hepsinin birer hikayesi vardı, sahip oldukları, belki herşeye sahip değillerdi ama hayattan bekledikleri vardı. lakin şimdi sadece bıraktıkları kaldı. belki söyleyemediler bi kaç cümleye ihtiyaçları vardı, belli ki tarifsiz korkular sarmıştı. eminim ki ellerine aldıkları en zararlı şey bir sigara yakmak için çakmaktı. vatan saolsun demek onlar için ölmek kadar kolaydı.
yorum: şehitlerimize saygı duymalı birgün dahi olsa sözlükte yazdıklarımızla matem tutalım. bir gün taşak muhabbeti yapmayalım.
yalandan değil gerçekten üzülmüş bir kalabalık. kuru kalabalık değil "biz" diye adlandırdığımız topluluk. sevinci de bir yaşadık hüznü de bir yaşıyoruz. evet "ateş düştüğü yeri yakar" . o ateş bizim yüreğimize düşüyor. onların öz annesi, öz babası , öz kardesleri olmayabiliriz. ama kanımız bir. tek hedefin altında çarpışıyoruz düşmanlara karşı. bugün onlara olan yarın bize olabilir. "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığı devreden çıkıyor "şehit" kelimesinin karşısında. şimdi aranızdan bi kaç lavuk çıkacak "ajitasyon" yapıyor ya da " oturduğun yerden yazmak kolay , kıçını kaldır birşeyler yap o zaman" diyecek. elimden gelen tek şey inançlı biri olarak dua etmek. ortalığı toz duman eden şerefsizlere lanet okumak.
arkalarında ailelerine özelliklede annelerine sonsuz gözyaşı bıraktılar.
o annelerin akıttığı gözyaşlarının her damlası bir bedduam olsun size alçaklar.
daha 20li yaşlarının başında, hayata gözlerini açamadan kapayan kardeşlerimiz..arkalarında bu olaya onlarca yıldır çözüm üretemeyen aciz bir devlet ve bundan utanç duyan gözü yaşlı bir memleket bırakmıştır.
"nefesim nefesinde olsa süzülse gitse ırmaklarına, hani sana diyemediğim cümle vardı ya seni seviyorum diye şimdi öylesine sölemek isterdim ki onu sana anlatamam. yani gelsem, sıcak boynuna süzülsem, nefesin olsam, aksam içine ama ne işe yarar ki nefes olduktan sonra ne işe yarar ki?her şey vatan için derdim ya hep söyleyemedim ki vatan sensin diye...
güneş dolu yüreğine yağmurlar yağdırdım. nefesim nefesine nefes katsın istedim olmadı aşkım.o zilin sesini duyduğun ana lanet ediyorum. toprağın olmak varken mezar, güneş olmak varken gölgen oldum. sen elini uzattığında kalbimi sakladım. aşkım seni de yanımda götürüyorum. o gittiğim yerde binlerce kez haykıracağım. seni seviyorum çiçeğim.."
hatırlarsınız nefes filminden bu son sahnedeki mektubu. kim bilir bu giden canların bunu yazmaya fırsatı bile olmadı ama eminimki bir vedalaşma şansları olsaydı, onlarda sevdiklerine üç aşağı beş yukarı böyle yazarlardı.