serinin 4. maçıdır, wells fargo centerda oynanacaktır. d-rose'un sakatlığı bulls'u sezon içinden daha fazla etkilemiştir. kırılma anlarında topu eline alacak bir oyuncusu kalmayan chicago 3. maçta rakibinin geriden gelip maçı kazanmasına engel olamamıştır. sixers'ın bu maçı da kazanması sürpriz olmayacaktır.
son saniyelerine girilirken ömer'e çalınan net yanlış bir faulle, chicago'nun kazanmasının artık mucizelere kaldığı maç. son 10 saniye ve durum 87-82 philly lehine.
mucize falan demeyelim aslında, mucize bile yetmez chicago'Nun kazanmasına.
philadelphia 76ers maça çok iyi başladı. hücumda pota altını çok iyi kullandı. maç öncesinde doug collins'in bu konuyu dile getirdiği belli oluyordu. aslında ömer aşık pota altını gayet iyi savunuyordu. ancak philadelphia 76ers, aldığı hücum ribaundları sonrasında bulduğu basketlerle birlikte skorda da üstünlük kurdu. diğer taraftan ise chicago bulls'ta carlos boozer ve cj watson'un çok kötü şut atması chicago bulls için en büyük sorundu. ilk çeyrekte philadelphia 76ers'te spencer hawes'in iyi performansı dikkat çekti. ancak jrue holiday ve evan turner çok kötü şut attı. onların bu kadar kötü şut atmasında da ömer aşık'ın yaptığı savunmanın etkisi büyüktü. blok yapamadığı pozisyonlarda da oyuncuların şutlarını bozdu. zira her iki oyuncu da sürekli potaya giderek sayı bulmaya çalışıyordu. philadelphia 76ers bu çeyrekte kontrolü elinde tuttu ve çeyreği de 24-15 önde bitirdi.
ikinci çeyrekte ise chicago bulls'un geri dönüşü vardı. ilk çeyrekte chicago bulls'u ateşleyecek türde bir oyuncu yoktu. ancak ikinci çeyrekte taj gibson, chicago bulls'un oyuna dönmesini sağlayan isim oldu. ilk çeyrekte pota altını iyi savunan philadelphia 76ers ikinci çeyrekte taj gibson'u durdurmakta sıkıntı yaşadı. onun kendine gelmesiyle birlikte diğer oyuncular da maçın havasına girdi. diğer oyuncuların katkısıyla birlikte de chicago bulls farkı kapatmaya başladı. tabii bu geri dönüşe philadelphia 76ers'in de zemin hazırladığını söylemek lazım. ikinci çeyrekte jrue holiday, louis williams ve evan turner felaket bir performans gösterdi. sürekli zorlama şutlar denediler ve bunlarda da başarısız olunca chicago bulls'un işini kolaylaştırdılar. bu çeyrekte philadelphia 76ers'te ayakta kalan tek oyuncu ise spencer hawes'ti. onun bu gayretiyle ilk yarıyı philadelphia 76ers 44-42 önde kapattı.
üçüncü çeyrek genel olarak oldukça çekişmeli geçti. takımlar sürekli seriler yakalayarak farkı bir nebze açsa da rakip takım geri geldi ve skora ortak oldu. bu çeyrekte, ilk yarıda kötü oynayan oyuncular devreye girdi denilebilir. chicago bulls'ta carlos boozer ve cj watson; philadelphia 76ers'te ise jrue holiday ve louis williams biraz kıpırdandı. ancak bu oyuncular arasından sadece carlos boozer'in bu çeyrekte oyuna ciddi bir katkı yaptığını söylemek mümkün. diğer oyuncular çok kısa patlamalar yaptılar. bu çeyrekte iki takım da birbirine üstünlük kurmakta zorlandı. böylece son çeyreğe de philadelphia 76ers'in 64-63'lük üstünlüğü ile girildi.
maçın son çeyreğinde philadelphia 76ers'i oyunda tutan ve skorda öne taşıyan oyuncu jrue holiday oldu. ilk yarıyı çok kötü oynamıştı. üçüncü çeyrekte biraz ayağa kalkmıştı ama son çeyrekte skor çok yakınken hiç eli titremeden iki üçlük attı ve philadelphia 76ers'e çok önemli bir avantaj getirdi. chicago bulls'un cj watson ve carlos boozer ile oyuna tutunma çabaları da sonuç vermeyince philadelphia 76ers karşılaşmayı 89-82 kazandı.
son olarak philadelphia 76ers seyircisine de bir şey söylemek istiyorum: "oturmaya mı gittiniz lan? tamam, maç erken saatteydi ama playoff maçlarında da böyle ruhsuz bir şekilde maçı izleyecekseniz hiç gitmeyin. maç boyunca sadece son 1 dakikada kıpırdandınız."