arkadaş beşiktaş bu maça yatmışsa bende bişey bilmiyorum dediğim maçtır.ne yatması olum sahada adamlar kazanmak için ağız burun birbirine giriyorlar 2 kırmızı kart var.sen ne yatmasından bahsediyorsun.
tanım: rüştü ile şenol güneş'in birbirlerine sarılıp bize 2002 yi hatırlattığı maç.
yenileceksek trabzona yenilelim rahatladım arkadaş. en az 20 fenerli, 0 trabzonspor'lu arkadaşı olan herkes gibi ligin son haftası ve ondan sonraki 2 ay kafa dinlemek için şampiyon trabzonspor.
beşiktaş sahaya çıkıp aslanlar gibi mücadelesini vermiştir ama hakem adı altında ortalıkta gezinen şahıs iki takımıda mahvetmiştir.
yahu giray'ın pozisyonu nedir öyle. taban göstererek oyuncuya uçmak ne demektir. yurekli olsan, göstersen kırmızı kartını. rakibin defans hattının en önemli oyuncusu atılacak ve trabzonspor çok zorlanacaktı.aurellio'nun belediye maçında yaptıgı hareket bunun yanında ikili mücadele gibi kalmakta. siyah-beyaz forma daha net gösteriyo sanırım bu hareketleri. sivok'un gördügü ilk sarı kart, yahu bu maçta hiç olmadıysa en az 5 tane bu pozisyonun aynısı vardır adaletmi bu ?
hakem bi arayışa girmiş gibi ulan kimi atsamki diye kurbanda sivok oldu.
ofsayt olan golü konuşmaya hiç gerek yok.
sivok atılana kadar beşiktaş'ı biçen hakem o dakikadan sonrada trabzonsporu biçmeye başladı. açık seçik kırmızı kart ve penaltı.
hakem kadar schuster efendide nobre'yi oyuna alarak yenilgide büyük rol oynadı. yahu sag kanat adamı kırmızı görmüş orayı solak bir oyuncuyla kapatan bi takıma karşı neden ilk yarı boyunca orta sahayı kapatan, top çeviren, oyunu yönlendiren fernandes'i çıkarıp yerine serseri mayın gibi gezinen nobre'yi oyuna alırsın.
al tamam al nobre'yi oyuna. bu adamın çözemedigim bi yetenegi var. yahu ekrem'i çıkar hilbert'i sag beke çek simao'yu saga çek nobre kazmasını yine oyuna al. trabzonspor'un sol ayaklı sag veki bindirmemi yapacak ey schuster.
genel olarak beşiktaş'a bakarsak,
rüştü : pek iş düşmedi kendisine ama ligimizde en tecrübli kaleci sensin, yahu biliyosun takım kısa, yan top zaafı var. yedigin golde çıkıp yumruklaman gerekmezmiydi be abi ? ekrem : anlamayamadım ne yapmak istedigini. topu tavaf etmekten başka bişey yapmadı. sivok : güzel götürdügü maçı sıçtı batırdı. ibrahim toraman: candır, canandır. ismail : gitti, geldi, koştu. güzel olacak güzel. topu bide ayagına dolamasan. necip uysal : tartışmasız maçın en iyisiydi. simao : pak katkı saglayamadı. ara ara göründü. rakibi 10 kişi bıraktı. fernandes : çalım attı, top kaptı, orta sahada ne yapılması gerekiyosa herşeyi yaptı. ilk yarıda sahadaki en dikkat çeken oyunculardan birisiydi. guti : üstaddır kendileri ama kendisini çok yoruyor. bu adam 34 yaşında olmasına ragmen pres yapıyor yahu.
istedigi koşular arkadaşları tarafında yapılmayınca oyuna küsüyor gibime geliyor. candır canandır. hilbert : yahu bu adam sağ bek oynarken daha faydalıydı, sağ açıkta sırıtıyor. yedigimiz golde yine adamını kaçırdı, kiev maçındada bunu yapmıştı. bir gökhan gönül degil ama bir sabri'de degil. ayrıca yedigimiz golde ellerini yüzüne kapatınca pes aklıma geldi. pes oyununda gol yiyen defans oyuncularının yaptıgı üzüntünün aynısını yapmayı başardı. gol yememize ragmen salak bi gülümseme yüzümde belirdi. bobo : çok pozisyon harcadı, tabi bunda uzun zamandır oynamamasının etkiside var. pres yapma gibi bir özelligi olmadıgı için schuster'in sisteminde yeri yok gibi geliyor. keşke sözleşmesi yenilense, beşiktaş'ta büyüdü yahu bu çocuk. nobre : bir olumlu hareket yap be adam. ayrıca bu adamın sözleşmesi ne zaman bitiyor birisi aydınlatırsa sevinirim. sana lisans çıkaran federasyonu... neyse yorumsuz. ernst ve almedia için pek bişey demeye gerek yok.
ayrıca dikkatlerden kaçtı sanırım. akıllar hep kırmızı kartlar, verilmeyen gol ve penaltı pozisyonunda kaldı sanırım.
bobo ve giray arasında bir pozisyon vardı. giray topa vurdu bobo'ya çarpan top giray'ın eline çarptı ve giray pozisyon esnasında bobo'yu resmen biçti. tamam açık seçik top yakın mesafeden giray'ın eline çarptı. eee sonrası? pardon hocam sen ele takıldın, görmemişssindir giray'ın bobo'yu biçmesini. ayrısa son dakika onur ve nobre arasındaki pozisyonda bi garip geldi. nobre'yi biraz dagıtmış gibi geldi onur.
şeref tribününde çıkan olaylarla ilgili sadri şener'in açıklamalarına göre tüm suçu beşiktaş taraftarına atmakta çok yanlış gibi.
sözüm sadece şu açıklamaları yapan beşiktaşlılara hepsine değil sadece yedek takımı yenmişiz ilk 11 gelseniz nolcak bizim gutimiz,quaresmamız,simaomuz,almeidamız sizin kıytırık onbirinizi siker yeaaa diyen beşiktaşlılar çok güzel kapak oldukları maçtır.
(bkz: göt olur)
beşiktaş'ın ilk yarıda topladığı puanlara sevinmesi gerektiğini gösteren maç. ulan 10 kişi takıma karşı bile sağdan soldan orta yaparak gol atmak dışında alternatifi olmayan dandik bir takım lan bu. ilk yarıda ki puanlar olmasa küme düşerdi mazallah. ligin folloşu kim olacaktı sonra. aman diyim.
cok merak ediyorum, şu anda besiktas'la fenerbahce sampiyonluk yarisinda olsaydi ve bobo gün itibari ile attigi golü trabzonspor'a atsaydi fenerbahce taraftari'nin trabzonspor'a tepkisi ne olurdu?
"satmislar maci yaea!!", "trabzon zaten hep yatiyo yaee!" olurdu degil mi fenerli kardesler? sampiyonluga aday takim da yapiyormus böyle hatalar. her seyi yatmayla, satmayla yorarsan, böyle sap gibi kalirsin!
not: aşağıdaki değerlendirmeler tamamen gerçek dışı(!) olup yazarın iç dünyasında kurguladığı bir senaryonun ürünüdür(!);
hayatım boyunca onlarca defa stadyumda, yüzlerce defa tv başında futbol müsabakası izlemişimdir. senaryosu bu kadar ince ama bir o kadar da kötü kurgulanmış başka bir sonucu baştan belli maç görmedim.
ilk yarı beklenildiği gibi ortada bir oyun oluyor, ev sahibi takımın gol pozisyonları var, konuk takımda defansın arkasına hızlı oyuncularını sarkıtarak pozisyon bulmaya çalışıyor. genel olarak çok fazla göze batacak bir olayın olmadığı 42 dakika geçiriyoruz ve dananın kuyruğu o anda kopuyor. konuk takımın bir oyuncusu çift sarı kartla oyun dışında kalıyor. bu ne seyreden, ne oynayan ne de yöneten hiç kimsenin beklemediği bir durum.
ikinci yarıya konuk takım biraz daha hızlı başlıyor, bir-iki gol pozisyonu bulunuyor fakat o beklenen gol bir türlü gelmiyor.
55-60 arası ev sahibi takım silkelenip rakibinin 10 kişi kaldığını farkediyor ve cılız bir baskı kurmaya çalışıyor. bu baskı sonuç veriyor ve bir gol bulunuyor fakat ofsayt ile alakası olmamasına rağmen gol geçersiz sayılıyor. ev sahibi takımın çok ateşli ve sinirli taraftarı nedense buna hiç bozulmuyor. moralini bozmaya ev sahibi takım hemen akabinde bir gol daha buluyor ve 1-0 öne geçiyor.
fakat bu üstünlük kısa sürüyor ve iki dakika sonra konuk takımın bir duran toptan çok sürpriz bir gole ulaşıyor. moralini bozmaması gereken ev sahibi takım bir kişi fazla oynamanın avantajını da iki dakika sonra kaybediyor ve bir defans oyuncusu anlamsız bir yerde ikinci sarı kartı görerek oyundan atılıyor. şampiyonluk yolunda puan kaybına tahammülü olmayan ve ülkenşn 3 te 2 sinin desteklediği(!) rakip takım şahlanıyor. en golcü oyuncusu ile yüzde yüz bir pozisyonu harcıyor. burada verilmeyen bir penaltı ve kırmızı kart durumu da mevcut. hani maçın anlaşmalı olduğunun önüne geçecek bu hakem hataları. burada film kopuyor misafir takımın hocası tribüne yollanıyor falan filan. tam hedef saptırma mevzuları.
dakika 80 küsür. ev sahibi takımın stoperi, geçen sene kendi kalesine attığı golle şampiyonu belli eden kişilik kendi yarı sahasında aldığı topla çalımlarla ilerliyor. dönen topta artık mecali kalmamış olacak rakip santroforun altında eziliyor, eziliyor ayağını uzatamıyor.
konuk takım hiç beklemediği(!) bir golle 1-2 öne geçiyor. şeref tribünü karışıyor. şampiyonu biz belli edeceğiz diyen camianın yöneticileri görevlerini yapmaktan dolayı mutlu. tamamen şov ve hedef saptırma amaçlı olaylar çıkartılıyor.
şu maçı izledikten sonra beşiktaş, trabzon'a yattı diyen futbol provakatörlerini görmek acı verici.
ulan sorarlar adama daha ne yapsaydı beşiktaş. o soğuk havada tribünleri doldurmuş ve galibiyet için bastırıyor taraftar.
beşiktaş ise özellikle ikinci yarıda maçın kontrolünü ele geçirip ligdeki en iyi maçlarından birini çıkarıp iki gol atıyor ve birini hakem vermiyor.
bir gol serbest vuruştan yenmiş ki beşiktaş sürekli böyle gol yiyor, ikinci gol ise hilbert'e çarpıp rüştü'yü yanıltıyor.
ama kahraman olmak için yalandan kendini yere atmalar, maç devam ederken sahaya top atmalar,
sahaya çukur kazmalar... şimdi bunları yapmadığımız için mi suçlu maç satan kulüp olduk ?
ama bu söylentilerin esas kaynağı her maçtan önce hakemi baskı altına almaya çalışan, sürekli ortalığı geren ve bundan çıkar sağlayan "ismi malum olan" kulüp yöneticileridir.
burak yılmaz olmak üzere tüm trabzonsporuma teşekkür ediyorum. hatta serkan balcı bile dahil. 1-2 maç kötü oynadı diye adamı satacak değiliz. şenol hocama saygılar ve şu iş ne olur son dakikaya kalmasın. 3-4 maçtır kalp krizinin eşiğine geliyorum. son olarak diyeceğim şudur ki trabzonsporun en büyük artısı geri düştükten sonra bile çok kolay toparlanıp maçı bir şekilde alabilmeleri. şimdi bakmaya üşendim ama büyük olasılıkla geri düşüp maçı çevirmekte lig lideridirler ve garip bir şekilde sanki öne geçtiğimiz maçlarda çok daha fazla zorlanıyoruz.
bu maçın alınması çok önemliydi. rezalat başlayan ikinci yarı da düzeldi gibi. ilk yarıda takımı yenen tek takım manisa deplasmanından 3 puanla dönüldü, son haftalarda kendini gösteren ve kış aylarında her zaman zorlayıcı olan sivas'a deplasmanda puan verilmedi, kötü gitse bile ligin potansiyeli olarak en iyisi beşiktaş hiç olmayacak bir maçta yenildi ve kayseri'den de 1 puan alındı. 4 maçta 10 puan gerçekten çok iyi. hele bir de bu fikstürle.
başlamışken bir parantez de cale'e açmalı. kendisini özellikle bu yıl ikinci yarıda çok daha fazla hucümde görüp, takım olarak da biraz verim alsak da savunmada hala vasat, belki kötü bile denebilir. bu takımda değişmesi gereken ilk oyunculardan biri olduğunu sanırım herkes görüyor. öte yandan egemen korkmaz'ı çok da özledik be.
koyu galatasaraylı arkadaşımın trabzon gol attığında sevinçten havalara uçtuğu maçtır sonrada kardeş yarında gençlerbirliğini tutuom demesi ayrı bir alışılagelmişliktir . ulan be adam gs gol atsa bu kadar sevinmezsin nedir bu fenerbahçe nefreti anlayabilmiş değilim.
bazı fenerbahçeli arkadaşların geçen yıldan gazı olan maç. maça yatmadık ama yahu siz tüm galibiyetlerinizi aldınız da çıkıpta size kimse şampiyon olamazsınız dedi mi?
siz gidin şampiyonluğunuzla uğraşın. bizim s*e s*e adam edilecek bir takımımız var.
fenerbahçelilerin muhtemel kaçacak şampiyonluklarına şimdiden kılıf uydurdukları maç. neymiş beşiktaş maçı satmış.. sezon sonuda
öyle diyecekler. herkesi kendileri gibi fesat zannediyorlar. maçı izleyen her objektif kişi nasıl çatır çatır maç oynandığını
görür. yok rüştü hata yapmış, yok toraman top kaptırmış, yok rakibi boş bırakıp gol yemişiz. beşiktaş bu hataları sezon başından
beri sürekli yapıyor zaten.
