* Beşiktaş maça klasik düzeniyle 4-2-3-1 sistemiyle başladı.
* Partizanın defansif futbolu, oyunun ilk yarıda sıkışmasına neden oldu.
* Maçın kilidini Gökhan Töre açtı ve bir penaltı yaptırdı, diğer golün de asistini yaptı.
* Partizan Gökhan Töreye ekstra bir adamla markaj uyguladı; fakat işe yaramadı.
* Beşiktaş 4. maçlar sonunda Tottenham ile beraber grubunda yoluna yenilgisiz devam etti.
Uefa Avrupa Liginde Beşiktaş, dördüncü maçlar sonunda yenilgisiz yoluna devam etmeyi başardı. Bu maç öncesinde Fenerbahçe derbisinde lig şampiyonluğu yolunda psikolojik darbe yiyen Beşiktaşın bu maça reaksiyonu merak konusuydu. Ligde önce Erciyesspor, ardından Fenerbahçe yenilgileri takımı tatlı rüyadan uyandırmışa benziyordu. Mücadele azmi ve açlığıyla maçlarını kazanan Beşiktaşta bu darbelerin etkisi ilk yarıda kendisini ortaya çıkarmışa benziyordu. Taraftar içinse durum o kadar da karamsar değildi. Gerek Fenerbahçe maçında takımlarını maç sonunda tribünlere çağırarak destek olmaları gerekse Partizan maçı boyunca hiç susmadan destek vermeleri ne kadar özel bir taraftar grubuna sahip olduğunu gösteriyorlardı Beşiktaş cephesi adına. Atatürk Olimpiyat stadındaki maçı yaklaşık 12.000 seyirci izledi. Atatürk Olimpiyat Stadındaki son galibiyetini tam 92 gün önce alan Beşiktaş, son olarak 6 Ağustos tarihinde Feyenoordu 3-1, daha sonra Arsenal (0-0), Çaykur Rize (1-1), Asteras (1-1) ve Eskişehirle (1-1) berabere kalırken, son maçta Fenerbahçeye 2-0 yenilmişti.
Diğer yandan iki ekip daha önce bir resmi bir özel olmak üzere 2 maçta karşılaştı. ilk olarak hazırlık karşılaşmasında 18 Temmuz 2005te karşılaşan iki ekibin maçını kazanan taraf 2-1 ile Beşiktaş olmuştu. iki ekip son karşılaşmayı ise bu sezon Sırbistanda UEFA Avrupa Liginde oynadı. Beşiktaşın 4-0 üstünlüğüyle sonuçlanan maçın gollerini ise 18. dakikada Veli Kavlak, 45. dakikada Demba Ba, 52. dakikada Oğuzhan Özyakup ve 54. dakikada Gökhan Töre kaydetmişti. Bu maça çıkmadan önce Sırbistan Süper Liginde şampiyonluk mücadelesi veren başkent ekibi Partizan Belgrade geride kalan 11 haftada 9 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet ve topladığı 28 puanla ligin zirvesinde yer alıyordu. Ligde şampiyonluğun en büyük favorisi konumunda olan Partizan Belgrade, UEFA Avrupa Liginde ise umduğunu bulmuşa benzemiyordu ve geride kalan 3 maçta 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik almıştı. Ligde tepede olmalarının verdiği özgüveni devam ettirebilmek açısından, Beşiktaş ile oynadıkları ilk maçta aldıkları ağır yenilginin izlerini silmeleri, prestij açısından önemliydi ve maça dişe diş bir mücadele edeceklerini belli ederek başladılar.
-------------------- resim -------------------- -------------------- resim --------------------
Beşiktaşın teknik analizine bakacak olursak, maça klasik 4-2-3-1 sistemiyle başladı. Sistemin işleyişi defans ve hücum varyasyonları açısından farklıydı. Defans yaparken Oğuzhan Özyakup ofansif orta saha olarak oynarken hemen arkasında, ön liberosuz fakat 2 paralel defansif orta saha olarak Atiba Hutchinson ve Veli Kavlak defans hattının önünü ikiliyordu. Hücumda ise, set paslarında Oğuzhan defansın önüne gelerek top dağıtımını yaparken, sol iç Veli Kavlak, sağ içe ise Atiba Hutchinson geçiyordu. Gökhan Töre ise, sık sık bindirmeler yaparak takım arkadaşlarının pas dağıtım trafiğine muazzam yardımcı oluyordu. Maçın ikinci yarısında ise ilk değişiklik Fenerbahçe maçında gördüğü kırmızı kart nedeniyle üzgün gözüken Olcay Şahan yerine giren Mustafa Pektemek, gizli forvet olarak sık sık kanatlara deplase olarak koşularını yapıyordu. Mustafa Pektemekin oyuna girmesiyle yer yer sağ kanada geçen Gökhan Töre ise, sol kanat bölgesine kayarak kontra ataklarda destek sağlıyordu.
-------------------- resim -------------------- -------------------- resim --------------------
Partizanı cephesi ise ilk maçta 4 gol yemenin tedirginliği vardı. Bu yüzden sistemleri yukarıdaki gibi 4-2-3-1 gözükmesine rağmen 4-1-4-1 biçimindeydi. Şöyle ki Markovic, ön libero pozisyonunda oynarken, hücuma çıkmıyordu, orta 4lü sık sık pres yapmayı deniyordu. Özellikle Gökhan Törenin olduğu kendilerine göre sol kanatlarına ekstradan bir oyuncuyla daha kapatarak etkisiz bırakmayı denediler. Yani sadece sol bekleri Volkovla sol kanatlarını kapatmıyorlardı, orta saha göbeğinden sola sürekli bir oyuncularını deplase yaparak ve sol kanat oyuncuları Ninkovicin de desteğiyle beraber 3lü bir kanat kapamayı deniyorlardı. Buna rağmen Gökhan Töre tam 42 kez topla buluştu. Fakat bu kadar defansif futbol ağırlıklı sahaya çıkmanın dezevantajları da vardır. Daha az topla buluşma, daha az dribbling, daha az paslaşma demektir. Bunun neticesinde de yenilen gole reaksiyon göstermek de zordur.
Karşılaşma Beşiktaşın kontrolünde başlarken ilk gol pozisyonu 16. dakikada Gökhan Töre ile oluştu. Sol kanattan Oğuzhanın pasıyla rakip ceza alanı yayı üzerinden Gökhan Töre biraz dribbling yapıp sağ ayağı ile yerden sert şutunda kaleci Lukac son anda uzanarak topu kornere çeldi.
-------------------- resim -------------------- -------------------- resim --------------------
8. dakikada ise organize gelişen Beşiktaş atağında Veli Kavlakın sola açtığı topla buluşan Ramon Motta ortasında, arka direkte bomboş topla buluşan Gökhan Törenin şutu farklı şekilde auta çıktı. Beşiktaşın bu atakları gelecek golün habercisi gibiydi. Dakikalar 27e gelindiğinde ise Oğuzhanın sol taraftan kullandığı serbest vuruşta hava hakimiyetiyle tanıdığımız Sivokun klas kafa vuruşu gol oldu fakat yan hakem ofsayt bayrağını kaldırdı.
-------------------- resim -------------------- -------------------- resim --------------------
ilk yarının geri kalan dakikalarında da Gökhan Törenin bir şutuyla daha yararlanamayan Beşiktaş skor dengesini bozamadı ve ilk yarı 0-0 bitti. Beşiktaşın sık sık kanatları kullandığı, Partizanın ise geride oyunu kabul ettiğini söyleyebiliriz. Partizanın defansif futbolu, Beşiktaşın da sıkışan oyun çabalarıyla geçen bu maçta Partizanın kaliteli ayak eksikliğini ön plana çıkıyordu. ikinci yarı başladığında, Maçın 55. dakikasında Stankovic, ceza sahası içerisinde Gökhan Töreyi düşürdü ve penaltıya sebep oldu. Atışı kullanan Demba Ba topu ağlara gönderdi ve takımını 1-0 öne geçirdi. Dakikalar 61i gösterdiğinde ise Olcayın kanadına Oğuzhanın pasıyla deplase olan Töre ile hızlı çıkan Beşiktaş rakibi az adamla yakaladı. Sol kanattan topla ilerleyen Gökhan pasını Demba Baya çıkardı. Demba Ba bomboş pozisyonda rahat bir vuruşla ikinci golünü de atarak takımını rahatlattı.
-------------------- resim -------------------- -------------------- resim --------------------
Golü bulduktan sonra frene basan Beşiktaş 70ten sonra oyundan düşmeye başladı. Oğuzhanın yerine giren Sosa orta sahada top çevirmede yetersiz kaldı. Topu ilerde tutmakta da sıkıntı yaşayan Beşiktaşa cezayı Partizanda 65te oyuna giren daha önce Galatasaraydan da tanıdığımız Sasa Ilic kesti ve 77. dakikada sol çaprazdan çıkardığı pasında topla buluşan Markovic, yay üzerinden uzak köşeye yerden düzgün vurdu. Cenkin hamlesi yeterli olmadı ve skoru 2-1 getirdi. Kalan dakikalarda da gol olmayınca Beşiktaş grubundaki 2. Galibiyetini alarak kayıpsız yoluna devam etti. Bu skor ülke puanı adına da sevindiriciydi. Son bir not olarak Milanın gözlemcilerinin de Gökhan Töre için tribünde olduğu kaydedildi.
Beşiktaş 2:1 Partizan
Stat: Atatürk Olimpiyat
Hakem: Alexandru Dan Tudor
Beşiktaş: Cenk Gönen, Pedro Franco, Ramon Motta, Tomas Sivok, ismail Köybaşı, Atiba Hutchinson, Gökhan Töre, Olcay Şahan, Oğuzhan Özyakup, Veli Kavlak, Demba Ba
Teknik Direktör: Slaven Bilic
Partizan Belgrade: Milan Lukac, Lazar Cirkovic, Stevanovic, Vladimir Volkov, Vojislav Stankovic, Danilo Pantic, Drincic, Markovic, Nınkovic, Skuletic, Grbic
Teknik Direktör: Marko Nikolic
Goller: Dk. 55,61 Demba Ba, Dk. 77 Markovic
-------------------- resim -------------------- -------------------- resim --------------------
beşiktaş'ın son dakikalarda maçı gererek izleyenleri kansere sürüklediği maç. bilic'in artık skor öndeyken oynanacak oyunu yerleştirmesi lazım bu takıma. ne zaman korumaya kalksak sıçıp batırıyoruz. birşeyler yapması lazım acilen. bu şekilde ligde şampiyonluğa gidilmez.
beşiktaşın skoru koruyamama konusundaki handikapı, savunmada lider oyuncusunun olmamasından kaynaklanmaktadır. egemen in ayrılışından beri beşiktaş bunu yaşıyor. arzulayan açık maç geçmişine bakabilir. egemen gittikten sonra bu yaşanıyor. hatırlarsanız öne geçtiğimiz maçlarda son dakikalarda egemen şov başlardı. ondan önce ki sezonlarda da ferrari şov vardı.
beşiktaşa bu tipte hatta lugano tipinde bir stoper lazım ki, paraya kıyılırsa takım öyle bir kademe atlayacaktır ki buna herkes şaşıracak.
beşiktaş'ın bariz bir skoru koruyamama fobisi var bunu bir kez daha gördük. allahtan o top 2 cm daha aşşağıdan gitmedi. bugün 3 puanı aldık ama golü çoktan yedik aslında.
beşiktaş'ın haftasonu cereyan eden olaylardan ötürü moralsiz çıktığı karşılaşma. futbolcuların ve bilic'in yüzünden bu net anlaşılıyordu. bu sene beşiktaş'ın avrupa maçları daha izlenebilir çünkü tek rakibi karşı takım. hakemlerle ya da lobilerle uğraşmak zorunda değil.çıkıp topunu oynuyor. allah'a şükür daha avrupa ligi'nde de yenilgi yüzü görmedik.
çok tempolu oynamadık zira bilic maç öncesinde zaten söyledi, lig maçlarımız da çok önemli buyüzden biraz daha geri durduk. yinede rahat fark açabilirdik. son dakika yine bi karambol yaşandı ama cenk sağolsun içimizi rahatlattı. teşekkürler çocuklar.
turkcell toplantımızdan dolayı izleyemedigim fakat saniye saniye masa altından gol haberlerini aldığım, izleyemesemde içimde yaşadığım maç. işte besikt_aşk. laf edenlere kapak olsun.