bir türlü anlam veremediğim olay başta olduğu sırada doları 9’a çıkmış olan bir hükümete ne diye darbe yaparsın anlamam zaten ilk erken seçimde gidecek adam.
Onun gerekliliği dolardan çok kaybolan para veya diğer adıyla ülkenin dış borçlarının altında ezilecek duruma gelmesiydi. Menderes ilk geldiğine nazaran üretmiş, tarımcı olduğundan buğday üretiminde 3. ülke haline getirmiş fakat son döneminde akp gibi dışardan buğday ithal edecek hale getirmiş. Mehmet Ali Birand'ın Demirkırat belgeselini izleyin. Orada 61 darbesi için en az 10 tane sebep göreceksiniz. Bunlardan sadece 1 tanesi kurulan mahkemede komik geliyor (gayri meşru çocuk olayı). Bunun dışında 61 darbesinde aslında hükümete ayna tutuldu oradaki uygulamalarla. Çünkü askeriyenin kurduğu mahkeme gibi dp komisyon kurmuş darbeden önce ve komisyonun verdiği kararlar sorgusuz sualsiz kanun sayılmış. Menderes cephe ocakları açmış ve kutuplaşmaya itmiş ülkeyi. Daha sonrasında 6-7 eylül olaylarına gerekli müdahalenin yapılmaması, öğrenci protestolarında hayatını kaybeden öğrenciler olması. Ki 61 anayasası Türkiye'nin görüp görebileceği en şahane anayasa olması sebebiyle "bu anayasa bize bir gömlek bol geldi" cümlesiyle anılır. Ayrıca devrim arabalarının üretilmesi için baskı yapan kişi de Cemal Gürsel'dir... Türkiye'nin görüp görebileceği en kral darbedir yani. Esas gereksiz olan Talat Aydemir'in 2 kere 15 temmuz vari olan girişimleridir. Arkasına aldığı harpokulu öğrencileriyle, tıpkı boğaz köprüsüne götürülen öğrencilere benzer şekilde de değil direkt darbe yapılacağı bilgisi verilerek götürülen öğrencilerle yola çıkmış ve kanlı olmuştur.
hiçbir darbe savunulmaz. demokrasinin olduğu yerde darbe olmaz, olmamalı. hem 1961 hem de 1980 darbesinden sonra binlerce insan savundukları ideoloji yüzünden ya işkence görmüş ya fişlenmiş ya da infaz edilmiştir. hiçbir darbe anayasası da ne kadar kapsamlı olursa olsun demokratik ülkelerde şahane değildir. sonuçta darbenin getirdiği bir anayasa ile yönetiliyorsun. fakat 1961 darbesinin gerekliliği o günün şartlarına göre yorumlanır, tarihin akışında yapılmış bir şey yapılmasa idi daha iyi olurdu diye yorumlanmaz. diğer yandan talat aydemir’in girişimlerini 15 temmuzvari diye yorumlamakta ya akıl tutulmasıdır ya da yeterli okuma yapılmamasından kaynaklanır. aydemir bizzat 61 darbesinin savunucularından cuntanın içinden hatta 1958 yılında genelkurmay başkanı ile yapılan bir toplantıda bunu dile getirerek fitili ateşleyecek kadar gözü kara bir komutandır. 1959 da kore’ye gönderildi dönüşünde darbenin sadece dp yi yıkmak için yapıldığını gördüğünde küplere binmiştir. dönüşünde kara harp okulu komutanlığına atanmış 1962 yılında sivil yönetim inönü’nün emriyle uzak bir yere atanmış bunu kabul etmeyerek kara harp okulundan albayken harekata başlamıştır. diğer birliklerin de aydemir’in safına geçmesi ile aslında darbesi gerçekleşmiştir inönü’nü ve sivil yönetimi savunan askerleri serbest bırakmış benim onlarla işim yok demiş. daha sonra hatıralarında bunu şöyle açıklıyor “eğer emir verseydim tanklar genelkurmay’ı dümdüz edecek çok kan dökülecekti tarih sahnesinde bu kararı vermeye gönlüm razı olmadı”
emir verse başarılı olup cumhurbaşkanı olacaktı vermedi idam edildi. bu iş böyle ama görüldüğü gibi 15 temmuzla hiç alakası yoktur bu girişimlerin. halkına silah doğrultmamıştır devletin içine çöküp çürütmemiştir. yanlış bir yol izlese de 15 temmuzcularla da kıyaslanmamalıdır.
talat aydemir'in girişimleri 27 mayıstan sonra ayrı tarihlerde gerçekleşmiştir. elbette ki 15 temmuz gibi raconsuz değildi Talat Paşa. Tutuklanacak komutanların silahlarını almayın ve kelepçelemeyin, onlar hala sizin komutanınız saygısızlık etmeyin demiştir. Bu yönüyle eline su dökülmez. Lakin ilk girişiminde ismet Paşa, Talat askerin halinden anlarım gel bu işten vazgeç seni emekli edelim demiştir. Ve emekli olduktan 1 sene sonra bu sefer işte 15 temmuz'a benzeyen tarafı yani dışardan kontrol edilen dediğimiz, sivil haliyle emir vermiştir ve harpokulu öğrencilerini 2.girişime itmiştir. Halkına doğrultmasa da askeri olarak çatışmalar yaşanmıştır. Ve 2.girişim sonucunda idam edilmiştir. Tabi ki doğrusuna yanlışına rağmen şu sözü de askeriye için oldukça manidar ve önemlidir "Harbiyeli aldanmaz ! "
Doğrudur, ikinci girişimi saçma sapan bir girişimdir neresinden tutarsan tut elinde kalır. Yine de 15 temmuzla bir tutulmaz. 15 Temmuz gerek devlet içi örgütlenmeleriyle gerek çapsız komutanlarıyla gerekse amacıyla çok başka bir şeydir. Ama ikinci girişimin saçmalığını ve gereksizliğini kabul ediyorum sadece Talat Aydemir 15 Temmuz cuntacıları gibi halkını öldürtmemiştir tanklarla üstünden geçmemiştir. Bir tutulmaz yani bence.
Belgeselde Talat Paşa'nın yurtdışı görevinden dönmesini beklemeden 27 mayıs komisyonu kurulduğu için, Talat Paşa'nın bu duruma sinir olduğu belirtiliyordu. Muhtemelen ismet Paşa'da görev dönüşü, askerdir bunalım geçirir diyerek, halinden anlarım demiş bence. 15 temmuz ile bir tutmuyorum zaten, benzer olduğunu söyledim sadece. yani yalnızca harpokulu öğrenciler + sivilden askeriyeye emir ile girişim var. zaten halkına ateş etseydi ve bunu bir emel uğruna örgütlenmeye götürseydi zaten 15 temmuz'un aynısı olurdu. yoksa Talat Paşa'yı da severim. Ben onun adına üzüldüğüm için 2 girişimi de gereksiz buldum. Öyle ki sözleri harbiyeli olmasam da çocukluğumdan beri askeriyeye gönül vermiş biri olarak zihnime kazındı. Bilemeyiz belki de tek amacı canını vermeyi göze alarak, tüm sinirine rağmen 27 mbk'nin eksik kalan yanını tamamlamak da olabilir. Ama daha çok bunalım gibi duruyor...