+ Yalancıyı sikmiyorlardı dimi zall abi?
- yok karşim devam et sen
+ hee iyi. Atmaya başladım yine Çelik başlıklarınızı takın.
- Çelik yelekleri bile giydik. Devam!
Gece yarısından sonra sahilde bira şişesi topluyorum bide. Günde 50 taneye yakın çıkıyor.
15 yaşındaki piçler tarafından eleştirilen adamdır. önce bir durumu sorgula 60 yaşındaki adam neden 15 yaşındaki sıpanın ayakkabılarını boyamak zorunda diye (bkz: beyin bedava). öyle garip insanlar var ki, emeğiyle kazandığı üç beş kuruş parayla çoluğunu çocuğunu okutmaya, yaşamaya çalışanları küçümser ve aşağılar; gayri meşru işlerle zengin olan kanı beş para etmezlere ise saygı duyup, köpeklik yapar.
ben ayakkabı boyatmıyorum yıllardan beri. Şimdi bu yazdığım kimisine edebiyat yapmak gibi gelecek ama ben bu tip insanlara karşı ayakkabı boyatırken ciddi manada kendimi kötü hissediyorum. Hele ki yaşı benden büyükse daha bir eziliyorum. Karşımda saygı duymam elini öpmem gereken bir amcanın ayakkabımı boyamak için önümde eğilmesi açıkçası ağırıma gidiyor. Acıtasyon gibi geliyor ama bu fiilin benim vicdanımdaki yansıması bu. Oturduğu yerden, bilip bilmeden eleştiren baba parası yiyen eziklere de selam olsun.
"Kim Kazanmazsa Bu Dünyada Bir Ekmek Parası, Dostunun Yüz Karası, Düşmanının Maskarası." prensibine göre yaşayan adamdır.
klavye de sallamak yerine, ayakkabı fırçası sallamaktadır.
ekmeğinin, ailesinin derdinde olan güzide insandır. her daim o işi de yapacak insanlar olacak. herkes doktor, mühendis, mimar olacak diye bir kaide yokya. ona da ihtiyaç var tüm meslekler gibi. zor meslek; allah yardımcıları olsun ne diyeyim.
utanç göstergesidir, o adamın sıcacık evinde torunları sevmesi gerekirken 60 yaşında olup hala sokaklar da ekmek parası kazanmak için yoruluyorsa bu da bizim ayıbımızdır.