verdiğim linkten hazine bakanlığının, türkiyenin dış borc stoku raporuna ulaşabilirsiniz. TCMb ve tüik de aynı verileri kullanıyor anladığım kadarıyla. oradaki veriler dolar cinsi. ona bakın o zaman. 2013 toplam dış borç stokumuz 388.243 milyar dolar. 2001'de bu rakam ne kadar? 113.592 milyar dolar. buna rağmen orada burada vay efendim akp döneminde borçlarımızı ödemişiz bilmem ne diye laflar duyunca sinirden fıttırıyorum. bilmek zorunda değilsin bunları ama o zaman konuşmazsın da. ha şimdi diyeceksiniz ki "önemli olan dış borç stoku değil, sonuçta bizim ekonomimiz büyüdü. elbette borçlar da büyüyecek." ona da eyvallah.
o zaman gelin hep beraber borç stoku/gsyh oranlarını karşılaştıralım ne dersiniz? (hep bbir ağızdan eveeeeet)
ekonomik kriz gördüğümüz 2001'de bu oran yüzde 57,7. önceki senelerde yüzde 27-29lardan 30lara tırmanmış ve 2000'de bu oran 44,7'yi görmüş. sonra da kriz.
'
akp döneminin ilk yıllarında bu oran 35lere düşürülmüş, sonra 40 civarında takılmış uzunca bir müddet, 2008 krizinden sonra bile 43'ü pek aşamamış... ama 2012'de 43, 2013'te ise 47.3'e gelmiş. son iki senede yüzde 39.3'ten 47.3'e yükselmiş bu oran.
büyüme oranları da 2011'den itibaren ciddi bir düşüş kaydediyor. http://tr.tradingeconomic.../turkey/gdp-growth-annual bu grafiği bulabildim şimdilik, isteyen başka kaynaklardan da araştırabilir bunu. yani son iki yılın özeti şudur: türkiye git gide daha fazla borçlanmış (gsyh ile oranına göre), ve buna rağmen de daha az büyümüş. bu mu sizin sağlam ekonominiz?
yok kardeş, dediklerinden bir bok anlamadım. bana göre ekonominin sağlamlığı doların bir gecede iki katına fırlayıp fırlamamasıyla ölçülür diyorsanız size bir sözüm yok. zaten şu anda ekonomik kriz var diyen de yok. ama özellikle son iki yıldır işlerin eskisi kadar iyi gitmediği de kesin yani. olur da yakın bir gelecekte (Allah korusun) bir ekonomik kriz patlak verirse bunu da dış mihraklara, faiz lobisine, vaiz lobisine yıkmaya çalışmayın da başka bir şey istemem.
aklınca sağa sola ayar veren ekonomidir. külliyen yalandır, neden mi ? şöyle sokağa çıkacak olursak herkesin elinde binlerce liralık akıllı telefonlar, pek çok kimsenin altında son model arabalar, haftasonu bir pikniğe gidelim diyorsun her yer dolu, denizler, yaylalar, ağaç dipleri, parklar bahçeler, oturacak yer yok, hazır yiyelim diyorsun lokantalar restaurantlar dolu. velhasılı kelam işte öyle bir şey.
en sığır insan bile paranın sürekli değer kaybettiğini bilir. ne kadar değer kaybettiği konusunda ise doğru bir tercih değil ama tüfe'ye bakalım mesela. (sanırım altına bakmak en doğrusu.)
son derece istikrarlı büyüyen bir borç batağını göze sokan ekonomidir.
aynı zamanda zaten görevi olan (hele tek başına başımıza pis kokulu bir çorap örmüşken) duble yol yapmayı da marifetmiş gibi borç batağını göstermeme de her bir haltı örtmede kullanan iktidardan doğabilir.
evet öyle böyle sağlam bir ekonomidir ki pamuk ipliğine bağlı olup rüzgardan dahi etkilenip gene de oy verme sebebidir. yemişim istikrarınızı.
tam bir cam sağlamlığındadır. imfye olan on küsür milyar dolar borcunu kapatmasıyla övünen ekonomidir. ama daha önce imfden neden borç alındığını da iyi tespit etmek gerekir bu ekonominin. zira allah korusun küresel para akışı tersine döner de biz dış borcu ödeyemez duruma gelirsek, imf haricinde kimden borç alabileceğimizi düşünüyoruz acaba?