı diyen yazarımıza çok teşekkür ediyorum. yıllardır aradığım sloganı bulmuşçasına mutlu oldum.
Dr. Rüştü Dağlaroğlu'nun 1987 tarihli "Fenerbahçe Tarihi" isimli kitabından alıntıdır.
Galatasaray'ın en farklı galibiyeti olan 12.02.1911'deki 7-0'lık maçın abartılıp, "Ful Fenerbahçe'yi 7 kişi ile yenme" kalıbına sokulması ve zaman zaman reklam konusu edilmesi karşısında, Fenerbahçe kurucularından ve ilk kalecilerden Sayın Hulki Kutluk'un Mayıs 1973 tarih ve 77 sayılı Fenerbahçe Dergisi'nin 14. sayfasındaki sözleriyle bu olayı aydınlığa kavuşturmak mümkündür:
"Ben St. Benoit Lisesi'nde yatılı öğrenci idim. Karyolalarımız eskrimci Feyzi ile yan yana idi. Bir gece, yakınlardaki meşhur Galata meyhanelerinde laternalar çalarken, "imdat" diye bir feryat duyunca, Feyzi ile yataklarımızdan fırlayıp pencereye koştuk. Müdür Frere Prudance, bizim telaşla pencereden uzandığımızı, bir aşağı kattan, görünce:
- Yarın izinsizsiniz!.... diye bağırdı.
Ertesi gün Pazardı. Galatasaray ile maç vardı. Ne yapacaktık! Enspektör General Mr. Descoufi'ye gidip, uzun uzun ricalar ettim, yalvardım, ancak, öğle yemeğinden sonra izin verdi. Kadıköy'e sahaya geldiğimde bizim takımın kalesinde haf Hüseyin izzi'yi görünce hayret ettim. Bana:
- Çabuk soyun. Kaleye geç!... dediler.
Meğer asıl kalecimiz Ali Sait gelememiş. Topçu Harbiyesinde Mühendis Talebe idi. O zamanlar hafta tatili Cuma olduğundan, Pazar günü yapılan bu maça okul müdürü izin vermemiş ve gelememiş. Ben de gelemediğimden, haf izzi'yi kaleye geçirerek 8 kişi ile maça başlamışlar. ikinci devre 10 kişi olmuşlar. Hava soğuk. Yağışlı. Saha kaygan, etrafta da 40-50 seyirci vardı. Bana, "Çabuk kaleye geç" dediler ama vakit yoktu. 5-10 dakika kalmıştı.
Biz bu maçı anarken, hep, "Kalecisiz Maç" sözünü kullanmışızdır. Takımı da, "Kalecisiz Takım" diye anarız.
Bir noktayı daha işaret edeyim, bu mühimdir:
Galatasaray'ın 7 kişi olduğu doğru değildir. Onların elemanı çoktu. Gerçi maça 7 kişi başlamışlar, sonra 10 kişi olmuşlardır. Bizimkiler 8 başlayıp 10 olmuşlar. 2 takım sahadan 10'ar kişi olarak ayrıldılar.
O mevsim bizim takımın sahaya tam olarak çıktığı nadirdir. Oyuncumuz yoktu. Kulüp dağılmak üzere idi. Çok defa takımı başka kulüplerden ödünç oyuncularla tamamlardık.
Dr. Rüştü Dağlaroğlu'nun 1987 tarihli "Fenerbahçe Tarihi" isimli kitabından alıntıdır.