ultrAslan tribününden bilet almayı çok istediğim; fakat kalmaması sebebiyle kayserispor tribününe internetten bilet aldığım, bu aldığım bileti maç günü 6ya doğru staddaki gişeye gidip temin etmeyi denediğim fakat uzun sıradan dolayı halkın resmen isyan ettiği, en sonunda gişe görevlisinin elindeki bazı biletleri fırlattığı ve elime maratondan biletlerin geldiği maç.
ayrıca izlediğim maçlar arasında en zevksiziydi diyebileceğim maç.
galatasaray taraftarlarından daha çok fenerliler yorum yaptığı maç. herhalde her maçtan sonra hakem muhabbeti dönmese olmaz. galatasaray 10-0 bile kazansa yine ilk gol ofsaytı falan diyeceklerdir. maçın 90 dakikasını izledim. işkembeden atmıyor. galatasaray kötü oynadı ama kötü mücadele etmedi. kıran kırana bir maç oldu. galatasaray ın bir forveti olmadığı için ileride top tutamadı. orta sahası neredeyse yoktu. mehmet topal her topu kaybetti. ilk yarı galiba sahaya alışamadılar. sürekli isabetsiz paslar yapmadılar. ya ayağından açtılar ya rakibe attılar. dos santos sahada yoktu. yine elano hiç yoktu. galatasaray dokuz kişi oynadı. arda forvet olarak oynamayıp ortada oynasaydı veya en kötü ihtimal sol kanatta oynasaydı daha iyi olurdu. çünkü emre çolak bence elano nun yerine oynamalı. sağ kanat elano ya emanet edilmelidir. çünkü dos santos şu an hazır gözükmüyor. milli takımda sağ kanat oynadığı için elano daha alışkın o yere. ilk yarı tamamen kayseri nin kontrolünde bir maç geçti. belki ortada gibi gözüktü ama daha baskılı olan kayseridi. ikinci yarı roller değişti. kayseri takımı yoruldu. takım sahaya alıştı. daha iyi pas yapmaya başladılar. kırmızı kart tuz biber oldu. sonra maç galatasaray kontrolune geçti. galatasaray kötü oynarak iyi mücadele ederek özellikle defans bir puan kazandı. sanki bir avrupa maçı gibiydi. iyi takım kötü takım gibi. sanki galatasaray real madrid e karşı oynuyordu. çok fazla aciz gözüktü. belki çok pozisyon vermedi ama o da defansın başarısı. *
leo franco; kalesinde güven vermedi. ağzıyla kuş tutsa bile artık benim gözümde bitmiştir. en iyi leo franco yu ufuk veya aykuta tercih ederim.
uğur: özellikle ilk yarıda çok top kaybetti. ayağında çok top açtı. bizi sinir etti. olumlu top kullanamadı. vasatı aşamadı kötüydü. düzgün bir bindirmesi atağı bile yoktu.
neil: defansın yeni patronu olduğunu gösterdi. yerinde müdaheleri gerçekten çok iyiydi. defansta emre güngör ile çok iyi uyum sağladı. ayağa toplar ve topla çıkışları çok iyiydi. makakula ile girdiği ikili mücadele ve çekmesi gereksizdi.
emre güngör: neil ile birlikte sahanın yıldızıydı. antalya maçında sağ kanatta gerçekten kötüydü. ortaya çekilince biraz toparlanmış. hem makakula ile cangale hava toplarında, hem yapılan ortalarda başarılıydı.
caner: sol bekte performansı gösteremiyor. pek fala göze batmadı ama ileride verimli çıkamadı. uğur kanat olmasa bile yine vasatı aşamadı. daha çok pas yapması orta sahaya yardım etmesi lazımdı.
dos santos: tek bir şey söylemek gerekirse uzun zamandan beri maç oynamadığı için halı saha topçusu kıvamında gözüküyor. koşmaya mecali bir yoktu. acil form tutmazsa yedek yolu gözükecek.
arda: forvette oynayarak bütün yeteneklerini kısıtladı. ortadan girip elano ya sonra o da emre çolağa güzel bir top çıkardı. ortadan girdiği zaman daha başarılı oluyor.
mustafa sarp: mücadelesi yapısıyla her zaman vasat ve üstü bir performans çizdi. hiçbir zaman berbat oynamadı. ama ilk yarıda dağınık br görüntüsü vardı. mehmet topal dan öğrendiği etrafında dönme olayını bırakması lazım.
mehmet topal: çok topla oynuyor. topla oynamayı seviyor. hep uzun toplar denedi. onlarda hep karavanaya gitti. bu formu ile daha fazla oynaması zor.
keita: galatasaray ın en hareketli ismiydi. fazla topla oynaması ve çok top kaybetmesi dezavantajdı. çizgide gereksiz atraksiyonlara yaparak sinir etti. daha fazla basit oynasa daha başarılı olacak. depar kadar orta yapmayı öğrense çok iyi olacak. maçta gereksiz abartılı hareketler yaptı. kırmızı kart pozisyonunda abartılı hareketler yaptı.
elano: beklenen patlamayı hala yapamadı. sadece emre çolağa verdiği pas ve yaptığı vuruş ile gözüktü. bu kadar defansif oynamasını rijkaard mı söylüyor bilmiyorum ama onun daha fazla ileride olması gerekiyor. forvete hep uzak kalıyor. şu an emre çolak ondan bin kat iyi olmasına rağmen şimdilik o oynayacak gözüküyor.
emre çolak: galatasaray ın gelecek vadeden bir futbolcusu. fakat biraz pişmesi gerekiyor. daha sık oynamalı. özellikle bu kısıtlı kadroda forvet olmasa bile forvet arkası veya ikinci forvet olarak kullanılabilir. çünkü son vuruşları ve uzaktan şutları iyi. aslına kayseri maçında iyi yere vurdu ama kaleci iyi kapattı. sakatlanmak pahasına can havli ile atladı.
galatasarayın aldığı bir puana taraftar olarak sevindim; çünkü elimizdeki sağlam oyuncularla kayseri gibi bir deplasmandan 1 puan iyidir..
1-dos santos ileride belki bir ronaldinho olabilir; ama şu ara galatasaraya faydasını etkisiz eleman pozisyonunda..
2-elano bildiğimiz gibi malesef bir türlü bizi şaşırtmamakta,birgün frikikten bir gol at,kritik bir pozisyonu lehimize çevir yok malesef olmuyor..
3-santos ve elano performansları düşük oyuncular,kayseri 10 kişi kalmasına rağmen galatasaray fizik gücüyle kayseri karşısında 11 kişilik avantajını kullanamamıştır.
4-emre güngör'ün performansı gayet iyiydi.
5-uğur uçar,caner,m.topal'ın yanlış pasları saç-baş yoldurdu..
6-arda stoperlerin kucağından kurtarılmalı,yaratıcılığını kaybediyor.
7-başkan polat'ın galatasaraylı yıldız futbolcuların sertliklerle karşılaştığı konusunda haklıdır.caner'in denizli ve antep maçlarında bacağı eline verilecekti; ama kayserili hakan'nın ikinci sarı karttan kırmızı kart gördüğü pozisyon biraz eyyam geldi bana.. verilecek pozisyonları vermeyen hakemlerimize teesüflerimizi bildiriyoruz..
8-takımın kewell-barossuz maçları sucuksuz yumurtaya benzemekte..(yazarın burada dünya görüşü,ufku sucuklu yumurtayle sınırlı değildir,aklıma bu geldi bunu söyledim.)
iki hafta önce dos santos'tan dünya yıldızı diye bahseden çogu galatasaray taraftarının fikir değiştirmeye başlamasını sağlamış maç. bu yabancılar galatasaray'ın ahengini bozar, bu adamlar bitik dediğimizde bize sallıyorlardı halbuki.
kewell sakatlanınca lig tv'yi kapattırmıştım. iyi de yapmışım. galatasaray antrenmanına çıkamayacak kapasitede adamlar takımın yıldızı olmuş. kendinizi kandırmayın arkadaşım, canerlerle uğurlarla barışlarla topallarla sarplarla ilk dörde girersen öp de başına koy. yabancıların durumu ise apayrı bir entry konusu. açıkça bir pas verme-vermeme durumu sözkonusu takımda ki bu iş resmen kör gözüm parmağına gibi alenen yapılıyor bazı yerli hiper yıldızımsılar tarafından. pes doğrusu. iki tane de hoca var kenarda böyle boyları posları havaları o biçim. hadi len ordan.
90 dakikasını tribünden, 3 dakikalık özetini de ligtvden izlediğim maç olmuştur ki, buz gibi havada verdiğim paraya da acıdım... kalitesiz bir maç oldu... galatasaray inanılmaz kötü, kayseri iyi mücadele ediyor ama atak yapmaktan hala haberi yok bu takımın, kontratağa nasıl çıkılacağanı bilmiyorlar cangele gibi bir futbolcuları olmasına rağmen... tabi bu maçı izlerken anıları da depreşiyor insanın bir anda, aynı şehir, aynı stad, ev sahibi aynı takım, aynı hakem, ceza sahasına giren aynı futbolcu, ben aynı ben yine tribünde, sadece rakip farklıydı yaklaşık 3-4 ay önce, cangele ceza sahasına girmiş, carlos'un hafif çekmesiyle birlikte kendini bırakıvermiş, herkes de hemfikir olmuştu; kimse bu çekmeyle düşmez ama carlos çekmiş bir kere, penaltı diye, ki hakem tolga özkalfa da zart diye çalmıştı... bu akşam ne oldu peki; cangele yine girmiş ceza sahasına, önünde bir bacak arıyor belki, ama bulmuş bir kere, kimse düşmez o darbeyle belki, ama o bacak orda bir kere... yapma özkalfa yapma, hani yıldızları koruyorsun ya, keita ya elini sürdü diye verdin sarıyı, biraz da cangele'yi koru, hani el sürdürmüyordun 3 ay öncesi...
- kayseri-fener maçında carlos un cangele ye yaptığı harekete penaltı çalan tolga özkalfa nın, mustafa sarp ın yine cangele ye bastığı çelmeyi görmezden geldiği
-kayserispor un 2 puan kaybettiği
- galatasaray ın 1 puan kazandığı
abdul kader keita nın 1 ay sonra* düzenlenecek olan oscar ödül töreni ne göz kırptığı maçtır.
defans kurgusu hariç galatasaray takımı çok savruk ve bencil bir futbol oynadı. e tabi yeni transferlerinde elinde patlamasıyla iyice dağıltı takımceğiz. baktığınızda mehmet topal ve mustafa sarp dümdüz oyuncular, her özellikleri 10 üzerinden 6, topu ne ileri servis yaparlar, ne top keserler, ne skora etki ederler belli değil. herşeye mücadele değildir futbolda. mesela mustafa sarp ve mehmet topal bacaklarına pompaladıkları kanın %10'ununu beyinlerine ayırsalar eminim daha faydalı olacaklardır.
neyse galatasaray balonunun total özelliklerini bırakıp birkaç oyuncuyu değineceğim.
arda turan: yine, yeniden ve tekrar sadece türkiye standartlarının üstüne olan düz bir oyuncudur. çevresindeki yeteneksiz topçuların sayesinde öne çıkıyor. kayseri gibi zayıf bir rakip karşısında bile lucas neill kadar takıma liderlik edemedi.
elano: yıldızlı balon. alex'i eleştirenlere kapak olmuştur, sıcak sıcak...
çakma santos: ipswich town'lu vasat oyuncu. her barçalı messi olmuyor.
keita: galatasaray'da harcanıyor yeri hollywood'dur sanırım. o nasıl yere yere düşüştür arkadaş yahu.
caner erkin: ümit özat sarışın vol2 beta 0.001
evet bu galatasaray'ı atletico ve fenerbahçe karşısında düşünemiyorum. 6 mı olur 16 mı olur allah bilir?
vay amına koyim, galatasaray'ın iyi oynadığı maçmış. lan biz başka maç mı izledik, özet görüntüleri izleyip gelmişsiniz yazı yazıyorsunuz buraya. antalya maçından iyiymiş galatasaray. çok da sikim de, antalya maçında berbat olabilir de bu performansa sevinmek acizliktir lan.
şimdi bu takım 4-6-0 oynayacak bu belli, forvet yok elde. peki bu taktikle oynayacak olan takımın kanatlara inmesi ne kadar mantıklıdır aga, senin kanatlarından forvet koşusu yapan yok ki. 4-6-0 da çok yüksek pres ve ayağa oynayarak arkaya adam sarkıtma esas değil midir, e hiç birini yapmaya yeltenmedin bütün maç.
herkes sarp'a yüklenmiş ama bu mehmet topal da neyin nesidir arkadaş? ilk yarıda adamın olumlu pası yoktu ya, neden kimse buna dikkat etmemiş anlamadım. bildiğin olumlu pası yoktu. aynı şekilde caner, pas hatası yapmakta topal ile yarıştı. sen çıkarken bu kadar top kaybedersen tabi bütün maç boyu iki pozisyondan fazla bulamazsın.
ayrıca benim artık emin olduğum bir durum var arkadaş. caner erkin ve arda turan sadece birbirleriyle oynuyorlar. bu ikisinden elano ve dos santos'a pas gelmiyor. çok zorda kalırlarsa ancak. ara ara da keita ile oynuyorlar. amaçları ne anlamadım! mehmet topal'da keza, yanındaki elano'ya atmamak için çok top kaptırdı bu maçta. sanırım izleyenlerin gözünden kaçmamıştır, keita caner'den ısrarla pas istedi bomboş pozisyonda, caner'de aynı ısrarla pas vermeyince keita çıldırdı. bana tesadüf değilmiş gibi geliyor.
velhasıl bence affedilcek bir puan kaybı değil bu. takımın en iyi oyuncuları neill ile emre güngör ise orda duracaksın arkadaş. ee nonda'yı gönderirsen öyle, bıldır ki hurmalar götünü tırmalar.
edit: al bi de bilmemneresine koduğum mallarıyla uğraş. kayseri'nin galibiyetini çalmış hakem. lan mal oğlu mal, kendi kendine takılıp düşen saidou'ya çalınan foul ile mi çaldı hakem kayseri'nin galibiyetini yada uygulanmayan bir sürü avantaj kurallarıyla mı? cangele'nin pozisyonuna penaltı diyorsan zaten seni kaale almazlar koçum.
galatasarayımızın gidişatını gösteren bir diğer karşılaşma.
saç baş yolduk yine, hayretler içerisinde kaldık; oyuncularımızı, oynanan oyunu üzülerek izledik. yakıştıramadık çünkü. rakiplerimizin oynadığı maçlara bakıp da imrenmek koydu çünkü. tez zamanda takımımızın toparlanmasını dileyerek kalktık tv karşısından.*
herşeyin daha güzel olacağına inandıran bir yapı ve kadroya sahip galatasarayımızın iyi bir puan çıkardığını düşündüğümüz maç olmuştur kendileri. taşlar yerine oturdukça yıkılmadık duvar bırakmayacağız. sabırr... *
edit: amma zorunuza gıtmiş mnskym... ne gitti merak ediyorum ?
şaka gibi belki ama galatasaray'ın sadece ve sadece 2 gol pozisyonu bulduğu karşılaşma. bunlardan biri lucas neill, bir diğeri emre çolak ile. bunun dışında hiçbir şey yoktu maçta. lanetlendik sanki, takıma gelen forvetin başına mutlaka bir şeyler geliyor.
ben nonda'ya acırım bu maçtan sonra. bir tarafta attığı tek bir uzun topun sahibini bulmadığı leo franco, diğer tarafta lunaparka giderken yolu galatasaray'a düşen dos santos. belki atlı karınca söylemleri için erken ama inanmıyorum bu çocuğun form tutacağını.
elano blumer, hanımevladı desem sana mısralarımda, sesimi duyar mısın?
arda, kötünün iyisiydi. elinden gelenin en iyisini yaptı bence, bu oynamayan takımda.
sırada iki tane kraldan bahsetmek istiyorum.
biri abdulkader keita, diğeri lucas neill. keita hırsına, oynama azmine, aldığın paraya helal i hoş olsun. teşekkür ediyorum başka ne denir ki!
lucas neill, mükemmel bir transfer. süper bir maç çıkardı bu akşam. beraberliğin mimarlarından. ileriye dönük oynu da ofansif yönünü bir kez daha ön plana çıkardı. gelişine vurduğu pozisyon gol olsaydı, ayrı bir yeri daha olacaktı bende. man of the match.
Emre ve lucas neill'in gerçekten çok başarılı hareketlerde bulunduğu, özellikle neil'in makakula'yı yer yer manyak ettiği, Uğur Uçar'ın açıkçası Sabri'yi yarattığı, Caner'in gayretli özellikle yaptığı kötü pas hatalarındandolayı vasat ve altı olduğu ayrıca bomboş kanatta duran Keita'ya pas vermeyip, dandik bir orta yaparak adamı delirttiği an görülmeye değerdi ama bu durumlar çok iyi değil takım için. Elano ve Arda'nın pozisyonlarda bulunan isimlerdi, açıkçası gayret sarfettiler ama özellikle Arda çok daha kollektif * ve iyi oynayabilirdi.Keita'nın çalıştığı ama vasatı aşamadığı maç olmuşur. Giovani dos santos, evet en başarısızdı ama şimdiden adamı carrusca'ya benzetip, başka taraftarların yaptıkları gibi ezmeye çalışmak galatasaraylılığa yakışmaz. Uyum sorunu çok normal ve aşması açıkcası zaman alıcak. Toparlamak gerekirse, galatasaray'ın antalyaspor rezaletine göre çok daha makul ve yer yer vasat üstü oynayabildiği ama genelde vasatı aşamadığı maç oldu. Sakatlar ve yeni gelenlerin takıma uyumunun gerçekleşmesi için zamana ihtiyaç var ki bu şu an cimbom'un en büyük ilacı bence. Takım yakın gelecekte daha iyi top oynacaktır ama umarım atletico madrid maçına kadar daha uyumlu ve güzel bir futbol oynamaya başlarlar.
tek kazanılan değerin emre güngör olduğu maç. neil de çok iyiydi, iyice ısınmıştır artık takıma herhalde.
emre güngör daha ilk oynadığında kumaşını göstermişti. sonrasında çok iyi maçlar da çıkarmıştı. o zamanlar böyle devam ederse türkiyenin yetiştirdiği en iyi defanslardan biri olabilir demiştim kendi kendime. hem fiziği iyi, hem hızlı, hem ayaklarına hakim, refleksleri ve sezgileri de çok iyi. sakatlanınca en çok üzüldüğüm futbolculardan biriydi, neyseki toparlamış ve gayet iyi bir şekilde geri dönmüş. aynı durumu tamamıyla mehmet topal içinde geçerliydi, o hala eski mükemmel performansına ulaşamadı. tek başına bütün ortasahayı kurtardığı zamanlar vardı, şimdi iki kişiler yine zor oluyor. ileriye de hiç top taşınmıyor.
maça gelirsek:
tam bir beraberlik maçıydı, iki taraf da nadiren bir iki poziyon buldu, kaçırdı. galatasray eksikleriyle çok fazla gidemez, efsane kadro kurup sakatlıklarla uğraşmak üzüyor cidden. forvet şart, özgürcan mı cem sultan mı mülayim mi kim varsa artık çıkartın artık a takıma. erhan şentürkü arar olduk.
beklerin de futboldaki önemini gösteriyor galatasaray son maçlarda, iki bekin de iptal olduğu antalya maçı, iki bekin de kötünün iyisi olduğu bu maç, ve gerçek iki bek oynadığındaki galatasaray... herkes dalga geçse de sabri gayet iyi oyuncu, şakası yok bu işin. iyi güzel gülüyoruz ediyoruz da adamın hakkını vermek lazım, hem o kadar ileri gidip hem geri gelebilen bek çok az dünyada. almanya maçında sağ kanadı(podolskiydi o dönem sanırım, en iyi oynadığı dönemiydi bir de) oyundan düşüren bir adamdı sonuçta.
maçı izleyen ve sağlıklı düşünebilen herkesin zemininden şikayet edeceği maçtır. bursaspor - beşiktaş maçında beşiktaşlılar, fenerbahçe - bursapor maçında kazanmış olmalarına rağmen fenerbahçeliler zeminden şikayet etmişlerdir.
galatasaraylıların zeminden şikayet ettikleri maç. beşiktaş'ın kaybettiği bursaspor * maçındaki zemin ne oluyor bunun yanıda acaba, o zeminde oynansa oynansa ancak su topu oynanabilirdi, kimse de bu maç oynanamalıydı demedi. beşiktaş yenildi ya, yenseydi oynanmalıydı diyen çok olurdu adım gibi eminim. hakeza fenerbahçe'nin de ligin ikinci devresinde oynanan böyle bir maçı var.
bugünkü zemin onların yanında gayet de iyidir.
sakatların önemini vurgulamak için; milan baros geçen yılın gol kralı, harry kewell memleketin en kaliteli yabancılarından biri, sabri ve hakan balta milli takım beki olduğunu hatırlamak lazım. sol bekte caner erkin'le tırmalanmakta, sağ bekte 2 senedir top oynayamayan uğur uçar kasmakta. gio ile ilgili konuşmak için erken. gio, arda turan'sız galatasaray'ın oyuncusudur. yani önümüzdeki sezonun. elano kötüydü demek yanlış. takımın bulabildiği nadir pozisyonlarda hep elano vardı. mustafa sarp'a söyleyecek söz yok. ne diyem mahmut mu diyem. adam ''ben bu takımın formasını kaldıramıyorum'' diye bas bas bağırmakta.
özellikle saha zeminin berbat oluşu iki takımın çok fazla teknik gücünü gösterememesine sebep olmuştur. bilhassa keita gibi süratlı ve teknik bir futbolcu için işler iyice zorlanmıştır.
bunun haricinde kayserispor çok iyi mücadele etmiş ve bir iki önemli pozisyonu harcamıştır.
galatasaray'ın ise hakan balta'ya ve sabri sarıoğlu'na ne kadar ihtiyacı olduğu gözlemlenmiştir. *
bu arada milan baros gitti galatasaray bitti. *
ağır zeminde oynanan maç. futbol maçı oynanır bu zeminde ama mangala gidince oynanır. öyle kendi aranda gol atan kaleye falan. alışık olduğumuz üzere * kısır bir oyun oynadı galatasaray ve gol atamadı. maç boyunca arda'nın anlamsızca kesme vurmaya çalışıp dışarı attığı şutu da sayarsak 4 net pozisyona girdi galatasaray. sadece dört. keita'nın dışarı vurduğu kafa, elano'nun defansatan seken şutu ve emre çolak'ın kaleciye nişanladığı topla beraber. beşinciyi say deseniz sayamam.
buna karşılık kayserispor nispeten daha çok göründü galatasaray kalesinin önünde ama onların da ah vah edecek bir pozisyonunu hatırlamıyorum ben. penaltı denilen pozisyon var ama onda da cangele ceza sahasına penaltı almak için girdi ve ilk bacak gördüğü yerde kendini yere attı. o bacağı yiyen futbolcu öyle yana doğru düşmez. kendi etrafında dönüp sırtüstü düşersin. üzerinde çalışması gerek. bence poziyon penaltı değildi. zaten hakem de vermedi.
galatasaray kazansaydı büyük avantaj elde edecekti ama şampiyonluk yolundaki en büyük rakip olan fenerbahçe'nin de kayseri'den bu sahda 1 puanı zor kurtardığını düşünürsek bu haliyle de çok büyük bir kayıp olmadı galatasaray için. böyle devam edersek önümüzdeki haftalarda kanser olma ihtimalimizi saymazsak.
oyunculara teker teker bakarsak:
leo franco: gol yiyebileceği bir pozisyon olmadı. olsayı affetmezdi ama. birkaç geri pasta heyecanlandırdı beni şut sanıp içeri alır mı diye ama almadı.
caner erkin: sol tarafı nerdeyse tek başına kullandı. ileri geri kapasitesi ölçüsünde iyiydi. bu haliyle hakan balta'dan iyiydi bile denilebilir. ceza sahasına kesme orta açmaya çok uğraştı ama gerek zeminden gerek hızını ayarlayamamasından %90'ı boşa gitti. yine de iyi sayılabilecek futbolculardan biriydi.
emre güngör: lucas neill'le beraber maçın en iyisiydi. makukula'yla boğuştu, ondan kısa olmasına rağmen nerdeyse bütün hava toplarını aldı. her zaman söylediğim gibi kendine bakar ve sakatlanmayıp istikrarı yakalarsa servet çetin kendisinin yedeği olur. bir tane topu bile gelişigüzel kullanmadı. helal olsun.
lucas neill: maçın en iyisiydi. biraz tedirgin başladı ama sonradan toparlanıp müthiş bir oyun oynadı. gerek top esmede gerek topu oyuna sokmada 10 numaraydı. bu formunun sürmesini diliyoruz. servet dönünce sağ tarafı uğur uçar'dan mutlaka teslim almalı.
uğur uçar: sabri sarıoğlu'nun yedeğinin yedeği olamaz. ne çalım yeteneği var, ne de hızı. defansta da sorunlu. konyaspor maçındaki o sakatlıktan önceki ivmesi çok iyiydi ama federasyon sağolsun feci bir sakatlık geçirdi. olduğu olabileceği en iyi durumu budur. sahada olması bile mucize gibi bir şey o sakatlıktan sonra, saygı duyuyorum bu açıdan ama sağ tarafta bırakın sabri sarıoğlu'nu, serkan kurtuluş'un bile yedeği olması güç bu futbolla.
mehmet topal: türkiye'nin yetiştirdiği en iyi ön liberolardan biri. tam bir çapa. ama oyun kurması da istenirse olmuyor işte. uzun pasları iyi değil, çalım yeteneği de sınırlı. kötü oynamadı bugün oyunun defansif yönünde iyiydi ama ofansif hiçbir şey katamadı takıma. yanında pirlo tarzında gibi bir oyuncu olursa galatasaray'ın gattuso'su olur. maçı şut çekmeden bitirdi.
mustafa sarp: her zamanki mustafa sarp işte. ne eksik ne fazla. çok koştu. budur. maçı şut çekmeden bitiren bir diğer galatasaraylı futbolcuydu. orta sahada oynayıp şut atamamak da ayrı bir yetenek olsa gerek. mehmet topal'la beraber yan top yaptılar devamlı.
elano blumer: oynaması gereken yerde oynadı ama orta sahaya nerdeyse hiç yardım etmedi. gerçi yardım etse ne olacaktı onu da bilmiyorum. paslaşabileceği tek adam anlamsızca tek forvet oynatılıyordu. diğer ikisinden de biri sağ açıkta biri sol açıkta bekliyordu. zaten bu adam nerde oynar diye diye yaşlanıcaz biz. bana öyle geliyor.
dos santos: taç çizgisine o kadar çok saklandı ki bi an çıkıp gidecek sandım. içeri hiç katetmedi, aldığı her topu geriye oynadı. bir kere çalım denedi onda da yere düştü. caner'e enrdeyse hiç yardım etmedi ama neyse ki caner temposuyla biraz da olsa idare etti o tarafta. elano'nun yerinde oynasaydı daha başarılı olurdu. forvet arkası olarak sol beklerle uğraşmak zorunda kalmadan içeri katedebilir. bu zayıflıkla sağda ve solda bu oyun düzeniyle hiçbir şey yapamaz. forvet arkası diyorum ama arkasında oynayabileceği bir forvet varmış gibi düşünün siz.
abdelkader keita: sahadaki en teknik oyuncu olduğundan zeminden en çok o çekti. bu konuya da en çok tepki gösteren oydu zaten. hiçbir şey yapamadı. son dakikalarda dışarıya vurduğu kafa da cabası. geriye hiç yardıma gelmedi, zaten kısıtlı olan uğur'u iyice kaderine terketti.
arda turan: arda hakkında yazacağım şeyler frank rijkaard'ın bana tazminat davası açmasına neden olabilir. tek forvet oynatıldı, ona rağmen pres yapıp, orta sahaya gelip top alıp, presle top kazanıp elinden geleni yaptı. orta sahaya geldiği anlar topu ilerde tutabildiğimiz anlardı. iyi ki bu takımda. onu galatasaray formasıyla sahada görmek her şeye bedel.
emre çolak: kaliteli futbolcu ama dos santos gibi o da çok zayıf. ikili mücadelelerde yok. hiç yok. tek omuzda yerde. çok önemli bir pozisyona girdi ama biraz şanssızlık biraz da heyecan derken kaleciye nişanladı. büyük gelecek vaadediyor.
barış özbek: galatasaray formasıyla sahada gördüğüm her saniye bir yıla bedel. her zamanki gibiydi. oyuna girdi, birkaç kere yere düştü, sıfıra inmeye çalışıp yine düştü.
hakemin iyi niyetle yönetmeye çalıştığı fakat yer yer hatalar yaptığı karşılaşma.
en önemli hatası hakan'a çıkardığı ikinci sarı kart. cangele ve makakula'nın pozisyonları penaltı değil, karalar doğru; saidoo'nun topal'ın omzuna çarparak düşmesine verdiği frikik trajikomikti. elano'nun dizine gelen bir darbe vardı, penaltı verilebilirdi, görmedi. yine de doğru verdiği kararlar çoğunluktaydı. ben olsam geçer not verirdim hakeme.