ha bu bir twitter hesabının iddiası, ama 65 bin kişilik caminin bomboş olduğu, oraya kimsenin gitmediğinin duyumlarını alıyoruz sürekli.
camiyi açıp şov yaparken otobüslerle insan taşımışlardı oraya. ne oldu şimdi bakın? devasa bir beton yığını...
sen 100 milyon dolardan fazla para harca, imamı, müezzini, temizlikçisi, güvenlikçisi onlarca personel çalıştır, gele gele sadece 34 kişi gelsin, 50 kişi gelsin, 100 kişi gelsin, gelip cuma namazı kılsın.
varsa benim hakkım haram olsun.
halkın kaynaklarını 3-5 kişinin tapınması için harcamak israftır, dinen de caiz değildir ve de haramdır.
velev ki 34 bin kişi katılmış, neyi ifade eder? 65 bin kişi gitse bu sefer de malum süreçten dolayı bu sol kafa yine eleştirir. vay efendim hani tedbir, hani önlem diye.. ama kendileri gündüz sahillerde, gece mekanlarda göt göte eğlenirken sorun yoktur.
Sonuç olarak ülkedeki siyasal islamcılığın eserlerinden biri.
Kilometrelerce ötedeki şehirlerden otobüslerle zoraki adam toplayıp açılan bir caminin hiçbir zaman hınca hınç dolmayacağini zaten söylemiştik.
ön bilgi; türkiyedeki tüm camilerde olduğu gibi çamlıca camiinin arazisini devlet vermiştir. fakat caminin yapımı halk ve bazı iş adamları tarafından karşılanmıştır. (murat ülker, abdullah tivnikli, mehmet torun, vs..). caminin aydınlatma ve imam müezzin maaşları hariç tüm giderleri derneği tarafından karşılanmaktadır.
kuyruklu yalan olan kaynaksız tanım. ayrıca seyir alanında bulunan cami için pandemi döneminde olması gerekendir. cumaları çok yoğundur. haftaya cuma gidin bakalım arabanızı parkedecek yer bulabilecek misiniz?
çamlıca camii gerekli miydi. bence de değildi. ama yapıldı. fena da olmadı.
Namaz mı kılacağım, kendimi Allah huzurunda hissettiğim ve ibadetimin içime sindiği yer evim veya bir ağaç altı ya da bir toprak parçası üzerinde kıldığım namaz bana Ayasofya veya Çamlıca da yapılan çakma Sinan camiden daha çok huzur verir.
Fatih Altaylı'nın dediği gibi "cemaat garantisi" verilmediği için kaç kişi gidiyor, ihtiyaç karşılanıyor mu, gerekli mi, mutlaka yapılmalı mıydı soruları havada kalıyor.
Söz konusu 3 temmuz'da olan yazı:
"levent’te Merkez Bankası’na ait çok değerli arazi üzerine Levent Camii’nin temeli atıldı.
Gerçi inşaat epey önce başlamıştı ama temel corona sonrası normalleşme sürecinde atılabildi.
Temeli atılan caminin projesine baktığım zaman Ayasofya’yı yapan isidoros ve Athemios’un üzerine pek bir şey koyulamadığı, aradan geçen 500 küsur seneye rağmen Mimar Sinan’ı bir adım geçecek bir şey yapılamadığını görüyoruz.
Madem bu kadar para harcıyoruz, dev camiler yapıyoruz bari öyle bir şey yapalım ki, çağdaş islam sanatının ve mimarisinin geldiği noktayı yedi düvele gösterelim diyecek bir şeyimiz yok çok şükür.
Büyük Sinan’ın taşla yaptığını, şemdi hazır betonla yapmayı marifet sanıyoruz.
Bu arada sakın yanlış anlamayın karışmak haddim değil, hatta isterseniz her mahalleye 50 bin kişilik yeni bir cami yapın, sizin bileceğiniz şey de...
Merak ettiğim bir şey var.
Ataşehir’e ve Çamlıca’ya yaptığınız iki “Çakma Sinan” camiine giden kaç kişi var?
Kızmayın.
Meraktan sordum sadece.
Cemaat garantisi vermediğiniz için belki de saymıyorsunuzdur bile!”