maçı izlediğini sanan arkadaşlara hatırlatmak istediğim bir pozisyon; hani golden bir önce ki antep pozisyonu galatasaray defansının arasına giren antepli futbolcuyu son adam dediğimiz birisi durdurup topu ayağından alıyor ve takımı atağa kaldırıyor sonucunda gol buluyoruz . kim bu adam ? dün gece iğrenç bir top oynayan ümit karan, ne işin var lan senin orda ? ayıp değil mi git baroş gibi ilerde bekle sanane savunmadan sanane sol bekten sanane orta sahadan, ondan sonra 45 dakika geçmeden yoruluyorsun ne oluyor peki ? gecenin en kötüsü bravo .
ümit karan'ın neredeyse taç atışları için bile kullanacağı rövaşataların hiçbirinin gol olmadığı düşünülürse, ümit'in büyük dersler çıkarması gereken maç olmuştur.*
bir maç nasıl teknik yönetim tarafından katledidir sorusunun cevabı niteliğini taşıyan maç olmuştur.
her iki takımın da bolca pozisyonu var iken, tabata'nın arapaslarını, kewell'ın çalımlarını, baros'u, arda'yı biz seyrederken umutlanmaya başlamıştım. bir galatasaraylı olarak tek temennim şampiyonluğun ötesinde, ligdeki seyir sevki veren futbol.
başlarda ne güzeldi aslında. sabri bile sırıtmadan oynuyordu. arda her zamanki gibi hayran bırakıyor, ileride ve orta sahada pres yapıyor takım, baros top saklıyor vs...
ne zaman oyuncu değiştiriyor bu galatasaray, o zaman saçmalamaya başlıyor. yorgun ümit'in yerine mehmet güven kazması, kewelin yerine hasan. olmuyor hacı. yorgun da olsalar, hasan ve mehmet'i oyuna alma. kimi alırsan al ama onları alma. alma çünkü 2 tane arka arkaya pas yapabilen adam değil bunlar. pas yok, şut yok, press yok ulan hiçbirşey yok. yorgun da olsalar sen oyuncu değişikliği yapma.
bülent iyi midir kötü müdür bilemem. bana düşmez. ama yapılan değişikliklerden sonra bu takım bir anda dağılıyor kardeşim. değişiklikler yapıldı, gaziantep tek kale oynamaya başladı.
neyse gülen taraf, hakemi falan geçin siz, daha iyi oynayan takım olmuştur.
Hakemin galatasaray lehine kararlar verdiğini söyleyen fenerbahçelilere tabata'nın, ayhan'a yaptığı ve direkt olarak kırmızı kart yemesi gereken pozisyonu hatırlamak gerekmektedir. ilk yarı gaziantepspor futbol oynamamıştır, ikinci yarı ise galatasaray'da yorgunluk belirtileri fazlaca boy gösterince fazla kasılmadan 1-0 kazanılmıştır.
2. yarının hemen başında mehmet yozgatlı'ya ayhan tarafından takılan kabak gibi çelmenin penaltı ve son adam olması itibariyle kırmızı kartla cezalandırılması yerine, kıçını dönüp aut atışı veren bir hakemin katlettiği maçtır.
tribünlerde mehmet ağar... kimdir bu mehmet ağar? tanıyorsunuz değil mi? hakemi kim suçlayabilir; belki onun da çoluk çocuğu vardır değil mi canlar?
maçın sonunda arda'nın sakatlanması falan külliyen hikayedir. maçın son 5 dakikasında antepin 3 defa golle burun buruna gelmesinden endişelenen bu aslan yürek(!), maçın bir an önce bitmesi için hakemin peşinden o sakat(!) haliyle değişikliği göstermek için koşmuştur.
ümit karan' ın sakatlandıgını düşünüp bir anda sevindigim karşılaşmadır. fakat sakatlanmamış hala oynuyor. biri allah rızası için şu adamı oyundan alsın, futbol aşkını öldürüyor.
ümit karan izin verir galatasaray bir gol daha atarsa, galatasaray bu yıl 50 gole ulaşan ilk takım olacak. gereksiz bir istatistik olsa da vereyim dedim.
gelecek sene illa ki bir forvet ve bir sağ bek transfer edilmelidir. bu görünmüştür.
tahminim, hakan sol bekte olsaydı yozgatlı'ya bu kadar koşu alanı bırakmazdı, ama volkan o kadar iyi değil tabii.
yine de galatasaray beklediğimin çok üzerinde oynuyor. baros'a da helal olsun koşuyor, mücadele ediyor. o kadar gol sayısına ulaşmasına rağmen havaya girme veya yatma durumu yok.